bir dönem televizyonlarımızda sıkça yayınlanan ve saint bernard marka bir köpeğin başından geçenlerin anlatıldığı film ve çizgi filmlerin ismi. evin babası beethoven'ı sevmezdi ancak diğer ev ahalisi hastasıydı.
Sonatları ile yatıp kalktığım dahi müzisyen. Bazen kanımı çoşturuyor bazen nefret hissimi hadsafaya çıkarıyor, kısaca bin bir türlü duygu yaşatıyor bana.
Bazı hikayelerimi yazarken, genellikle onun eserlerini dinlerim.
Alman piyanist ve bestecidir. Moonlight Sonata, Für Elise gibi parçaları oldukça ünlüdür. Sağır olduğunu sonradan öğrendiğimde saygım iki kat artmıştır.
ay ışığı sonatı:
”Bir gün Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, Beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini ve muhakkak çalan kişiyi görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, Beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören Beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” Bunun üzerine Beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.”
9. senfoni ile beni mest eden deha. az evvel hakkında bir yazı okuduktan sonra saygım ve hayranlığım bir kat daha arttı; 9. senfoninin bestesi tamamlandığında işitme yeteneğini tamamen kaybetmiş ve eserin son halini asla dinleyememiş...