büyük sanat değerlerimizden.
sanat müziğinin özellikle de eski solistlerin zerafeti tartışılmaz.
yenilerin de hakkını yemeyelim, onlarda da çok naif sanatçılar var, bir mine geciliolsuni bir didar aliye koyuncu olsun, bir ismail özkan olsun harika sanatçılar.
Şimdi Behiye Aksoy dinlemek, aslında bir incelik gerektirir. Hanımefendi kendileri zaten o kadar ince bir kadındı. Müzeyyen Senar feyzi bir solisti idi. Bana göre bu işte şöyle bir durum var. Galatasaray ve Fenerbahçe orası yürek abi neyse müzeyyen ile Hamiyet arasındaki durumda odur aşağı yukarı. Burada Behiye hanım Beşiktaş'ı temsil ediyor kısmen. Yani geleneksel Beşiktaş'ın oyun yapısı ne ise ki o defansiftir, Behiye aksoy'da ses yoktur. Ama saz çok yüksektir. Günümüzde acapella denilen bir sazı dekupe ederek sadece şarkıcoyı dinlemek gibi bir teknolojik olanak var. Bence behice aksoy'dan zevk almayanlar, onun arkasındaki orkestrayı dinlerse, bence Türk müziğini çok iyi anlayacaklar. Belki de yerli led zeppelin budur diyecekler.
Taş plaktan 45'liğe geçiş döneminde ürünler veren kadife sesli Türk sanat müziği şarkıcısı. Müzeyyen Senar ve Hamiyet Yüceses'ten Muazzez Abacı'ya uzanan zincirin güçlü halkalarından, Zeki Müren'le birlikte döneminin en büyük sahne yıldızlarındandır. 50'li yılların sonunda, 14 yaşındayken girdiği Ankara Radyosu'ndan plak ve gazino dünyasına sıçradı. Selahattin Pınar'ın teşvikiyle geldiği istanbul'da, Maksim gazinosunun ilk assolisti oldu. Maksim'in patronu Fahrettin Aslan'la bir dönem hayatını birleştirdi. 60'lı yıllardan itibaren 45'lik plaklara okuduğu muazzam eserler mevcuttur.
Zeki Müren’le yarışan tek kadın rakiptir. Platin rengi saçları, şık kostümleriyle kendisinden sonra yetişen şarkıcılara öncülük etti. (d. 19 Eylül 1933 – ö. 31 Mayıs 2015)
Uzunçalar döneminin en duru seslerinden biridir. "Bak yeşil yeşil" derken içinizdeki aşk tomurcukları filiz verir, baharla birlikte coşar, kulağınızda behiye hanımın sesi, ruhunuzda şarkının tınıları, sevgilinizle kırlarda gün batımına koşarsınız.