ludwig van beethoven´ın 29.uncu piyano sonatıdır. opus numarası 106 dır. demek ki beethoven´ın son dönem eserlerindendir.
bu sonat piyano edebiyatının, yapısı bakımından da bütün batı klasik piyano müziğinin "zenith" noktalarından birisidir. birçok "en" ler bu sonatta toplanmıştır. mesela beethoven´ın yazdığı en uzun piyano sonatıdır. ayrıca piyano konçertoları da dahil beethoven´ın piyano için yazdığı en güç eserdir. iyi çalmak bir yana, dinlenebilir çalınabilirlik seviyesine getirmek bile bir meseledir bu sonatı.
bu sonatın praxis ortamında piyaniste yarattığı güçlükler saymakla bitmez. bir kere her insanın konsntrasyon compactibility´sinin bir sınırı vardır. bu sonat o sınırın çok üstünde bir uzunluktadır. ve piyanonun eserde sözü orkestraya devrettiği ve bu sayede piyanistin bir dakika bile dinlediği bir pasaj, eser tek bir piyano için yazıldığı için yoktur. piyanist, kafasından dumanlar çıkana ve yavaş yavaş "arızaya geçene" kadar piyano çalmaya mahkum edilmiştir, bu eserde.
birinci bölüm (allegro, 2/2´lik ölçü) yedi (sayıyla 7 !!) sesli akorlarla başlar.sadece bu bile kendisinden sonraki piyano müziğini derinden etkileyecektir. birinci tema çok asker gibi, çok ritmik ostinato´dur. beethoven "si bemol majör" tonunu "aydınlık", si minör tonunuysa "karanlık" bulduğunu, ki bu onun kişisel hissiyatıdır, birçok kere ifade etmiştir. ve hammerklavier, genellikle bu tonlardan birinden birine geçişler yapacaktır (hoş, gerçi bambaşka tonlara da göndermeler yapmayı ihmal etmeyecektir).
bu birinci tema -ki bir dakika falan - sürer sadece- hakkında entry değil, kitap ya da uzunca bir makale yazılabilir. bu tema iki kısımda incelenebilir. yedi sesli akorlarlarla gayet gösterişli teknik güç örülmüs giriş,ve hemen arkasından geleln lirik, horizontal yayılmış ,melodik kısım.
ondan sonra, son derece "atletik" ama çok güzel pasajlar gelir, exposition kısmı en sonunda tekrar edilir.
sonatın birinci bölümünün development kısmında birinci temanın birinci kısmının ritmik öğelerinnin işlenmesiyle işe başlanır. bu kısım son derece komplikedir. daha bir sürü olay olur, bu bölümün sonu çok enterasan ve sürpriz bir biçimde sona erer.
ikinci bölüm (scherzo) enerjisini birinci bölümün o ünlü temasından alır ama, nedense o çok özenilmiş temayla dalga geçer !!! yani sonuçta beethoven bu bölümde kendi kariyerinin en büyük temalarından birisini,kendi kendine "ti" ye almaktadır - ki bu aslında bütün dünyaya kendi içersinde çok önemli bir mesajdır- bu bölüm oldukça kısadır, ama gene de çetin bir cevizdir.
üçüncü bölüm (adagio) beethoven´ın yazdığı en uzun ikinci bölümlerden birisidir. ayrieten bu bölüm beethoven´ı içine doğduğu "klasik" periyoddan "romantik" periyoda taşıyan çok önemli bir bölümdür. çalınması takriben 17 dakika sürmektedir. sonra derece romantik,insanı duygulandıran harika varyasyonlar bu bölümdedir. beethoven bu bölümle bir chopin´i, bir schumann´ı haber vermektedir, ya da şöyle diyelim ; bizzat kendisi hazırlamaktadır. schumann "sonatik bölümlerini" brahms´ınkileri bu bölümde bizzat duymak mümkündür. birçok insana göre bu bölümde müzik tarihinin "altın" sayfalarından birisidir.
bu bölümün sonunda piyanistimiz birinci bölümün bitmek tükenmek bilmeyen karmaşık yapilarıyla boğuşmuş, ikinci scherzo bölümünde piyanoyla bir tür "hızlı satranç" oyunu oynayarak oldukça karmaşık "parmak cimnastikleri" yapmış, ve en sonunda da müzik tarihinin duygusal bakımdan en histerik bölümlerinden birisini çalmıştır. artık hem mental hem de duygusal bakımdan "dumura" uğramak üzeredir....
...ama dumura uğramasındır. çünkü daha sırada sonatimızı "hammerklavier" sonatı" yapan esas bölüm olan "büyük füg - fuga e tre voci-allegro risuluto" vardır !!!
bu bölüm çok beklenmeyen bir biçimde "largo" yani çok ağır bir tempoda başlar. bir arayiş içerisindedir...birkaç deneme yapar, ve aradığıni bulamaz... sonra bir sağ elde gelişen bir tril´den birdenbire fügün o garip temasına dalış yapar !!!...
bu füg - füg bilmeyen için; kompozisyon sanatinın en üst bestecilik tekniğinin adıdır. bir füg´te partilerden birisi şarkının ana sesini söyleyip, diğerleri ona eşlik etmez, tam tersine esere iştirak eden bütün partiler kendi şarkılarını söylerler- oldukça karmaşık, teknik açıdan çalınması üç bir fügtür. bestecinin ana tema olarak seçtiği motif, iki kat yavaş olarak,ya da somes´le birlikte gelmektedir. alışık olmayan bir kulağa bu füg çok karmaşık ama anlatilması imkansız bir güzellikle tınlayacaktır. ve her yeni dinleyişte baska bir parçaymış hissi uyandıracaktır (cünkü kulak her yeni dinleyişte, ilk dinleyisinde duymadığı partilerin söyledikleri sarkıları keşfedecektir!!!
ve bu büyük sonat başlangıcından yaklaşık elli dakika sonra, çalanı ilk evvela, dinleyeni de "deli" ederek, ama eserin sonunu da abartmayarak sona erer.
bu sonatın birkaç iyi yorumu vardır. ilk akla geleni kuşkusuz büyük rus piyanisti sviatoslav richter´in çaldığıdır. richter çok büyük fiziksel güç isteyen birinci bölümü, son bölümü, son derece karmaşık ağdalı romantik üçüncü bölümü öyle bir çalmaktadır ki, birçok müzik eleştermeni "öncesinde mutlaka viagra almiştır" diye şaka etmişlerdir !!.. bu kadar iyi olmamakla birlikte brendel yorumu da fena değildir. bu sonatı maurizio pollini ve john ogdon da oldukça değişik, ancak gayet de güzel çalmaktadırlar.
bütün bu kayıtlar ilgilenenler için , youtube da bulunabilmektedirler.
beethoven ın en matematik kokan eseridir. dinlerken kafanızda 2 4 6 8 10 diye rakamlar ve toplama çıkarma işlemleri geçer. sağır adamın da yapabileceği bu kadardır zaten. sağır duymaz uydurur. uydurmazsa hesaplar. matematik denen bir şey var.