' sevmek bu dünyayı çerden çöpten,
sevmek bir zerresini ziyan etmeden
sevmek durup dinlenmeden sevmek '
B. rahmi
hem ressam hem sair olan eyüboğlu resim sanatınıda şöle tanımlar: 'resim ,ışığa kavuşan her şeyi büyük bir aşkla incelemek ve bu aşkı renkler ve çizgiler aracılığıyla insanlara aşılama sanatıdır.'
ancak bir şair resim sanatını bu denli güzel anlatabilir.
Mari Gerekmezyan nam-ı diğer "karadut" la ilişkisini acık acık yasayıp ölünce yine aslı romen olan eşi Eren'in yanında huzuru bulan şairimizdir.O Karadut'u hiç unutamadı,Eren'de onu hiç affetmedi!
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
içinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
insan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
insan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
içinde kıyametler kopmalı
insan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
Gel çıkalım sevgilim gel
Gel kurtaralım birler hanesinden
Çekelim gidelim bir uçtan uca
Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
Sevelim sevelim sevelim
Sevebileceğimiz kadar
Susadım
Üç tane elma soydular,üç tane portakal
Nafile
Bir bardak suyun yerini tutmadı
Acıktım
Kuş sütü,kuru üzüm getirdiler
Nafile
Bir çimdik somunun yerini tutmadı
Seni düşündüm sevgilim şükrederek
Su gibi aziz olasın her daim
Ekmek gibi mübarek.
sana büyük şehirlerden bahsedeceğim.
en büyük camiler orada kurulur,
en küçük mezarlar orada kazılır
en kara yazılar orda dizilir.
yüksek minarelerde sela verilir,
civar hanelerde zina edilir.
büyük şehirlerde yalan söylenir,
halbuki küçük köylerin mezarlığı bile yoktur.
büyük şehirlere bağlanma mehmedim.
öyle bir şehre yerleş ki,
küçük olsun fakat bizim olsun.
sokaklarında tanımadık yüz,
ensesine şamar atmayacağın kimse dolaşmasın.
her ağacına elin,
her karış toprağına terin değsin.
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın.
Senin güllerin her yerde açar
Dağda, bayırda, kırda, bozkırda
Bozkır biraz şüpheli ama
Günlerden bir gün açar mı açar
Bozkır dediğin sakar
Senin güllerin her yerde açar
Ya benim güllerim
Sevinen çocuk gözlerinde bir
Bedava iyilik yapanların gözlerinde iki
Bağışlamasını bilen yüreklerin en kuytu yerinde
açar üç
Benim güllerimle senin güllerin el ele
En güzel bahçe
Benim güllerim olmadıkça
Senin bahçelerin yetim, yitik
istanbul deyince aklıma
koca sinan gelir
on parmağı on ulu çınar gibi
her yandan yükselir
sonra gecekondular gelir ardısıra
isli paslı yetim
eyy benim dev memesinden cüceler emziren
acayip memleketim *
istanbul un delikanlısı galata kulesi ve onun kıymetlisi kız kulesi arasındaki aşkı ' istanbul destanı ' adlı şiirinde şöyle ifade eden şairdir:
istanbul deyince aklıma kuleler gelir
Ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
Ama şu Kızkulesinin aklı olsa
Galata kulesine varır
Bir sürü çocukları olur
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Kağıttan bir gemi yaptım küçücük
Ya 5 öpücük sığar içine
Ya 10 öpücük
Kız kardeşim
10 öpücük batar bu gemi dedi
Sen misin
15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi
Doğru havuza
Sen misin
Doğru denize,
Ama ıslanmasıyla batması bir oldu.
Bir gemi daha yaparım ne çıkar
Hem bu sefer öpücük yerine
Sunturlu birkaç küfür
Daha birkaç gemi yaparım
Çok şükür..
...
bu canım dünyanın orta yerinde
hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
yalan mı? gözünü sevdiğim karıncalar
işte: hamsiler sürü sürü
arılar bölük bölük geçer
leylekler tabur tabur
ya bizler? eşref-i mahlukat! ..
boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz
trabzon kürtleri diye birşeyi ilk defa duymamı sağlayan insan olmuştur.(#2233035)bölgeyi bilen bilir trabzon bölgesi gayet homojendir ve görele 1923 ten sonra trabzondan ayrılarak giresuna bağlanmıştır.ayrıca bölgedeki tek kürtler sanırım fındık mevsiminde gelen ekmeğini çıkarmaya çalışan mevsimlik işçilerdir.demek ki neymiş bedri rahmi eyüboğlunun trabzon kürdü!? olduğu saçmalığın daniskasıymış.
sadece şu şiirini okuyan birisi bile bu kaleme için büyük övgüler düzebilir , hatta sadece bu şiiri bile yalnızlık üzerine yapılan tariflerin tarifidir .
yalnızlığın kadarsız
yalnızlığın mis kokmalı
yalnızlık dediğin büyük zindan
dünyanın en kalabalık zindanı
dinden imandan çıkarır
ama öyle adam eder ki insanı