kelimesiyle başlayan ve devlet tarafından "kötü" karşılanan şiiri hatırlayalım. şimdi rte bu şiiri "kötü okuduğu" için mi cezaevine düştü yoksa devlet bu şiiri "kötü bulduğu" için mi cezaevine düştü. peki şimdi linkteki yazıdan yola çıkarsak sayın başbakan "adi" diye tabir edilen suçlardan herhangi biriyle cezaevine düşmediğine göre terörist mi oldu, onu savunan avukatlar (ki vardır herhalde öyle birileri) terörist avukatı mı oluyor?
daha iki gün önce tbmm başkanı sayın bülent arınç av. behiç aşçı'nın ailesini ziyeret ettiğinde terörist avukatının ailesini mi ziyaret etti, onlarla mı konuştu?
avukatlık mesleğinin mesleki gereği; adaletin gerçeklenmesini sağlamaktır. behiç aşcı da adaleti sağlamak için adli yollardan sonuna kadar savaştığını ve bu yollarla verdiği savaşın sonucu getirmeyeceğine (yada geç getireceğine) kanaat getirdiği içindir ki hakim karşısında suçsuzluğunu savunduğu müvekkillerinin cezaevi içerisinde gösterdiği mücadeleye destek amaçlı olarak bedenini ölüme yatırmıştır.
behiç aşçı gibi türkiye de insan için ölmeyi göze alabilecek güzel insanlara ne kadar yanlış ithamlarda bulunurlarsa bulunsunlar... çünkü av. behiç aşçı ölüme yatmadan önce bütün bu olası ithamlara karşı sözünü söylemişti...
yer yüzündeki onurlu insan ne kadar az kalmış. "tecrit işkencedir" diyecek kadar cesaretli olmak "şuncağız yürek ister" diyor bu yürekliliği gösterbilenler.
-elimden geleni yaptım...
diyebilirdi
-benden bu kadar...
diyebilirdi...
demedi.
savunmayı iş bilen insanların bir haykırışı var...
"...bizler burada avukat behiç aşcı için toplandık, bizler doktorlar, avukatlar, mühendisler, insan onuruna saygı duyan insanlarız. biz halkız..."
suçsuzluğunu savunduğu insanların içeride bedenini ölüme yatırmasına ses çıkarmayabilirdi
susmadı, gidilecek başka yol yoktu, ölüme yattı, onurlu yaşamını; savunduğu, (belki de) savunacağı insanlara (sadece hakim karşısında savunduğu dönemde değil her zaman), halkına armağan etme cesareteni göstermişlerdir.
sağır insanlar zamanında kurtuluş savaşında "nasılsa kazanamazlar" deyip sesini çıkarmayan savaşa katılmayan insanlar gidibir. zaman gösterecek, tarih tekerrür edecektir. "son sözü direnenler söyleyecektir".
"direnenler kazanacaktır".
öncelikle f tipi nedir onu bilmeli insan. f tipi; insanları- bakın insanları diyorum- tek kişilik hücrelere kapatan ve gardiyanından başka bir insanın yüzünü görmemesini sağlayan psikolojik bir araçtır. savunduğu düşünceden vazgeçirmek amacıyla kurulmuştur. yani psikolojik bir işkence aracıdır.
görüldüğü gibi f tipi bir ceza biçimidir. amaç düzene karşı gelen düşüncelerin yok edilmesidir, bir umudun dahi yeşermemesini sağlamaktır. korku ve baskı düzeni oluşturarak insanların düşünmesini engellemektir. işte bu nedenlerden dolayı karşı çıkmaktadır behiç aşçı. yoksa herhangi bir örgütün propagandasını devam ettirmek değildir amaç. amaç; korku ve baskı düzenine karşı bir umudun yetişmesini sağlamaktır.
bugün itibariyle insan hakları derneği şubesi ve temsilcilikleri bulunan bütün illerden eş zamanlı olarak (12:30) adalet bakanlığına "üç kapı üç kilit açılsın" talebinin yazılı olduğu kartlar yollandı.
behiç aşçı ölüm orucunun 288. gününde direnmeye devam ediyor.
insanın kanını donduran yakarış. birilerinin şöyle ya da böyle dünya için, insanlar için, başkaları için bir şeyler yaptığının, gücü yetmeyince son çareye başvurup hayatını ortaya koyduğunun göstergesi. olaya suça destek diye bakmak çok yanlış olur. sonuçta bir avukat, suç, suçlu ve adalet çıkmazında değil midir? ve bu gidişte bir aksama görürse tepkisini koymak da en temel hakkı değil midir? bu adam düşündükleri için ölüme yatmış bir masum değil midir? hem hapis içinde hapis nedir? tecavüzcülere bile uygulanmayan, uğrunda bir sürü günahsız insanın öldüğü, ana babaları kahreden, insan haklarına sığmayan bir uygulamada diretmek nedir? bunun bize, ülkemize faydası nedir? "ovaya inip siyaset yapsınlar" diyerek olan bitenden rant sağlamaya çalışmak nedir? ilgisiz ama siyasetin karanlık yüzü aklıma geldi ansızın...
"hakkımızda her ne düşünürlerse düşünsünler önemli olan bizim ne düşündüğümüzdür ve bu ülkenin halkı her zaman en iyisine layıktır" diyen bir insan için söylenebilecek en güzel sözdür.
(bkz: umarım anlarlar)
koca ülke f tipine çevrildi a be geri zekalı kardeşim. sen, hala behiç aşçı ölsün, gebersin diyorsun! ölsün lan, *behiç aşçı, insan yanın olmadığından üzülmeyeceğini biliyorum. ama insanlık tarihi behiç aşçı' yı, başka insanlar yaşamlarını kaybetmesin diye hayatını feda eden insan olarak yazacak,* ya seni ? acımadan söylüyorum, sana katil diyecekler. umurunda değil biliyorum. seni geçtim, asıl üzüldüğüm senin kardeşlerin ve çocukların! yarın, f tipi hayatların bedelini onlar ödeyecek.
şimdi seninle ciddi şeyler konuşacağım, pipine bakma yüzüme bak yüzüme. senin bu tapındığın kudretli devletin, f tipinde insanları sıçarken görüntüleyen devletin, 3 kapı açsa, 9 insan birbirini görse, ne kaybeder? devlet pazarlık etmez mi, diyorsun? biliyordum lan bunu diyeceğini, ama devletin imf' yle ülkeyi pazarlamak için çatır çatır pazarlık ediyor, buna ne diyeceksin? gel şanlı devleti test edelim, önce 112 yi arayıp bir ambulans sonra da 155 i arayıp polis isteyelim, hangisi önce gelecek? dur lan arama, herhangi bir gazete yada haber kanalına göz atarsan, doğru şıkkı bulursun. anlamadın mı? ne diyeyim lan ben sana? seni nazım hikmet' e havale ediyorum: akrep gibisin kardeşim!
tecrit uygulamalarını adalet bakanından başka kimse inkaar edemez hale gelmiştir. öyle ki devrimcilerin zıttı olarak görülen islamcılar bile tecrit sorununa dikkat çekmek için basın açıklamaları yapmış, mektuplar yazmıştır. bazı kuş beyinliler (kuşlardan özür dilerim) ise tecritin anlamını bile bilmeden -bunlar bölücü -bunlar terörist, tecrit yoktur, bölücülük vardır gibi modası geçmiş, eskimiş söylemlerde bulunmaktadır.
onlar kuş beyinlidirler çünkü insanlara saygısı kalmamış, araştırmadan yoksun insanlardır.
onlar kuş beyinlidirler çünkü çıkan her asi, isyankar sese terörist damgası vururlar.
onlar kuş beyinlidirler çünkü insan hayatına verdikleri değer kalmamıştır.
onlar kuş beyinlidirler çünkü kamuoyundaki sesi dinlemez, kendi kafalarının dikine giderler.
onlar kuş beyinlidirler çünkü cezaevlerinin işkencehane olmalarını anlayışla karşılarlar.
onlar kuş beyinlidirler çünkü cezaevlerindeki kişilerin değiştirilip dönüştürülmesini anlamsız bulurlar.
onlar kuş beyinli bile değillerdir belkide, çünkü kuşlar bile kendi evlerini yapabilirler belki düşünürler. ama onlar düşünemezler. düşünemezler. düşünemezler. öyle acayiptirler işte tarif edilemezler.
takip ettiğim kadarı ile bülent arınc sivil toplum örgütlerinden gelen yoğun baskı üzerine behic ascı nın durumunu çözmek için harekete gecekmiş.
hıyar salatası olarak kullanılabilecek makine mühendislerine destanlar yazılyor sözlükte. insanları ölümden beter bir psikolojiye sokan f tipi cezaevlerine karsı sürdürülen cabalara , kesinlikle daha fazla ses cıkarmak gerekiyor. ayrıca.. (#1010358)