hiç bir işi gücü olmayan rtük'ün yine işsizliğinin arasında behzat ç'ye sarmış olmasıdır.
zaten doyamadığımız haftada bir 90 dakikamız vardı, 65 dakikaya indirmişler yayın süresini.
ayrıca yayın saati de 23,00 olarak değiştirilmiş.
sanki çok umurumuzda bunlar, biz onu bizden birisi olduğu için seviyoruz, hayatımızda ne varsa değer verdiğimiz herşeyi açık açık anlattığı için seviyoruz.
acı gerçekleri yumuşatmadan veya lüks'e boyamadan gösterdiği için seviyoruz, eve girerken ayakkabısını çıkarmasını seviyoruz.
gündelik yaşamda bizim ettiğimiz küfürleri ettiği için, hayata en az bizim kadar sövdüğü için seviyoruz.
üzgün, stresli, sevinçli, hüzünlü anlarda yani kısacası kutlanacak ve ardından ağlanacak ne varsa her durumda içebilmesini seviyoruz.
toplumun belli bir kesiminin bu kadar çok sevdiği bir dizi ile bu kadar uğraşmak neyin nesidir anlam veremiyorum.
ama sanırım bir güç gösterisi olarak, bir hegemonya belirtisi olarak bu dizi üzerine çok fazla gidiyorlar.
behzat ç. yine kaldığı yerden bütün gerçekleri ile devam etmeli, hegemonyalarına karşı dim dik durmalıdır.
süresi isterse 5 dakikaya düşürülsün, isterse yayın saati değiştirilsin yine izlemeye devam edeceğim, biz ki sabah 5'de tsubasa izlemek için kalkan bi nesiliz. *