karadutum, çatal karam, çingenem
nar tanem, nur tanem, bir tanem
ağaç isem dalımsın salkım saçak
petek isem balımsın, ağulum
günahımsın, vebalimsin
dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
yoluna bir can koyduğum
gökte ararken yerde bulduğum
karadutum, çatal karam, çingenem
daha nem olacaktın bir tanem
gülen ayvam, ağlayan narımsın
kadınım, kısrağım, karımsın
sigara paketlerine resmini çizdiğim
körpe fidanlara adını yazdığım
karam, karam
kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
sıla kokar, arzu tüter
ılgıt ılgıt, buram buram
ben beyzade, kişizade
her türlü dertten topyekun azade
hani şu ekmeği elden suyu gölden
durup dururken yorulan
kibrit çöpü gibi kırılan
yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
artık otlar, göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum
netmiş, neylemiş, nolmuşum,
cömert ırmaklar gibi gürül gürül
bahtın karışmış bahtıma çok şükür
yunmus, yıkanmış adam olmuşum
karam, karam
kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
sensiz bana canım dünya haram olsun
"sigara paketlerine resmini çizdiğim,
körpe fidanlara adını yazdığım,
karam, karam,
kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
sıla kokar, arzu tüter
ılgıt ılgıt, buram buram.
ben beyzade, kişizade,
her türlü dertten topyekun azade
hani şu ekmeği elden suyu gölden,
durup dururken yorulan,
kibrit çöpü gibi kırılan,
yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan,
artık otlar, göstermelik atlar gibi bedava yaşayan,
sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum."
Üç Dil
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
insanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
--spoiler--
Hele bir kerecik daha yalın ayak yere değsin içimdeki çocuk
--spoiler--
yukarıdaki dizesiyle yalın ayak ortalarda dolanmaya bayılan şahsımın gönlünde taht kurmuş, ayrıca yapmaya üşendiğim şeyleri ertelememi sağlayacak bir cümleyi de bana kazandırmış güzel insan.
Hakkında ödev gereği bir çok bilgi aldığım yeni keşfettiğim harika bir şair. Ayrıca ressammışta... Umarım hayatını doğru bir şekilde telafuz edebilirim.
(bkz: allah rahmet eylesin)
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1911 yılında Giresun’un Görele ilçesinde doğmuştur. Kaymakam bir babanın oğlu olan Bedri Rahmi Eyüboğlu, beş kardeştir. Babası Mehmet Rahmi, annesi ise Lütfiye’dir. Ressam ve şair olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’ nun gerçek adı Ali Bedrettin’dir.
Zaman içinde Ali adını kullanmamış olup Bedrettin ismi önce Bedir olarak şekillenmiş en son olarak da Bedri olarak Türk Edebiyatına ve resimlerine bu şekilde kayıtlara geçmiştir. Edebiyat dalında şirini ilk çağ lise yıllarında yazmış olan şair, 1929 yılında Güzel Sanatlar Akademisine girmiştir.
1934 yılında Yeni Adam Dergisi’nin ressamı olarak görev yapmaya başladı. Edebiyata olan ilgisi hiç bitmedi. Her iki dalda oldukça başarılı olan ünlü şair ve ressam 21 Eylül 1975 yılında pankreas kanserinden hayata gözlerini yumdu. Ölümünden sonra bile adına sergiler düzenlenmiştir. 2006 yılında hayatını konu alan bir belgesele ünlü ressam şair edebiyatta ve resimde ölümsüzleşmiştir.
Kayanın dibinde bir kız soyunur
Bir sarışın şimşektir
Çakar kamaşır gözlerim
Uzat ak ellerin gel diye diye
Uzat ak ellerin der beni beni
Bir ses gelir cehennemin dibinden
"Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye"
Trabzon deyince aklıma bir salkım karayemiş gelir
Zindan yeşilide gelir aklıma
için için kandil kandil ballanır.
Kandiller içinde bir kız.
Bir kandil yanar
Bir kız koşmaya başlar
Yanaklarında amoftaların balı
Dudaklarında karayemişin moru
Göğsünde de...
elinin körü.
Hayat katkı sunmuş insanlara, ancak bir şair bu kadar güzelleme yapabilir.
B. Rahmi Eyüboğlu'nun Türkiye'ye çayı kazandıran insana yazdığı şiirden bir kaç dize:
"bir ilimiz var adı Rize
durup dururken bir bardak çay sundu bize
Rize’de çayı kim yetiştirdi Rize’de
Missisipi’ye karışan çayları öğretirler bize
Rize’de çayı kim buldu Rize’de
kimdi o sessiz sedasız
kumral kumral demlenen mübarek adam
adını öğretmediler bize
işte o güzel adamdan bre şahin aman
bi tane daha."
"
Istanbul deyince aklima
Yahya Kemal gelirdi bir eyyam
Şimdi Orhan Veli gelir
Demindenberi dilimin ucundasin Orhan Veli
Demindenberi senin tadin senin tuzun
Senin şiirin senin yüzün
Yarali bir güvercin misali
Başimin üstünde dolanir durur
Gelir sessizce konar bu şiirin bir yerine
Neresine mi arayan bulur
Erbabi bilir
Deli eder insani bu şehir deli
Kadehlerin çinlasin Orhan Veli...
Güzel Sanatlar Akademisinde ders vermiştir. Yazma, gravür, seramik, heykel, vitray, mozaik, hat gibi birçok formlarda eserler üreten sanatçı,nın En ünlü şiiri, Karadut adlı aşk şiiridir.
Cumhuriyetin ilk ressam ve şairlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911 - 21 Eylül 1975)
KARADUT
Karadutum, çatal karam, çingenem.
Nar tanem, nur tanem, bir tanem.
Ağaç isem dalımsın salkım saçak.
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan.
Yoluna bir can koyduğum..
en azından üç dil bileceksin
en azından üç dilde
ana avrat dümdüz gideceksin
en azından üç dil
çünkü sen ne tarih ne coğrafya
ne şu ne busun
oğlum mernus
sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.