-behlül: bihter! ne icin gideceksiniz? beş dakika daha. bakınız, boyle karanlıkta.
-bihter: çıldırdınız mı? boyle karanlıkta niye oturacakmısız?
-behlül: gitmeyiniz. sizin yanınızda o kadar mesut oluyorum ki.. yanınızda yalnız ben varken.. sizinle nasıl bahtiyar olurduk.
-bihter: behlül bey, siz cılgınsınız. bırakınız beni. gidiyorum.
**
-behlül: nicin benden kacıyorsunuz? sizi sevmeye mahkum oldum. sizle bahtiyar olarak ölmek gibi. seni olunceye kadar, oldukten sonra bile severim.
boyle boyle giriyor kalbine bihter in behlül. onceleri bihter gayet arlı namuslu, soguk. sonra yavas yavas kalbi calınmaya baslıyor.
ve bittabi sonra yan ciziyor behlül bihter de ask alevlenince: behlül kacar.
simdi burada butun suc yasak bir askı kalbinde hissetmeye baslayan bihter in mi?
aslında cok tipik bir erkek olayı bu.
ilerisini gerisini berisini dusunmez. o an oyle hissediyordur, oyle davranır. kanına girer kadının, aklına girer, sonra kalbine yayılır. sonra da ben olayların boyle sonuclanacagını bilmiyordum der arazi olur.
ben henuz tam hakim degilim olaya.
yeni basladım kitaba.
kulaktan duyduklarımla yazıyorum.
sadece bi kadın masum masum dururken aklını celip arazi oldugunda butun suc yanlıs secimler yapan kadında olmuyor bence.
ilginç bir şekilde intihar eylemine aşırı yakışan replik.
Ve ben de Bu dünyadan sonsuza dek ayrılırken, kağıda ve dilime son kez dökülen bu iki kelime olacaktır.
bu lafı ilk yıllar yıllar önce ben daha çok küçükken kaçar soyadlı abimin bir arkadaşı kullanırdı. dizinin senaristi zaar ondan çalmıştır. hala aynı şakayı yapıyor mu bilmem umarım yapmıyordur özenti diye adı çıkacak garibin.
diziyi hiç izlemedim ama bu sahneyi görünce kızla bunun arasında bir esprisi var diye düşündüm. yani önceki bölümlerde de bu hep behlül kaçar deyip ayrılıyorsa, çok da dalga geçilecek birşey değil ama öyle bişey yok ve sadece bu mezar sahnesinde behlül kaçar demişse, senaristler ne içiyorsa aynısından istiyoruz.