adalet bakanı tarafından yapılacak bir açıklama ile eylemini bırakmasını ümid ettiğim "davasının adamı". yeni davası "tecrit"tir. eskilerinden kat be kat üstündür.
oldu olmadı müneccimvarîliğe devam edeyim de söyleyeyim: cezaevleri ve tevkif müdürü ile beraber, sayın çiçek bir basın toplantısı düzenleyecek. durumu anlattıktan sonra sıra müdüre geçecek. müdür de, cezaevindeki aktivitelerin, çalışmaların vs. günde 4 saate çıkarılacağını ve cezaevine alınacak ve alınmayacak, sansürlenecek materyaller konusunda ortak bir genelge yayınlayacaklarını açıklayacak.
böylece ne bir insan gözlerin önünde eriyecek, ne de "tecrit" kalacak.
ölüm orucuna ara vermiş kişidir. ama ölüm orucuna ara vermesi veya bırakması neyse işte farketmez, bazı kesimler tarafından alay konusu olmuş gibi görünüyor. ölsede izlesek psikolojisi mi var insanlarda nedir anlamadım. intihar etmek için apartmanın üstüne çıkan kişiye, atla ulan demek veya atlamayınca ne biçim adamsın demek gibi bir durumdur bu. yapmayın arkadaşlar. hala insansınız, yapmayın..
öğün kaçırdığında açlıktan öleceğini sanan tabansızların anlayamayacağı zor bir kararı almış inandığı gibi yaşadığı ve ölebileceği için saygı duyduğum adam..
behiç aşçının türkiye komünist partisi ile uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. birçok konuşmasında tkp nin oport bir yapıya sahip olduğunu da belirtmiştir. dhkp-c ile bağlantısı olduğu iddia edilmektedir hatta eylemine örgütün zorlaması ile girdiği iddia edilmektedir fakat kendisi açıklama yaparak eylemimin arkasında bir kurum ya da örgüt aranıyorsa bu kurum adalet bakanlığıdır demiştir.
insana insanlığa karşı yapılan en büyük kötülüklerden birini engellemek için bedenini ölüme yatıracak kadar yiğit, "biz yaşamı uğruna ölecek kadar çok seviyoruz" diyebilecek kadar güzel insan.
"ölüm orucu" yani idealleri için şerefiyle kendi bedenini ölümün serin yüzüne bırakacak kadar halkına ve yoldaşlarına aşık olan bu adam 269. güne girdi. Bazıları bilmeseler de ya da inanmak istemeseler de F tipindeki tecrite karşı duran en büyük simge...
Belki de bir ay sonra Zincirlikuyuda okunan bir duayla bitecek kahramanın hikayesi. Bazıları ağlacak devrimin uçan yiğidine, bazıları da burger king yer heralde. Bazıları anlayamaz kavgayı, savaşmayı ve yeri gelince protestoların en çetinine baş koymayı.
Neden diye sorar ufak beynine, soyutlamak hayattan yüzlerce gün kendini? Ne gariptir ki teröristdir o diye kesip atar düşüncelerini...
Tabiki terörizmdir; halkını savunmak, ezilenlerin onuru için savaşmak, özgür tutsakların tecritine karşı döğüşmek ve aydınlık, demokratik ve bağımsız bir ülke için düşünmek...
bundan 5-6 yıl once hayata donus operasyonu adıyla cezaevlerine buldozerlerle,kelepcelerle girip mahkum koğuşlarına gaz bombaları,kelepçelerle girip ağır silahlarla dalınmıştı hatırlıyormusunuz?sokak kopeklerinin agzından mahkum kolları alınacak kadar vahsi olan bu operasyon ceza evlerindeki koguş sistemine son verip onları f tipine tıkmakla nihayete ermişti ancak mahkumları her turlu iletişimden koparıp tecrit ederek saniye saniye akıllarını yitirmelerine yol açaçak ve her turlu işkenceyi barındıran bu insanlık dışı uygulamaya karşı insanlık tarihinin en buyuk olum olum orucu direnişi de bundan sonra başladı o gunden bu gune tam 122 kişi hayatını f tiplerinde ve ağır tecritte karşı olum orucunda hayatını imha etti
adalet bakanlığı bu çığlığa ve koşulları insani düzeye getirmemeye direniyor
insanlık tarihine gececek bu en trajik direnişi gazeteler televizyonlar medya yazmıyor gostermiyor ve yokmuş gibi davranıyor medyanın televizyonların iğrenç yayınlarıyla zehirlenmiş iradesi haysiyeti rehin alınmış halkımız uyuşmuş kıpırdayamaz halde
ve behiç aşçı 40 lı yaşların başında bi avukat içeride değil dışarıda bu 122 ölüm orucu f tiplerine ağırlaştırılmış tecrite bu vicdan körlüğüne karşı dikkat çekmek için iş tutmuş vicdanlarımızın karanlığını silmek için ölüm orucunda
ve artık oda 123 uncu olarak hayatını kaybetmek üzere... bedeninin yarısının fazlası arkadaşlarının yanında diğer yarısı da gitmek üzere ölmek üzere
duyun ... gorün... birşeyler yapın....
[alıntıdır ]