ikinci günü gittiğim filmdir. hemen yanımda iki polis memuru ile birlikte seyrettik. biri komiser biri de muavinmiş. narkotikmiş.
film boyunca tepkileri genelde aha lan aynı mehmet * aha lan aynı ahmet* şeklinde idi.
sırf sinemada izleyebileceğiniz için sinema filmi zannedilmemesi gereken film.
renault reklamlarını da es geçmeyelim. viral reklamın amına koydular sağolsunlar. bu arada hyundai yede bok atarak müthiş bir reklamcılık başarısı yakaladılar. sinema filmi diye gidince insanda ister istemez ufak ta olsa beklenti oluyor. öncelikle diziyi izlemişseniz, en azından kişm kimdir bir fikriniz yoksa, bunlar kim la, şaka gibi polisler, karikatür gibi tipler diyerek salya saça saça küfür edeceksiniz bu kesin. filmin sinemasal boyutuna diyecek bir şey yok çünkü ortada sinema ile alakalı hiçbir şey yok. ne senaryo, ne kurgu ne karakter incelemesi, ne heyecan ne aksiyon hiçbir şey yok. dizinin alalade bölümlerinden birini makaraya sarıp, sinema da gişeye sokmuşlar hissiden başka hiçbir şey hissetmedim malesef. tek fark saniyede 3 küfür var ve biplenmeden dinleyebiliyorsunuz. sözde seri katil filmi yapılmış ama, ne karakterler anlatılmış, ne incelenmiş, arkadan atlılar kovalıormuşçasına aceleye getirilmiş bir film. sevdiğim iki şey vardı filmde pembo ve gorbaçov. özellikle pembo karakteri durup durup yardı. gerisi boş beleş, bir buçuk saat. verdiğim 10 tl ye yazık oldu vesselam.
ben son hafriyat kitabını daha önceden okumuştum. filme gitmeden bir kez daha okudum, hani ayrıntıları atlarsam falan diye. çünkü dizisinde ufak ayrıntılardan bile bir sürü şey çıkarabiliyorsunuz. fakat ben filmde umduğumu bulamadım açıkçası, ne yalan söyleyeyim.
--spoiler--
oyunculuklar on numara. cansu dere haricinde bütün oyunculuklardan keyif aldım. erdal beşikçioğlu zaten on numara, hatta yirmi numara. harun karakteri beni hiç bu kadar güldürmemişti mesela, fatih artman'a da buradan tebriklerimi ileteyim, okuyordur belki. okuyorsan da fatih slm nbr bana ulaş bebeyim. * berna, yani hazal kaya, berna'yı değil feriha'yı oynadı orada sanki, çıkamamış feriha rolünden. hayalet biraz pasifti sanki. akbaba psikopata bağlamıştı, delirteceklermiş neredeyse. selim karakteri hiç konuşmadı bile, boşuna para vermişler hakan hatipoğlu 'na. harun'la eda'nın arasında bir hoşlaşma falan da görülmedi hiç. şule falan zaten yoktu. neyse onlara girmeyim.
cansu dere... kesinlikle önyargısız izledim cansu'yu, bunu söyleyeyim. fakat en gereksiz karakterdi onunki, kitapta en sevimli bulduğum, en üzüldüğüm karakter olmasına rağmen. kitaptaki songül'ün deli olmayan hali, filmde abisini delirtmişler, kızı polis yapmışlar. (onu da niye yaptıklarını çözemedim, cansu deli bir kızı oynasa nolurmuş yani, ölü bakışlarıyla kurtarırdı belki) valla birinin torpiliyle falan girdiğini düşünmeye başladım ben. hani birisi "bu rolü cansu oynasın yeaa bize de reklam olur" demiş gibi.
senaryoya gelince... o biraz olmamış be emrah serbes ve serdar akar ikilisi. olmamış yani. filme annemle gittim. * ben kitabı okudum, annem okumadı. izlerken annem hiçbir şey anlamamış. sorup durdu film çıkışı "şimdi red kit'in ailesini niye öldürdüler? istihbarat niye oraya girdi? kolsuz ahmet niye polisleri vurdu, ne alaka? (yanlış hatırlamıyorsam kitapta kolsuz ahmet polisleri falan da vurmuyor neyse)" yani açıklayamamışlar bunları. her şey bir anda heleleeey oldu bitti. kitabı okumayan pek bir şey anlamamıştır filmden. annesi babası ölen bir çocuk polislerden intikam aldı diye düşünmüştür. emrah serbes'ten bu kadar basit bir senaryo beklemiyordum ben.
sonraaa... bol bol küfür vardı zaten, ama yerinde kullanılmıştı. güldüm ben baya. behzat ç.'yi ağzında 216'yla görmek de çok hoşuma gitti, televizyonda o halini görememek kötü.
yani bunu çok üzülerek söylüyorum ama sanki behzat ç dizisi tuttu diye üzerinden bir film yapılarak biraz daha para kazanmak istenilmiş gibi. sadece para için yapılmış bir iş gibi. çok daha iyisini yapabilirdi bu ekip, çok daha iyisini. acaba behzat ç'nin o çok konuşulmuş sezon finalinden sonra mı bu kadar çok beklentiye girdik diye düşünüyorum, ama yok. behzat ç. 'ye yakışmayan sıradan bir film bu.
film beklentileri karşılamadı ama dizinin yeni sezonundan umutluyum.
--spoiler--
bilindik televizyonda izlediğimiz bir behzat ç bölümü gibi. kesinlikle paranıza yazık etmezsiniz, gidin görün izleyin eğlenin. ama benim gibi ayrıntılara takılmayın, eğer kitabı okuduysanız. okumadıysanız zaten rahatsınız.
Çekilmiş en iyi yerli polisye filimdir. Daha ne olsun? Behzat amirim ve ekibi yine bizi güldürürken memleket üzerine ince göndermeler yaparak düşündürdü.
Bu arada otomotiv sektörüne el atmalarıda gözümden kaçmadı hani. Emniyet teşkilatına alınan son model arabalar için süper bir imaj yaratılıp RenaultClio Symbol göstermek navigasyon beklerken kuru dashboard gösterip, 10 saniyede 100km çıkar derken Harun'un ölçüp 15 saniye olarak doğruyu söylemesi ve bir viraj çıkışında taklacı mardin misali Clio'ya takla attırmaları ilginç oldu. HyudaiAccent Era dizel zaten Clio Symbol'u yer hacı.
son hafriyat kitabını okuyup filme giden insanların olayların derinliğine inme konusunda umduklarını bulamayacağı bir film olmuştur; fakat sansürsüz bir behzat ç. izlemek çok ayrı bir keyifti.
ayrıca sevgili cansu dere senin bu kadroya girişini hiç kabullenemememde bana karşı çıkanlar olmuştu; ama bugün onların yüzünü sayende kızarttım, seni öper ve amirimin yanına yaklaşmadığın filmlerde görmeyi umut ederim.
filme giderken ''haha lan şimdi ne güleriz bee hem sansürde yok harun, akbaboş falan çok güleriz'' diye düşünüyorsanız filme 10 üzerinden 10 verirsiniz.
filme giderken başka yönlü büyük beklentileriniz varsa atın yok edin o beklentilerinizi. Sıradan bir behzat ç bölümüyle eşdeğer çünkü. hee bir de 'kanka film herhangi bir behzat ç bölümü gibi' yorumunu yaptığım arkadaşım 'bu bile yeterli moruk' cümlesiyle ağzımın payını vermemiş midir? mutlaka vermiştir. behzat ç ulan daha ne istiyorsunuz?
--spoiler--
kitabını* okumadığım için ne desem doğru olur bilemem.ama red kit karakteri daha derin olabilirdi. ayrıca gözler şevket ç.yi daha çok sahnede görmek istedi, sadece 1 sahnesi vardı ne yazık ki.cansu dere kesinlikle olmamış, naif kırılgan ama biraz da ukala bi olay yeri inceleme görevlisini canlandırması lazımdı sanırım ama çok sırıtmış
ama kesinlikle gittiğime pişman değilim. çok sağlam göndermeler ve replikler vardı. hayalet, akbaba ve tabi ki harun yine yardı.kolsuz ahmeti canlandıran hakan boyavın performansı çok iyiydi.
film başlarken müzik girdiği anda bi tebessüm oluşuyo yüzünüzde.
sonuç olarak: çok özlemişiz ya la.
dizinin tam bir müptelası olarak fikir belirtmem gerekirse beklentimin altında kalmıştır. kitabı okuyamadığım için-kitapçılarda bulamadım- eleştirmem çok doğru olmasa da bana vasat bir behzat ç. bölümü gibi geldi. diziyi takip edenler bilir bazı bölümler vasat sayılabilecekken örneğin 30. bölüm-hırant dink suikastini konu alan- gibi efsane bölümler vardır.bu efsane bölümlerden daha fazla şaşırtmalarını, heyecanlandırmalarını, bizi harun gibi akbaba gibi hıçkıra hıçkıra ağlatmarını beklerdim. beklentiler yüksek olunca tatmin olmadım tabi. aynı şeyi final bölümününde de yaşamıştım. öyle süper bölümler izledik ki daha azına razı olmak istemiyoruz. ikinci bir eleştiri konunun yüzeyel ve basit kalması. adi bir intikam olayı ve derin devlet vs. kitanın aslına sadık kalmak için senaryoda çok oynama yapılmaması gerektiğinden herhalde. ama yine de behzat amirimle, harunla, akbaba ve hayalet ile hasret giderdik. savcı hanım yaktı ortalığı. harunun performansı ile kırdı geçti ortalığı. cansu dere seviştirmelik kız gibi durdu sanki. tardu flordun rolünün hakkını verse de nejat işlerin hayat verdiği sayko ercünün tırnağı olamaz. yeni sezonu sabırsızlıkla bekliyorum. özellikle de ercüment çözer ile behzat amirimin hesaplaşmasını...
fazla bir şey beklemeden gidip, fazlaca güldüğüm güzel filmdi.
en sonunda süpriz sahne varmış, onu izlemeden çıktım iyi mi? öğrenince aralıksız bu saate kadar ağladım, yalan yok. yetmedi bir de -özlemden kaynaklı- film başında jenerik müziği çalınınca ağladım. ne ağlak adamım lan ben dedim yine ağladım. film boyunca da güldük, eğlendik falan.
Ekranın en iyi dizilerinden olan Behzat ç tam da özlediğim gibi bir sinema filmi olmuş dedirtti. çok fazla güldüm hatta bi ara önümde oturan iki kız bana ters ters baktı olsun çok keyif aldım bir kez daha izlerim. hayalet'i akbaba'yı ve harun'u ne kadar özlemişim onun farkına vardım dizi 20 kasımda başlayacakmış sabırla bekliyorum. Filmde yaptığı nefis atarlar ve küfürleri ile pembo'yu canlandıran rıza kocaoğlu'nu tebrik etmek istiyorum bence bu filmin yıldızı harun yani (bkz: Fatih arıtman) ve (bkz: rıza kocaoğlu) idi.Hayalet'in bazı sahnelerinin çizgi roman gibi gösterildiği sahneler de çok hoş olmuş. filmden önce yapılan anketlerde cansu dere'yi istemeyen dizinin hayranları yüzde yüz haklı çıktı o kadar eğreti durmuş ki (bkz: canan ergüder)ise hem çok güzel bir kadın hem çokta iyi bir oyuncu. Bütün ekibin Red kit'in kendi peşinde olduğunu sanması çok komikti bence şahane bir sinema filmi olmuş başta emrah serbest serdar akar ve emeği geçen herkesi kutlarım. dizi de bi an önce başlasın laa öldük beklemekten.
--spoiler--
harun
şimdi bu red kit emeklilerin yakınlarını öldürüyor ya, benim de babam emekli, bende babamın yakınıyım. hee bi de taşak geçtim ya ben bununla telefonda, kesin benim peşimde hayalet bu. hayır gelse ağzını burnunu kırarım da, nerden geleceği belli değil. pilava zehir koyar bişi yapar.
--spoiler--
dün gidip cepa 17.30 seansında izlediğim filmdir. sansürsüz bir behzat ç. bölümüydü ama normal bir behzat ç. bölümünü bile sinemada izlemek için bile olsa giderdim, değer. neyse
--spoiler--
espriler, diyaloglar bombaydı. tardu flordun'dan güzel bir iş bekliyordum ve olmuş bence de. fakat senaryoda red kit çok yüzeyseldi. kitabı henüz okumadığım için bazı yerler klişe gibi geldi sadece anne babasının intikamını almaya çalışan çocuk olayına bakınca. ama yine de güzeldi.
--spoiler--
bu arada cansu dere'yi kadroya alan cast ekibinin kafasına sıçayım!!!11bir
yalan yok sayısı belirsiz şat mat votka kadar zihniyete dahil, hiçbir zaman bu kadar çekici gözükmeyecek sigara tadında gittim sinemaya. ulan ne oldu şimdi. yoksa bu bi' itiraf mı? hadi lan. normal bi' bölüme uyarlanacak mantıkta olmuş. ama iyi olmuş. sıkmadı. bazı sahnelerde yardı geçirdi. serdar akar yine yaptı yapacağını ve koydu esrarı ortaya. ne lan şimdi bu yasak mı, format eşiğinden yüksek mi ? adam çıkardı koydu masaya. ötesi yok. yine belli etti doğasını ve hayal dünyasını. kitaptan uyarlanmış ki okumadım yalan yok. ve bu yazıyı dönüp ne zaman okuyacak olursam olayım. biliyorum ki o kitabı hiç okumamış olacağım. filmin tredmanı mükemmel denilecek güzellikte aktarılmış. oyunculuklar, hemen geçtim bu konuyu. + 13 demişler filme. 24 güzelliğinde ki dünyamın eyleminde kaptım bende bi' şeyler ya da özendim evet !
filmi izledim beğendim ama sanki tvdeki bir bölümü sinema perdesinde izlemiş gibiydim. sinema çekimi açısından hiç bir katkı yoktu. sadece bu konuda vasattı. ama behzat ve ekibi her zamanki gibiydi. küfürler çoktu ama yerli yerindeydi. cuk oturuyordu. sonunda vurdu mu vurmadı mı, vurduysa kimi vurdu görseydik iyiydi aslında.
son olarak; behzat ve ekibini özlemişiz. güldük eğlendik bitti ama artık dizi başlasın diyorum.
