dört gözle beklediğim film. ne olursa olsun, türk sinemasındaki farklılıklar için, yine de türü * itibariyle izlenmesi ve de desteklenmesi gereken filmdir.
dizisi net aleminde bu kadar tutmuş bir sinema filmi olarak da, dişe dokunur bir gişe başarısına sahip olacağını düşünüyorum. ayrıyetten erdal beşikçioğlu gibi bir aktörü her halükarda izlemek insana keyif veriyor. bir de tabii ki mutfağın arkasında da serdar akar var.
Filmin ismini ve afişini çok beğenmiştim ancak kendisi beklentilerimi karşılamadı. Öncelikle teknik anlamda çok zayıf. Bir dizi gibi çekilmiş. Zaten en başında 1.85 boyutlarında olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Sinema dediğin 2.35 olmalıdır. Dizi izleyicisini hedef kitle belirleyebilirsiniz elbette ama sinema sinemadır değil mi? Ve büyük perdede gösterilir. Kadrajlar ona göre kurulur. Gerçi işin başında sinemacı adam Serdar Akar var, bize laf düşmez ama hocam gören göz görür. Aceleye gelmiş ve sanki pek özen gösterilmemiş gibi. izleyiciyi çantada keklik görmüşler sanırım. Ankara genelleri dizi arşivinden kullanmışlar sanki. Olmamış. Grenli olmuş. Bunun dışında da çok sayıda grenli plan var. Ses etkili bir biçimde kullanılmamış. Bu konuda da 'dizi gibi'lik devam ediyor. Bir kaç görsel efekt vardı. Çok basit ve amatörceyd. Teknik yetkinlikten yoksundu kısacası.
Hikaye genel anlamda iyi ancak senaryo olarak pek başarılı değil. Öncelikle seri katil çok iyi aktarılmamış. (Dizi gibilik devam ediyor) Ürkütücü ve gizemli değil. Diri diri gömülmek durumu kendi başına bir gerilim unsuruyken filmde hiç üzerinde durulmamış. Ayrıca büyüklerden baskı gelmesi ve yetimhane çaocuğunun intikamı dizide karşılaştığımız konular. Tekrarlama var. Espriler gayet başarılı. iyi bir komedi filmi olacak düzeyde. Sevdiğimiz karakterler de(Hayalet, Akbaba,Harun,Behzat) dizideki özelliklerini korumuşlar. (Dizi filmden sinema olan projelerin en çok yaptığı hata sinemaya geçince karakterin farklılaşmasıdır.) Film gerilimi sağlamıyor mu? evet sağlıyor. Finale doğru geriliyorsunuz ancak final bu gerilimi maalesef karşılamıyor. Aksine çok havada ve anlamsız bitiyor. Açıklanacak bir sır kalmıyor ve olan bir olay yok. Bir kaç sahne çok başarılı olmuş; Hiç tanımadığı birine kızı sanıp sarılması ve kendi kendilerine kaza yapmaları gibi.. Genel anlamda beklentilerimi karşılamasa da iyi bir Behzat Ç bölümünü sinema perdesinde izlemek gibi bir mantıkla sinemada izlenmelidir. Ayrıca dizinin televizyon dünyasındaki duruşu bile bu filme saygı göstermeye yeter.
Son olarak Serdar Akar'ı bilenlerbitmeden bitmez ne anlama gelir bilirler. Ve jenerik bitmeden filmi bitirmezler.
--spoiler--
"haydi ön gösterime çıkarın biletleri, haydi haydiiii" derken hemen 28 ekim cuma günü için ankamall'dan biletimi aldığım film. kuzenimle erken davranmayı akıl ettik allahtan, şimdiye hiç yer kalmamış.
yuh!
bu gün her şey sana girsin "türk filmografi üst yönetim ve denetim kurulu".
behzat ç.nin gösterimi için sinemalar gün sayarken türk filmografi üst yönetim ve denetim kurulundan şok bir sansür kararı geldi. behzat ç.nin gerek içerdiği küfürler gerekse şiddet sahneleri yüzünden yanlış rate edildiğini ve +18 kategorisinde gösterime girilmesi gerektiğini beyan eden kurul, yayın tarihine kadar yeni ratelemenin yetişmeyeceğini dolayısıyla filmin bu haliyle gösterime girmesinin mümkün olmadığını belirtti.
dün altın portakal'daki galasında izlediğim efsane dizinin güzel filmi. güzel fimi diyorum çünkü çok çok çok güzel değildi. behzat ç.'den beklediğim kadar güzel değildi. zaten bi kere cansu dere gibi gereksiz bir oyuncu, gereksiz bir rolde oynamıştı, ne kadar güzel olabilirdi. sonunu da çok çarpıcı bulmadım. belki de hala sezon finalinin etkisinde olduğumdandır. diyaloglar her zamanki gibi çok komikti. harun ve hayalet haddinden fazla komikti. oyunculuk (cansu dere hariç) her zamanki gibi üst düzeydi. hakan boyav'ın oynaması bir ankaragücü taraftarı olduğum için benim için ayrı bir keyifti ama bir yandan da üzülmedim değil çünkü dizi de oynayamayacak.
organizasyon bok gibiydi. film sırasında yaklaşık bi 40-45 saniye görüntü var ses yoktu amına koyum kepazeliğe bakın. söyleşiyi binanın dışında bir çadırda yapmışlar, o yağmurda insanlar giremedi bile söyleşi çadırına. filmin oynadığı salonda yapabilirlerdi. hoş gerçi filmi izlerken de bir çok kişi biletleri olduğu halde ayakta izledi çünkü bilet basarken davetiyeleri hesaba katmadan bilet basmışlar. kapasitenin çok üstünde insan vardı.
diziyi izlemeyen insanlara da tavsiye ederim çünkü karakterleri güzel işlemişler. beraber gittiğim iki arkadaşım diziyi izlememişlerdi hiç, onlar benden daha çok beğendi filmi. benim kadar büyük bir beklentileri olmadığı için büyük ihtimal.
bütün ekibe bir kez daha ankara'yı ve angaralıyı bu kadar güzel anlattıkları için teşekkür ederim.
bugün okul çıkışı altın portakal'a galası için gittiğim film. erdal beşikçioğlu uludağ sözlük yazarı değilse sözlükte filmi ilk izleyen benim sanırım. evet film ekibiyle birlikte izledim. cansu dere de vardı. hatta nefise karatay da gelmişti. fıstık gibiydi. ama onun filmle alakası yok. neyse ilk yorumu yapayım.
bok gibiydi. izlemeyin amına koyiyim paranıza yazık. şaka len şaka. hemen eliniz eksiye gitti di mi hergeleler? itiraf edin hadi. ulan ne adamlarsınız! sırf filmi beğenmedim diye eksileyecek miydiniz yani? tövbe tövbe. tamam telaş yapmayın beğendim filmi. spoiler ifadesine sinir olduğum için kullanmayacağımı belirtip öyle devam ediyorum. diziyi izlemeyen biri olarak karakterleri ve filmin hikayesini çok iyi buldum. ayrıca çok da komikti. genelde filmlerde yapılan esprileri çok doğal ya da samimi bulmam ama bu film komikti işte. bunun yanında çoğu kimsenin dikkat bile etmeyeceği siyasi dokundurmalar çok incelikliydi. filme girmeden önce adına baktığımda aşk yoğunluklu bir film çıkacak diye beklemiştim. ama öyle değil. filmin ismindeki '' seni kalbime gömdüm'' ifadesini sadece filmin senaryosuyla alakalı olan mecazi değil gerçek anlamıyla ''gömmek'' fiilini vurgulamak için kullanmışlar. neyse zaten behzat ç'nin hayranları filmin adı '' behzat ç bas gaza aşkım bas gaza'' olsa bile izler heralde. kısacası izleyin, güzel film olmuş.
Bugün galası olan ve o galaya benim bilet aldığım film. lakin şahsi cenabetliğimden midir bilinmez, biletleri aldırdığım arkadaşımın çantasından cüzdanını çalmışlar altın portakal'da, içinde biletler varken, yalan oldu. ufak çaplı bir dünyam yıkıldı duyunca. napalım, sağlık olsun.
düzenleme: biletler bulunmuş canlar. akşam galadayım.
cansu dereden bıkkınlık geldi. ulan her güzel projede bu kadın. bir behzat ç ye el atmamıştı oda oldu... bıktım be. ne işin var senin bu kadar kaliteli oyuncuların arasında. kim teklif götürdü bu kadına gerçekten merak ediyorum.
hemen gelse hemen gitsek dediğimiz.
neyse ön yargılı davranmayacağım ezel in hatırına...
ama sinirleniyorum ne yapayım ? sonuçta behzat ç bana ankarayı bile sevdirmiş bir proje... cansu yerine gamze özçeliği tercih ederdim. en azından gamze nin bir atletik yapısı var, polis karakterine daha çok uyuyor.
ah cansu dere olmasaydı diye diye filme gidip ah cansu dere olmasaydı diye de çıkacağımı düşünmekle birlikte; gelin be artık insafsızlar. özledik işte hepinizi.
yeni fragmandan gördüğüm kadarıyla ortaya karışık yapmışlar. yani birçok güzel taktik almışlar başka filmlerden. bunlardan biri de buried olmalı. her karede tabut var.*
heyecanla bekliyoruz efenim.
hayvani bir şekilde özlediğimiz dizimizin özlemini gidermeye yarayacak filmdir. ismine takılma. ayrıca arkadaş sevmiyorsan da saygı duy, git sen papatyam'a devam et. biz sana soruyor muyuz necati usta hastalandı mı diye amk?