üst düzey kurgulanan senaryosunun ve gerçekçiliğinin yanında bir de kemik izleyicisi içinde kendini bulur.
ben çocukluğumdan beri hep behzat gibi biri olmak istedim. behzat gibi istediğini yapabilen, çalışkan ama aynı zamanda tembel. koruyup kollayanı olan ama bunların olup olmadığını umursamadan kafasının dikine gidebilen. kafasına koyduğunu yapan ama yeri geldiğinde diğer insanları da dinleyen olmak istedim. ama hep harun oldum. nerde nasıl konuşması gerektiğini bilmeyen. iyi niyetli ama odun. behzat olamadığımda hayalet olayım dedim baktım çevremde insan yok. harun olduğumda herkes kaçmış ya da behzat olmak isterken hepsini atmışım hayatımdan. üç beş kişi kalmış çevremde. akbaba olsam; gizemliliğimi görecek bir insan olmadığından gizemli olamam zaten. hep bu döngü içinde bazen harun bazen cevdet oldum ben.