ailesi zekiymiş, kızı gibi binlerce kızı olduğunu bildikleri için, böyle bir kitabı bastırmaları güzel bir düşünce. he o kız 30 yaşına geldiğinde bu kitabı görünce ne düşünür? bilmiyorum.
Deprem cantasina justin posteri koymak ne lan? Ne olur ne olmaz bi daha goremezsem ne demek. Ulan, usenmeden butun entarileri okudum. Yerde yuvarlanarak gulerken yakaladim kendimi. Kitabin sonu muhtemelen, beste denen ergenimizin justin'i gunun birinde gormesi ve hatta ustu kapali yiyismesiyle son bulacak.
--spoiler--
Belieber Olmak:
1: Hikâye, roman ve ders kitapları, okumak yerine Justin sayfalarında sabahlayana kadar hikâye okumaktır.
2: Justinle bir gün mutlaka tanışacağına inanmaktır.
3: Bütün arkadaşları tarafından Justin manyağı olarak tanınmaktır.
4: Hiç anlamadığı halde Justin için twitter açmaktır.Ve Belieber olmak tüm bunları hiç sıkılmadan yüzünde bir tebessümle okuyabilmektir.
--spoiler--
--spoiler--
Okul bitiş zili çalar çalmaz koşarak okuldan dışarı attım kendimi. Bir an önce eve gidip Justinim ile buluşmak istiyordum. Eve girer gitmez annemin korkusundan ilk önce derslerimi yaptım. Ödevlerim bittikten sonra direk bilgisayarın başına geçtim. Fecebooka girip Justin ile ilgili sayfalarda dolaşmaya başladım. Yine Justinin yanında Selena vardı. Bu kız her fotoğrafta olmak zorunda mıydı?! Sinirle başka bir sayfaya girdim. Orada şöyle bir soru vardı:
Nasıl bir Beliebersiniz? Ben de: Odasında sayısız Justin posteri olan ve bunları sadece Justin evlenene veya evde boya badana olana ya da evden taşınmak zorunda kalana kadar çıkarmayacağına dair yemin eden ama Justin ve Selenanın fotoğraflarını görünce bir anda hepsini söküp çıkaran, iki gün sonra vazgeçip bütün posterleri bir gün boyunca tekrar özenle yapıştıran ve duvarın pekmezini çıkartan bir Belieberim, diye yazdım. Daha sonra da bilgisayarı kapatıp Justin resimli çarşafla kaplı güzel yatağıma uzandım. Müzik çalarımı alıp Justinin şarkılarını dinlemeye başladım. Dinlerken de bir yandan hayaller kuruyordum:
--spoiler--
--spoiler--
Sabah saatimin alarm sesiyle uyandım. Fakat görmüş olduğum rüyanın etkisiyle yataktan hiç çıkmak istemiyordum. Rüyamda yine gecelerimin prensi, gündüzlerimin kahramanı Justinimi görmüştüm. Gerçi onu görmediğim bir gece, düşünmediğim bir gündüz yoktu. Her gece onunla yatıyor ve onunla sabahlıyordum. Gündüzlerimi de onu düşünmekle geçiriyordum. Böyle güzel bir gecenin sabahında okula gitmek zorunda olmak ne kadar kötüydü. Kendi kendime Yine mi okul var diye mırıldanarak kalktım ve üzerimi değiştirip kahvaltı bile yapmadan okulun yolunu tuttum. Hava çok güzeldi. Adeta aşk kokuyordu. Hatta Justin kokuyordu desem daha doğru olur. O güzel, Justin kokan havayı içime çeke çeke okula kadar geldim. Sınıfa girer girmez arkadaşlarım Günaydın Bayan Bieber! diyerek beni karşıladılar. Kendilerince benimle kafa buluyorlardı. Ben ve benim temiz aşkım, onlar için eğlence vesilesiydi. Onların bu takılmalarına alışık olduğum için hiçbir şey demeden yürümeye devam ettim. Aslında hoşuma da gitmiyor değildi onların bu şekilde hitap etmeleri.
--spoiler--