--spoiler-- akbaba'nın haymana'ya gidişi hitamında tahsin müdürbehzat ç.'nin odasına girer ve konunun kapanması ile ilgili ricada bulunmak ister,
derken olaylar gelişir..... tahsin müdür: klima kolay, söylerim hemen taktırırız. başka istediğin bişey var mı behzat ? bkz:behzat ç. 4 de rus. tahsin müdür: ....(sessizlik) ıııı, ahlak büro'ya bi sorayım ben neler varmış diye.
.....
tahsin müdür'ü de yoldan çıkarmıştır en sonunda behzat ç.*
--spoiler--
bugün izlediğimiz ve çıkışında gidip bira içtiğimiz güzel film. şunu söylebilirim ki en başarılı polisiye türk filmi olmuş. ancak tek handikabı dizi takipçisi olmayan insanların anlaması zor. spoiler vermeyeceğim ve uzun uzun entry girebilirim ama behzat amirim çok özendirdi birayı çok kaçırdık o yüzden çok şey yazmayacağım gidin izleyin.
güzel bir film olmuş. nasıl ki dizimiz güzelse bu da aynen öyle. yani dizinin 10'un katları olan bölümleri gibi. onun dışındakiler sinema efekti falan filan...
cansu dere'ye dil uzatanlar da malın önde gideni amınakoyim. nesi vardı işte gayet güzel bir şekilde icra etmiş rolünü. gidin, izleyin. ama film bittiğinde yazılar akarken hemen ayaklanmayın. ufak bir kısım var.
19:15 seansını, ankara ankamall ' de izlediğim film.. filmin pek bir esprisi yoktu gözümde. zira bu filmi, dizisindeki bir bölüm olarakta yayınlayabilirlerdi.. oyuncular içinde söylenecek tek kişi hakan boyav'dı.
öncelikle film hakkında söylenilecek en uygun tanım dizinin 2 saatlik bi bölümü niteliğindedir . bunu kötü manada söylemiyorum .ama film hakkında yapılabilecek en uygun tanım bu.
filmi ilk gün yer bulamam korkusuyla ve heyecanıyla gidip izledim .fakat heyecana mahal bi durum yoktu konak pier de .ufak olan salonumuzda boş yerler mevcuttu.
filme gelirsek.öncelikle filmin diziye göre en büyük avantajı yan rollerdeki karakterlerin , yani sorguya çekilen veya şüpheli olan tiplerin oyunculuklarının da harikulade olması .özellikle filmin sorgu sahneleri sertlik açısından da güldürü ögeleri açısından da oyuncluk olarak zati , gerçekten çok iyi olmuş . filmin dezavantajı ise dizide sık sık gördüğümüz karakterlerin bir kısmının film de çok az yer alması .( bi savcı esra yı bi eda yı hakkaten özlüyo insan ) bu durum insan da hafif bi burukluk yapmakta . olay kurgusu iyi ancak daha iyi ve gizemli olabilirdi şahsımca . espriler ve diyaloglar çok yerinde olmuş ve hiç bi küfür eğreti durmamış . film sık sık güldürme kapasitesine sahip dizideki gibi .filmin sonu ise biraz hava da kalmış maalesef . biraz aceleye gelmiş gibi . bitiş şekline de bakılırsa sanki işin kolayın kaçılmış biraz . spoiler vermeden diyebileceklerim bu kadar .
kesinlikle bıkmadan, sıkılmadan izlenebilecek fazlasıyla doğal aksiyon-komedi tarzında bir film olmuştur. dizinin sıkı takipçisi olarak filminin çıkacağı günü de iple çektiğimi söylemeden edemeyeceğim. hakkını vermişler, helal olsundur! daha önce diziyi izlemeyen birinin filmi izledikten sonra diziyi izlemeye başlayacağından eminim. ayrıca filmde çok ilginç söylemlerle de karşılaşıyorsunuz. yani behzat amirimiz yine yapıyor yapacağını. o halde filmi izlemede vesile olmak için filmde geçen birkaç güzel diyaloglarla entrymi noktalayayım.
"bu mantıkla gidersek köpeğin de yavrusuyla bir derdi olması lazım." harun
"size çok önemli bir şey söyleyeceğim. redkit marksist ülkücüydü." kolsuz ahmet
+siz de mi tübitaktansınız?
-yok ben lise 2 terkim. akbaba
"abi bu redkitin derdi benimle olmasın? sonuçta teşkilatta bir ünümüz var. sen de gittin tabut bulmamı istiyorsun. abi benden canlı birini iste, nefes alsın yeter. amına koyarım, patoz ederim yine bulurum. abi acaba ben kendi tabutumu mu arıyorum? hayalet
bugün vizyona girmiş türk filmi. filmden notlar;
filmin senaryosu tahmin edileceği üzere cinayetler üzerine kurulu. ama arka plandaki senaryo behzat ç. nin psikolojik travmasını yansıtıyor. film deki bi çok sahnede bunu destekler nitelikte.
-behzat ç. nin bir tavşanı var ama sadece kendi kafasında oluşturduğu bir şizofrenik durum sözkonusu.
-ayrıca kızı bernayı filmde bi çok kişiye benzetiyor. bu sahne 3-5 kez tekrar ediyor.
-her sevişme sahnesi sonrasında kabus görüyor ve kabus kızı ile ilgili oluyor.
-filmin en sonunda da ölen kadının yerinde kızını görüyor ve tahminimce psikopat seri katil red kit'i öldürüyor.
ayrıca filmin 2. serisi de bu son bölümde ben gelicem diyor adeta. merakla bekliyoruz. filme şahsi notum on üzerinden yedi.
adı seni kalbime yazdım olmayacaktı tabi. polisiye filmin adı gömmek olur fragmana da mezar, kazma, toprak olur. mümkünse içinde bir de cinayet olur, kahraman behzat faili bulur sevdiğine kavuşur, film biter. *
Her şeye rağmen Behzat Ç: Seni Kalbime Gömdüm'ün kötü bir film olduğunu söyleyemem. Sadece, TV'de bayılarak izlediğim bir işin sinemaya geçtiğinde daha farklı lezzetler taşımasını isterdim. Yoksa yerli televizyon dizileri için bir milattır Behzat Ç. ve gişede karşılığını mutlaka bulacaktır. O yüzden rahatlıkla seyrettiğim tüm bölümlerle kıyaslayabilirim. En iyisi değil ama en çok güldüreni...
bugün izlediğim, aylardır beklediğim, diziye olan özlemden sonra heyecanla gittiğim film.
öncelikle 'her temas bir iz bırakır' ardından 'son hafriyat'ı okumuş biri olarak beklentim tabii ki yüksekti. diziyi de hiç kaçırmadığım için konuya epey bi hakimim. son hafriyattan uyarlanan filmdi bu evet ama behzat ç.'nin kitapta konuşmayıp işaret,mimik ve hareketlerle çok şey anlattığı düşünüldükten sonra behzat amirime iki üç 'haa','huu',birkaç küfür ve cümle verilmesi yani filmde konuşması çok gerekli değildi bence, o gizem, içindeki sarsıntılar, konuşmalar filme çok daha değişik bir güzellik katabilirdi.
sonra ben bu cansu dere olayına pek katılmamıştım 'ya bu kızın ne işi var bu filmde' diyenlere inat izleyelim görelim kafasını yaşayan biri olarak şimdi o arkadaşlara katıldığımı söyleyebilirim. cansucuğum çok da gerekli değilmişsin, olmasan da olurmuş, kitaptaki gibi başka bir adam olsaymış sana uyarlamasalarmış o rolü falan filan.
evet eleştirilerime hız kesmeden devam ediyorum ama yani Red Kit de bir hayal kırıklığı oldu. kitaptaki o psikopat, derin adam gitmiş; sürekli adam gömen, düz bir adam gelmiş arkadaş. o Red Kit ki ne bunalımlar yaşamış ne darbeler yemiş adamdı...
bir de espiriler beni çok güldüremedi, mizah yapacağım diye kasmaya gerek yok ki dizide daha başarılılardı veya filmde daha başarılı olmalılardı...hangisidir doğrusu bilemedim.
kitaptaki cümlelerin birebir aynıları filmde varken bazı iyi bölümler filme aktarılmamış. örneğin Red Kit'in psikologla olan konuşmaları o kadar sağlamken ve filmde çok güzel geçişler yaratabilirken o bölümler, sen git hiç psikologa götürme filmde adamı... bu da olmadı emrah serbes.
iyi şey söylemem icap ederse o da kendini ahmet sanan süleyman -kass- karakteri ve o rolü oynayanın oyunculuğudur. başrolde bulunanlar kadar -belki de daha fazla- etkiliydi.
özetle her halükarda izlememek gibi bir hata yapmayacağım filmdi ama kitaptan sonra beklentiyi çok mu yüksek tuttuk bilinmez biraz zayıf kaldı. -bu yüzden kitabı okumayan arkadaşlara okumalarını öneririm sırf daha iyisini okumak için-
not: salondaki son hafriyat kitabını okumayı geçtim diziyi bile yarım yamalak izleyen arkadaşlar o kadar çok vardı ki küfürlere gülmekten ölmeler, hiç gülünemeyecek sahnelerde manasız kahkahalarla kendilerini belli ettiler -ki yanımdaki çift de aralarında diziyi hiç izleyip izlemediklerini konuşuyolardı, behzat ç. kimdir belki çok sonra öğrenmişlerdir- ve çok iticiydiler bize yazık oldu.
not2: ben sinemayı sadece izlerim. eleştiri falan çok bildiğim bir şey değil sadece behzat ç.' yi ve emrah serbes'i takip etmeye çalışan, seven bi insanım. bu yüzden bunları eklemek istedim buraya, saygılar.
güzel bulduğum film. dizinin sinemada bir bölümünü izlemek gibiydi ki zaten benim beklediğim de buydu, yani hayal kırıklığı yaşamadım. esprilerin havalarda uçuştuğu, harun'un her zamanki gibi kırıp geçirdiği bir film olmuş. işin özü gidin izleyin gerçekten güzel film.
--spoiler--
harun'un 75 yaşındaki annesi öldürülen emekli polis memuruna; ''annenizin biriyleriyle husumeti var mıydı'' sorusuna emekli polis memurunun, ''75 yaşındaki kadının kiminle ne husumeti olur'' demesi üzerine harun'un, belki 75 yaşında başka bir kadınla kavga etmiştir, sonra o da annenizi öldürmüştür demesi gülmekten bitirdi beni.
gerçekten iyi filmdir. nede olsa yönetmeni serdar akardır. erdal beşikçioğlu ne mükemmel bir oyuncudur dedirtmiştir. ayrıca hakan boyav ve tardu flordun da gerçekten rollerinin hakkını vermişler.
çok büyük bi beklentiyle gittiğim için biraz yavan geldi gibi... ama behzat amirim hatrına her türlü izlenir.
harun yine komikti.
konversli psikopatımız burda da psikopatlığı elden bırakmadı.
selim'in konuştuğu bi sahne gördüğümü hatırlamıyorum olmasa da olurdu.
savcı hanım yine yaktı geçti.
kolsuz ahmet'in savcıyla behzata her şeyi anlattığı sahne iyiydi.
red kit sağlam dayak yedi amirimden
akbabuşu iyice takıntılıya bağladılar ve behzat ç. yi iyice şizofren yaptılar.
ana başlıklar bunlar gidip izleyin ciroya katkınız olsun.
edit piaf: behzat ç.'nin yolda yürüyen bir kızı bernaya benzetip sarılma sahnesi çok fenaydı.
beklentileri karşılayan film. espriler, polisiye anlamda kurgu, jitem'e yapılan göndermeler ile en az dizi kadar kaliteli film olmuş. oyuncular dizinin üstünde bir performans göstermişler.
gereksiz spoiler;
--spoiler--
güven park'ta çekilen ve görme fırsatı bulduğum sahne filmin son sahnesiymiş.
--spoiler--
afişlerini bir türlü beğenemediğim film. çok basit, özen harcanmadan yapılmışa benziyorlar. neyse canım afiş, trailer falan önemli değil yarın olsun da izleyelim çok bekledik ya.
verdiği uzun ara neticesinde beklenenden fazla gişe yapacağını düşündüğüm film. bu film kötü çıkarsa bir çok şeye inancımı kaybedebilirim lütfen öyle bir şey olmasın amirim.
