şimdi ne yazsam spoiler olacak tutamayacağım kendimi. özlemişiz hem de çok. biraz hasret giderdik ama dört gözle diziyi bekliyoruz. ayrıca cansu dere pek eğreti durmuş gibi geldi bana.
gittim, gördüm, beğendim.*
--spoiler--
birileri yanımda küfür ettiğinde genelde rahatsız olan ben, bu adamlar küfür ettiğinde nedense hiç rahatsız olmuyorum ve çok gülüyorum. belki de bu oyuncuların çok doğal olmalarından. her hallerinin ayrı bir güzel olmasından.
harun'un her hali yine ayrı bir komikti. ama behzat amairinin kızını gördüğünü sanıp ortalığı dağıttığı sahnede çok çok iyiydi.
hayalet'in tabut ararken ki hallerini pop artla anlatmaları beni ayrı bir yardı.pop artın kıro tarzıydı aslında.* ve red kit'in kimin peşinde olduğuyla ilgili hikayelerden en iyisi hayalet'in hikayesiydi bence. behzat amirim'in çözümü de çok iyiydi.
-günde beş vakit alacaksın sabah bir, öğlen bir ve akşam üç tane tamam mı?
+tamam amirim. ben öyle yapayım onu.
akbaba, daha fazla nasıl bir psikopat olabilir onu da gördük.
behzat ç.'nin tavşanını kimse göremedi ama ben gördüm ve çok sevdim.*
tardu flordun, cansu dere ve rıza kocaoğlu, bu ekipin içine iyi ki girmişler. kesinlikle hiç sırıtmadılar. ve oyunculuklarıyla daha bir kalite getirdiler.
sansürsüz olmasından ötürü tam sinemaya uyarlanması bir gereken dizinin sinemaya başarılı uyarlanmış hali.
film çok güzel harun'la behzat'ın atışmaları ve akbaba yine güldürdü. hayalet'in nefes alsın yeter sözüde ayrı bir güzeldi. çoğu repliği ile hatırlanacak başarılı bir film.
behzat' ın sigara içtiğini ilk kez gördüğümüz filmdir. replikler, sahneler çok sağlamdır. ufak bir eleştiri: red kit daha fazla yer alabilirdi. sadece filmin son sahnelerinde yakınlaşabildik adama.
--spoiler--
sonra ibda-c' yi kurdu. ondan sonra da yehova şahidi oldu.
--spoiler--
- "Ilk gun deprem bagis biyk biyk sonra 12:00 seansi biyk biyk..." bu tur sacmaliklara kulak asmayin.. adamlar mecbur mu bagis yapmaya?.. onlara hesap soracaginiza 12 yildir verdiginiz deprem vergilerini yok edenlere hesap sorun.
- Daha isminin gectigi ilk gunden soyledik "sakin cansu dere'yi oynatmayin" diye.. filmde goze batan tek unsurdur.. bilinen kabiliyetsizligi ile feci halde siritmaktadir.
ilk önce, filmin kendi dizi jeneriği ile başlaması çok hoştu, sezon finalinden bu yana özlemişim. hemen evde dizi izler havasına girdim. hayalet' i, akbaba' yı, harun' u görünce kankalarla buluşmuş gibi oldum. çok güldüm, sinemadakiler rahatsız olmuş olabilir, özür dilerim.
cinayet büro da bulunan herkes vardı. ama bazılarının hiç repliği bile yoktu. sadece görüntü olarak bulunmuşlar. küfürler çok orjinaldi. öyle acaba buraya ne küfür yazalım diye yapmamışlar, adamlar çıkmışlar nerdeyse her ankaralıya sormuş küfürleri öyle yazmışlar.
red kit' in kimin peşinde olduğu hikayesi çok komikti. herkes kendi peşinde olduğunu sanıyordu, ama harun' un nedeni bombaydı.
--harun--
şimdi bu red kit emeklilerin yakınlarını öldürüyor ya, benim de babam emekli, bende babamın yakınıyım. bi de taşak geçtim ya ben bununla telefonda, kesin benim peşimde hayalet bu. hayır gelse ağzını burnunu kırarım da, nerden geleceği belli değil. pilava zehir koyar bişi yapar.
--harun--
yurt bebelerinden en iyisi pembo idi. kimseye eyvallahı olmaması, her çıkışana atar yapması yardı beni.
bir fasolu yoktu, kitabı birebir yapsalar 6 saat sürerdi film. hani böyle kitabı okuyanlar olmamış diye eleştiriyor ya, o bakımdan dedim. keşke birebir yapsalardı, sıkılmadan izlerdim.
başında çalan müzikle dizisini çok özlediğimi farkettiğim film. harun her zamanki gibi döktürmüş, hayalet ve akbabuş daha sönük kalmış, diyaloglarıyla kahkahalar atmama sebep olmuştur. sincan ı görünce şok olduğumu belirtmek isterim.
(bkz: harikalar diyari degil mi la ora)
bugün gidip izlediğim film. tam da bekledim gibi oldu. bildiğin behzat ç. dizisi gibi bir film olmuş.
nasıl şeker hastaları insülüne ihtiyaçları oldukları zaman iğne vuruyorlar ya kendilerine; heh işte ben de o iğnenin içine sanki behzat ç. doldurup damarlarıma boşaltmış gibi oldum sözlük. çok iyi geldi, rengim açıldı. eğer ölseydim, çok kötü olacaktı. düşünsene gazetelerde "behzat ç.'sizlikten ölen genç memleketi xyz'de toprağa verildi" diye bir manşet...
özlem gidermemizi sağlayan filmdir.
ilk mola verildiğinde yeni başlamıştı dedirtiyor daha durun ikinci bölümü daha da hızlı geçiyor. serdar akarın akıcı tarzı bu filmde de kendini gösteriyor. filmin kolay anlaşılan insanı yormayan bir dili var.oyuncular; yönetmen ve yapımcıların tavrına güvenerek rahat ve özgün davranarak tüm yeteneklerini sergilemişler.(tabi ki bu kadar tiyatrocunun arasında cansu dere ''manken'' gibi kalmış.)
akıcı,yalın ve gerçekçi anlatımıyla bir behzat ç ve serdar akar klasiği. ancak senaryo ve filmografi eksik kalan kısımlardı. renk ve ışık tercihleri, kadraj seçimleri diziden alışkın olduğumuz şekildelerdi. sıkıcı değildi ancak yeni de değildi. diziyi izlemeyenlerin de filmi izleyebilmesi için harcanan çaba yine ortaya çıkacak eseri kötü etkilemiş. bir romanın çevirisi olarak daha fazla görsellik beklediğimiz film zengin bir mekan tercihine sahip değil. yine de çok güzel ankara manzaraları ile bu açığı kapatıyor. tüm bunlara rağmen izlenmeye kesinlikle değecek bir film. son zamanlarda gittiğiniz tüm komedi filmlerinden daha fazla güleceğiniz de kesin. sonuç olarak harika bir dizi bölümü ortalamanın üstünde verddiğiniz paraya kesinlikle değecek bir filmdi.
benim yorumlamam bu kadar.haydi hayırlı işler.
- ilk olarak, her ne kadar ağırlık red kit'in üzerinden alınıp istihbarat ve emniyet içindeki gizli yapılanmalara verilmişse de kitaba* büyük oranda sadık kalmaları çok iyi olmuş.
- hayalet'in tabut peşinde koşarkenki fotoroman misali flashback'lerini inanılmaz yaratıcı buldum. benzer bir yaratıcılık örneğini en son harry potter and the deathly hallows part 1'deki üç kardeşin hikayesi'nde görmüştük.
- dizide küfürleri sansürlemelerinden mi, bilemiyorum, ama filmde sansürsüz sansürsüz tonla küfür kullanmışlar ve bu küfürler de yerlerine öyle oturmuşlar ki, 'cuk, cuk' seslerini duyuyorsunuz adeta.
- pembo'yu canlandıran rıza kocaoğlu'nu buradan tebrik etmek istiyorum. romanı okurken zihnimde canlanan pembo'yu aynı şekilde perdeye aktarmış.
- savcı esra hanımın ne kadar daş bir abla olduğuna bir kez daha şahit olduk. keşke biraz daha ileri gitseydi demekten kendimi alamıyorum.*
- dizide rtük kaygısından söyleyemediklerini, filmin verdiği özgürlükle bağıra çağıra söylemişler, müthiş olmuş.
- barda adam yakalama sahnesinde, her ne kadar önceden haberim olsa da kül'ün uykumuza şarkısını duymak, şarkıya eşlik etmeye başlayıp filmden birkaç sahne kaçırsam da çok güzeldi.
- harun'un yeni araba talebine tahsin'in verdiği yanıt, gorbaçov'la pembo'yu götürürlerken harun'un "konusuz, konusuz," demesi, hayatımda ilk kez behzat'tan duyduğum 'senin vilayetini sikerim' küfürü... filmle ilgili çok fazla güzel şey var ve tabii ki kötü yanları da var.
- filmin kurgusunda bir sıkıntı varmış gibiydi hep. keskin sahne geçişleri, adım adım, sürekli ilerleyen, geri adım atmayan bir hikaye, kimi zaman çok kulak tırmalayan sesiyle ve felaket oyunculuğuyla cansu dere...
- keşke şule bir şekilde hikayeye dahil olsa diye düşündüm film boyunca.
- şevket'in varlığı ise ayrı bir tartışma konusu. sadece bir sahnede görünüyor adam, o kadar.
- kitapta behzat psikoloğa gidiyor, hatta red kit'le orada karşılaşıyor bile. ama filmde oraya kadar gitmiyor hikaye.
şimdilik aklıma gelenler bunlar. ne olursa olsun, çok özledik yahu! 13 kasım'ı iple çekiyorum. bir an önce başlasın, pazar gecelerini yine merakla bekleyelim. kalın sağlıcakla.
özellikle galasında yapılan ilk gün gişe hasılatı van a gidecek açıklaması dolyısıyla ilk gün gittiğim filmdir ama ertesi gün gişe gelirlerin tamamı değil de 12.00 seansının gelirlerini vereceklerini açıklanması en hafif tabirle ayıp olmuştur.*
--spoiler--
'Behzat Ç.'nin galasında ilk gün gelirlerinin Van'a gideceği duyurulmuştu. Haber üç gün önce her yerde çıktı. Düzeltme dün sabah geldi: Sadece 12.00 seansı! Bunun üzerine özellikle sosyal medyada kıyamet koptu. Filmin özellikle en 'ölü seans' olan 12:00 seansı gelirinin depremzedelere ayrılması büyük eleştiri topladı
--spoiler--
bunlar rol yapmıyor , bunlar bizden biri , bu film biziz lan haykırışını attıran filmdir.
o kadar olay var ki yazılacak yazmıyorum aq. desemde duramıyorum.
--spoiler--
-gorbaçov bir işe yarasaydı rusya yı adam ederdi.
-behzat amir tabutla gömdüğü pembo ya sorar : lan 4. tabuta kimi gömeceksiniz ?
-cevap pembonun tarızyla gelir : ananın am.nı gömecez ananın am.nı , lan bıyıklı burdan bi çıkayım ananı s.keceğim senin .
-okey ıstakasının ne işe yaradığını bir de harundan öğrenmek lazım : sıra kimde ? sende abi e o zaman ben bittim . ( ardından taşları döküp piç lakaplı elemanın kafaya dan dun)
-gorbaçoc un sürekli "biz ermenimiyiz yahudimiyiz kürtmüyüz pkklımıyız " ajitasyonu
-kolsuz ahmet : ben ahmet. kolsuz ahmet. (elinde 2 silahla)
-behzat ın gorbaçovla pemboyu konuşturmak için gömdüğü sahnede gorbaçovun : amirim ben seni son arananlardan buldum , valla bilmiyorum repliği.
-redkit yetimhanedeyken : müdürün balıklarını çalmaları üzerine çocuklara vurduğu esnada redkite vurur ve bacak kadar çocuktan gelen cümle :
ne vuruyon puşt cümlesi.
-amirimin evde don atlet bira keyfi yaparken belgesel izlediği sırada taşaklarıyla oynaması (hepimiz yapıyoruz evet iğrenciz)
-harunun emniyetin yeni arabalarını denemesi esnasında : abi bak bunda 4 hava yastığı var senin sağında önünde benim solumda önümde
-behzat amir: la şuraya bi vurda bakalım hava yastıklarına.
1 haftada tam 13 kişi tarafından -birine bilet almayı teklif etmeme rağmen- 18 kez reddedilmeme sebep olan film. sonunda tek başıma izlemeye karar verip, gittiğim sinemada salona dördüncü bulamadığım için henüz izleyemediğim film aynı zamanda. (salonun açılması için en az dört kişinin bilet alması gerekiyormuş)
ama bugün izlerim ki ben bunu.
ek:
ve sonunda izlenen film. dediğim gibi film buralarda pek rağbet görmedi. dün 15:20 seansını toplam 12 kişi izledik.
onun dışında, filmdeki kafası lekeli adam (gorbaçov) dizinin birkaç bölümünde daha çıkmıştı sanki. evet, evet çıkmıştı. ama yine çıksın, hep çıksın. pek sevdim bu adamı.
film dizideki tadından pek farklı değildi. hatta daha iyiydi.
diziyi beğenenlerin mutlaka izlemesi gereken film.
dizi bölüm gibi olması filmin kötülüğünden değil her bölümünün bir sinema kalitesinde olmasındandır. ki ilk sezon finali benim gözümde tarihe geçmiş bir çok filmden daha iyi ve de en etkileyici dizi filmdir. filmse gayet akıcı ve oyunculuk açısından iyi idi. elbette daha iyi olabilirdi özellikle kitabı okuyanların bu düşüncede olacağı kesin. zira diğer kitap uyarlama filmler için de bu çok fazla düşünülür. bunun dışında kolsuz ahmet muhteşemdi. hakan boyav kurtlar vadisinden çıkıp behzat ç ye geçse dedirtmiştir.
Hayal kırıklığına uğratan film. Hiç beklediğim gibi değildi senaryo iyi ama çekimler,renkler,kamera açıları hareketleri vasattı hele bir kaza sahnesi vardı ki berbattı. Üzüldüm çok daha güzel olabilirdi keşke acele etmeden daha sonra çekselermiş filmi. Yinede emeğe saygı behzat ç 1 numaradır ama tv serisinde.