bediüzzaman kelimesi çok tehlikeli bir kelimedir zira perslerin icadı saçma bir şeylerdir
(şimdi persinin tek vay efendim hakaret diye atlamasın)
nurs-i (nors köyünden)(nurcu falan gibi bir manası yoktur, nurla murla da bir alakası yoktur)
veya kürd-i kelimesi kullanmak daha doğrudur. şafii dir dolayısıyla hakim çoğunluk olan
Hanefilerle her konuda uyuşmaz vs vs
japon ateisti James last haber ajansı sundu.
Bir kelimenin bir tane olmadığı gibi bedi'uzzamanin da bir tane anlamı yoktur basit bir osmanlıca sözlüğe bakarsanız bedi' sözcüğünün 'garip' veya "tuhaf" anlamına da geldiğini görebilirsiniz. Bir diğer anlamı da alışılmamış olandır. Zaten kendisi de bu lakabın bu anlama geldiğini belirtmiştir.
görüşlerine katılır katılmazsınız, tek parti döneminde sadece yazdıkları ve düşünceleri nedeniyle tecritten tutun, hapislerde zehirlemelere kadar türlü cefalar çektirilmiş bir insandır. iman kurtarmayı hedefleyen adamı ben omzumda taşırım. üstelik haşhaşi başları gibi ülkesini terk etmemiş, satmamış namusluca davasına hizmet etmiştir.
allah günahlarını affetsin, bizleri bağışlasın. cennetine koysun.
kanıbozukların kendisine ve müritlerine attığı yalan yanlış şeylerle meşhurdur. hiçbir müridi risalei nuru kuran ve hadisden buyuk yada eş değer gormez ve kendiside alim biri olmasina ragmen elbette hz. muhammed (s.a.v) e denk degildir.
anlaşılmaz cümleler kurup( aslında saçmalıyor) bir şey anlattığını sanan uçmuş biridir.
dinde böyle bir şey vardır, anlamı olabildiğince kapatıp sanki bir şey anlatıyor ama geri zekalılar anlamıyor gibi hava estirip böylece yoruma açık şekle getirir ve her çağ ayakta kalmasını sağlar.
varisleri olan talebelerine bıraktığı hakları hiçe sayıp onları üzen fetö örgütü yerin dibine batsın. batıyor zaten.
iman hakikatlarıını en iyi şekilde anlatan kitaplara imza atmış ve bunun için tek parti döneminde çekmediği zulüm kalmamış değerli bir müslüman evladı.
dikkat edin küfrün en azılı zamanında ülkesini terketmemiş ve abd deki münafık gibi devletini milletini kötülememiştir. ve kürt dür. ırkçılara hatırlatalım.
Üstad Bitlis’in, Hizan ilçesinin, Nurs köyünde dünyaya geldi. Bediüzzaman'ın doğduğu tarihlerde, Osmanlı'da eyalet sistemi vardı ve bu bölgeye Kürdistan deniliyordu. Bu bölgeden olduğunu gösterir bir şekilde, kendisine “Molla Said-i Kürdi” denilmekte idi.
Yani büyük zatların yaşadığı bölgenin ismi ile anılması, o dönemlerin gelenekleri içinde olan bir şeydir. Bunun tarihte birçok örnekleri mevcuttur. Mesela; imam Gazali iran’ın Tus şehrinin Gazal kasabasında 1058 (h.450) yılında doğdu. Doğduğu yer olan Gazali ile anılmıştır. Üstad'ın da Kürdî diye anılması bu sebepledir, yoksa O nesep olarak Kürt olduğu için değildir.
Üstad'ın nesep açısından Ehl-i beyt'ten olduğuna dair şöyle bir hatıra mevcuttur:
Bediüzzamanın varislerinden Seyyid Salih Özcan'ın naklettiğine göre, bir gün Üstad'la aralarında şu konuşma geçer:
- Salih sen seyyidsin, değil mi?
- Evet Üstadım.
- Peki Seyyid Salih, sence ben seyyid olabilir miyim?
- Muhakkak Üstadım, siz seyyidsiniz.
- Seyyid Salih, ben anne tarafından Hüseyni, baba tarafından ise Haseni’yim.
Alıntı.
Kürt sanılan ama kürt olmayan alim.
Kırmızı kitaplarını da severek okuyoruz.