ay ortasından ay sonuna kadar kitapçılara girip girip, kedinin kasap önünde ciğerlere bakması gibi iç geçirip duran insan
ama ay başı gelir, maaş yatar. mutlu sona ulaşılır.
kütüphaneye gitmediği belli olan insanların "kütüphaneye gidin yaa" diye akıl verdiği durumdur. göt kadar şehirde ulusal kütüphane var çünkü amk.
küçük şehirlerin il halk kütüphanelerinde yeni çıkan kitapların zart diye raflara girmesi çok nadirdir, onlar da ancak popüler kitaplardır. istediğiniz kitabın alınması için istekte bulunsanız dahi alınma ihtimali düşüktür. ayrıca her kitabın ikinci eli bulunmaz, korsan basılan kitaplar da genellikle satılma ihtimali kesin olan çok popüler kitaplardır.
her kitabın korsan baskısının yapılmadığını bilen yazardır. Popüler için çalışan korsan sektörü peripheral türdeki kitaplara çalışmaz, kişinin de bütçesi alana özel bu kitapları almaya yetmeyebilir. Ciğerci önündeki kedi gibi bekler durur zavallı, yazık len.
kitapçıda en sevdiği kategoriye gelir. kitaplara hevesle bakar, bir tanesini gözüne kestirip eline alır, çevirir, etiketi okuduktan sonra kitabı sessizce yerine bırakır. yine de vazgeçmez, aynı kitapçıya bir gün o kitaba sahip olacağı umuduyla defalarca gider. her seferinde aynı raf etrafında gezer. acınası haldedir; ancak yapacak bir şey yoktur.