hayalet: ama ben senin oranını sikeyim ya. sen ne biçim yiyon olm bunu la?
akbaba: o nasıl küfür la ataaazlı?
hayalet: la ataazlı, bi tane şan fıstık ye, ondan sonra arada bi tane arada leblebi at.
hadi çok seviyon, iki tane şan fıstık ye bi tane leblebi at. amınakoydun patoz ettin lan hepsini.
akbaba: olm bu işin raconu böyle. karışık çerez yiyosan önce antepleri yersin, sonra varsa fıstığı yersin, en son leblebiyi öldürürsün. alaalla.
hayalet: nerenin raconu la bu? he?
akbaba: la olm herkes öyle yer işte. karışık çerez yiyon diye karışık karışık yemek zorunda değilsin.
savcı: niye geldin?
behzat: sen niye ağladın?
savcı: geçti gitti boş ver.
behzat: geçmedi gitmedi. sen niye ağladın?
savcı: behzat sen akıllı bir adamsın.
behzat: hı?
savcı: ama konu kadınlara gelince biraz salaklaşıyorsun galiba...
behzat: hee?
savcı: ben sana diyorum ki adamlar gelip seni alacak, gideceksin. bu işin sonu yok! belki senelerce tutuklu kalacaksın. ne zaman döneceğin belli değil, senin umurunda değil... ağladım, çünkü seninle konuşamadım. ağladım, çünkü sen beni görmüyorsun ve ben seni seviyorum.
behzat: ama ben bunu bilmiyordum.
savcı: bilmiyorsun tabi nereden bileceksin? sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım behzat?
behzat: yok hayır hayır. yapamam ben.
savcı: haklısın. cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. geçmişe saplanıp kalmışsın. en büyük felaketler senin başına gelmiş dimi? en büyük acıları sen çekmişsin ben hiçbir bok bilmiyorum ki! acı nedir bilmem yalnızlık nedir bilmem. dünyanın ekseni kaydı behzat! 12 santim yerinden oynadı, sen bana 1 santim bile yaklaşmadın. saplantılısın...
behzat: hee bak ne güzel söyledin saplantılıyım ben. benden bir bok olmaz. biz senle hep kavga ederiz. mutsuz oluruz biz senle.
savcı: mutsuz olalım ne var? biz de mutsuz oluruz. ben seninle mutsuzluğa da varım.
Sorgu odası adam yabancı
Sanık : bende daynamadım
Behzat : daynamadım değil olum dayanamadım.
Sanık : tamam işte daynamadım
Harun : amirim öyleyemiyor
Behzat : he la.
Eyi günlerdi hafız.
babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.. bazen öyle olur, herşey üst üste gelir.. polis olmasaydım katil olurdum, çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.. binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm..
seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım, seninle o gün barıştık.. şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.. şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi..
acılarımız da birbirine benziyor artık kızım, birbirine benzeyen parmaklar gibi, ama her birinin eşsiz bir izi var..
bazen gözlerim doluyor karanlıkta.. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yinekulağımın dibinde, hiç susmuyorsun.. ağlamama asla müsade etmiyorsun.. "herşey affedildi babacık" diyorsun.. "hiç ayrılmayacağız" diyorsun.. keşke hep yanında olsaydım diyorum öyle konuştuğunu duyunca..
"bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun sen bana.. ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.. cesetler de benzemez.. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.. koşan atlar, düşen atları hatırlatır.. yağmur yağar, durur, tekrar başlar..
yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir.. beşikten mezara kadar.. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan..
yalan mı söylüyorum sana? affet kızım, affet..
bir sürü doğru söyledik ama, hiç burnumuz kısalmadı ki kızım..
edit: belki de içten içe en sevdiğim video. bazen anlamsızca akşam saatlerinde aklıma gelen, geldiği gibi de beni "vay beee neler yaşamışlar, neler yaşamışız" düşüncelerine sevk eden video. şu dizinin bitiminde emeği geçen herkesin amk.
behzat amir eda'dan hayır cevabı almış harun'a :
-Zaten bir kadın sevmiyorsa seviyorum demez. Sevdiği zaman sevmiyorum dediği olmuştur ama o konuyu kafana takma sen. http://galeri8.uludagsozl...t-c-replikleri_921362.png
83 bölümden, yarmıştır.
behzat ve harun CIA'den olduğunu iddia eden 2 tane adamı cinayetten sorgulamakta
harun: ya bırak ya, abi walla bunlar bizi yiyor ya. daha los encılısa gelmiş el ey diyor, anadolunun bağrından kopmuşlar, ingilizceyi de inceden sökmüşler. gelmiş burda bize hava yapıyor. ingilizce adam akıllı konuşabilcen mi ha? how old are you? fine deme başka bir şey söyle hemen
zanlı: if you don't let us go immediately, you'll be in a big trouble
harun: olum CIA'sin ne ana bacı karıştırıyon ha?!ana bacıyı ne karıştırıyon, ana bacıyı?
zanlı: anana küfretmedim. bizi hemen bırakmazsanız başınız büyük derde girecek dedim, ok?
harun: zaten anama küfretmediğini biliyorum abi, o zaman madır fakır falan demesi lazımdı.
behzat: anlatın la adam gibi, anlat. niye kaçıyordunuz lan?
harun: anlatın lan! ya da ben anlayacağınız dilden konuşurum ha! fak yu!
ikinci zanlıya dönerek
harun: sen de fak yu! ne bakıyon la?!