zamaninda bodrum da otel de calisiyordum ki o zamanlar okulu yeni bitirmistim. haliyle benden kidemli abilerim vardi otelde calisan... her yaz perdelere got silme masalini efsane gibi yayardilar tabi. bir gun misir dan 17-18 civarinda bavulla gelmislerdi bedeviler. bavullarini kaldirmaktan belim cokmustu bu gavatlarin. bir de aksam vakti oda servisi olayi vardi ki insan bunyesini beceriyordu. aksam 9-10 sularinda odadan harkkh hurrkh hede hodo sesleri esliginde ozurlu bir ingilizce ile cagirdilar. biz de emir kuluyuz gittik. odadan yayilan agir bir koku 10-12 metre mesafeden belli oluyordu. zikkimliklari bunlara gotururken otel odasinin aslinda beyaz olan perdeleri dikkatimi cekmisti. ama o perdeler artik beyaz degildi.
çölde kutup ayısı ile karşılaşması pekte mümkün olmayan insan evladı. bir mucize gerçekleşip karşılaşmaları durumunda büyük bir aşk doğacağı gün gibi ortada olması ilede elem vericidir.
vahhabilerin sevmedigi kisilerdir. arap deyince akla gelen ilk 10 seyin 7si aslinda direkt olarak bedevileri ilgilendirir. * elleriyle yemek yerler, pasaklidirlar, karadirlar, kip kivircik ve sert saclari vardir... yani genel olarak bu tanimlara uyarlar.
duydunuz zilin sesini ve aniden
iniyor hızla ipek perde
ve sessiz beklenti içinde tümden
bekleniyor akşam başlasın diye.
kotzebue (*) değil komuta veren,
neşeli izleyicileri güldürmek için.
değil o gayretli sürümü schiller’in
değil o, öne çıkıp altın sözler döküveren.
çölün çocukları gururlu ve özgür
yürüyorlar selamlamak için bizleri
ama tümden yitip gitti gurur
özgürlüğünse kalmadı izi.
ve el cerid’in (**) uzanıp gittiğiniz
cennet bahçeleri boyunca.
cesur akınlara gönül verdiniz.
attı adımını atlarınız savaş meydanlarında.
oturdunuz ayışığının saçıldığı yerde,
palmiye korularının nadir pınarlarında,
ve sevgili dudaklar, zarif becerileri ile,
bir çelenk ördüler peri masalındaymışçasına.
uyuyarak dar çadırlarda öylece
uzanarak aşkın serin kollarında
eşlik edene dek güneşin doğuşu, güne,
böğürdüler develer durmazca.
hoplayıp zıplıyorlar çağrısıyla paranın,
değildir bu, doğa’nın çağrısıyla.
sessizler tümden, gözleri boş onların,
o ağıt yakan bedevi dışında.
(bkz: #12169653) nolu entryye istinaden;
bazı gerçekler vardır, onlardan birisi de müzik kültürünü edinirken kültür döneminin tüm getirilerini simdirebilmek.
merak etmiyorum, bedevi nickli arkadaşımız, iron maiden gibi bir klasiği* dinlemeye giderken slipknot gibi bir geçmişi nasıl ihmal edebiliyor.
alice cooperdan, mastadondan söz ederken nasıl oluyor da headlinerı yadırgayabiliyor...
ilginç metalcikleriz vesselam.. ilginç müzik anlayışlarımız var.