olağanüstü bir film, bir amerikalı ile bir fransızın çabucak başlayıp aynı çabuklukta biten muhabbeti sıradışı bir teknikle sunulmuştur. filmde sadece 2 oyuncu var(figüranları saymazsak) ve kamera bu ikili etrafında geziniyor, başka hiç bir şey görmüyorsunuz. ünlü bir sinema eliştirmenimizin ''1995 yapimi, romantik bir sohbet filmi'' tanımlaması ve bu yorumla filmin muhteşemliğine gölge düşürmüş olması bana sinema eleştirmenlerimizin aslında pek bi halttan anlamadığını göstermiştir.
richard linklater ın tamamen diyaloglar üzerine çektiği , aşkın aslında hayattaki bir tesadüf oldugunu anlattığı- yani bir kaza da denebilir insanın olaya nasıl baktıgıyla ya da aşk bittikten sonra kapıldıgı hisle alakalı- filmin arkasındaki viyana görüntüsünün insanda interrail yapıp son durak viyana olarak sonlandırma hissi uyandırdıgı,ve kath bloom'un come here şarkısını bizlere hediye eden sıcacık bir film...
ayrıca (bkz: before sunset)
Bağımsız sinema örneklerinden olan Richard Linklater filmleri Before Sunrise ve Before Sunset.
Birbirinin devamı olan ve oyuncuları sadece bir kadın(July Delpy) ve bir erkekten (Ethan Hawke) oluşan iki film. Film iki karakterin hayata, siyasete, sevgiye, aşka kısacası herşeye dair konuşmaları şeklinde geçiyor. Kadın karakterin dünya sorunları (çevre sorunları, açlık, yoksulluk,savaşlar v.b.), felsefe, kültür, sanat ve siyasete bakışının ve tüm yaşama dair biriktirdiklerinin erkeğe göre çok daha baskın ve tutkulu olduğunu ve erkek karaktere göre bu açıdan çok çok daha fazla eyleme dönük yaşadığının da altını kalın bir çizgiyle çizmek isterim.
Bu film(ler) romantik-dram sayılabilir çünkü, aşkın tılsımını içinde taşıyacak kadar romantizm yüklü fakat hayatın gerçekleri iç(ler)inde bolca yer alıyor olması açısından da bir o kadar dramatik. işte tam da bu açıdan zamanımızın “gerçek aşkı”nı anlatıyor(lar). Zamana ve mekana meydan okuyacak kadar güçlü bir aşk.
Kısacası filmin türü baktığınız açıya göre değişir. Filmde Jesse'nin de dediği gibi; 'Bu, hayattaki duruşunuza bağlı, eğer iyimserseniz romantik-komedi ve 'happy end'; yok eğer karamsarsanız dram ve 'worry end'!'; Bu açıdan daha da değerli(ler).
sadece diyaloglardan ibaret olmasına rağmen, sıkılmadan izlenilen, ki bunda yönetmeni richard linklater'ın felsefik yönünün etkisi olmuştur, viyana' ya ait görüntülerin çok iyi seçildiği bir filmdir. ikinci film, before sunset' e göre aşk daha yoğun işlenmiştir.
Her ölümlünün,mutlaka izlemesi gereken; mutlaka yaşanması gereken bir (bkz: interrail)aşkının anlatıldığı çok hoş ama içi boş olmayan,etkileyici diyaloglara sahip nadide film. Tası, tarağı toplayıp,alıp basını yollara vurup, aşık olası geliyor adamın.
sırf romantik , duygusal film üzerine kurulu filmlerden nefret edenleri bile zorla izlettiren film. konusu durağan, çok sıradan ama oyuncuların çok başarılı olmasından dolayı o ilk duygusal belki de ilkin ne kadar önemli olduğunu anlatan film. şu da vardır ki 9 yıl sonraki before sunset filmini izledikten sonra hakikaten çok saf bir aşk öyküsüymüş. 9 yıl sonra saf aşık olayından eser yok.
interrail aşıklarını canlandırırlar filmde.. er kişi abdden gelmiş kız ise paristen gelmiştir. viyanada dillere destan bir aşk yaşarlar.. ve gün doğmadan önce birbirlerinden ayrılmak zorundadırlar
bügüne kadar çekilen en iyi aşk filmlerinden biri olduğuna inandığım film. ethan hawk ve julie delpie arasında geçen diyaloglar ve ve bu diyaloglardan doğan aşkı anlatır, tek kelimeyle muhteşemdir. 1995'te devam filmi olarak çekilen "before sunset" birlikte geçirdikleri bir geceden 9 yıl sonra bir kitapçıda karşılaşmalarını konu alır. iki film de mutlaka izlenmelidir.
tek gecelik ask. ama iliski degil, seks degil, tek gecelik ask. saf bir ask. cok etkileyici bir film.
film bitince bavulumu toplayip interrail yapmaya gidiyordum az kalsin ama annem yemek yapmisti ben de sonra giderim dedim. sonra da unuttum.
türkçeye "gün doğmadan" olarak çevrilen, diyaloglarıyla insanı kendinden geçiren film. cnbc-e de izledikten sonra cd sini alıp üst üste 2 kere daha izlemiştim. (bkz: aferin)
1995 tarihinde çekilen before sunrise'ın öyle bir sonu vardır ki dersiniz ki bu film böyle bitemez...
üstünden 9 yıl geçince aynı yönetmen aynı oyuncularla bu sefer before sunset adlı filmi çekmiştir.oyuncuların bu 9 yıl içinde ne kadar da yaşlandıklarını farketmemek çok çok zordur.
ethan hawke ve julie delohi nin başrollerini paylaştığı aslında kadrosunda da başka kimsenin olmadığı küçük bütceli bize viyanayı tanıtan takdire şayan muhabbetlere ev sahipliği yapan bir interrail hikayesi de denebilir.sevgiliyle izlenmemesi tavsiye edilir bi de soundtrack vardır ki çok etkileyicidir
kath bloom-come here kath bloom