insanoğlunun mal mülk edinme aç gözlülüğünde geldiği son noktayı temsil eden bir tapudur.
sevdiğiniz, istediğiniz insanın bedeninin size tapulandığını, sizin malınız olduğunu beyan eden bir sahiplik belgesidir.
bu bazen evlilik cüzdanı olur, bazen nişan yüzüğü, kimi zaman sevgililik kurumunun bizzat kendisi...
ekonomik sistemin hayvanları, inekleri, öküzleri, koyunları bir çiftçiye ait et parçası olarak görmesi gibi, siz de sevdiğiniz insanları size ait et parçaları olarak görüldüğü günümüzün aşk sisteminde bir "mal"a dönüştürüyorsunuz.
kıskançlık krizlerinizle, başka bedene dokunmama yasaklarınızla yaptığınız şey bu.
haliyle hiçbirinize aşık değilim. yırtmayın götünüzü. benden kuruş aşk çalışmaz size.
cinselliği ve sevişmeyi dar kalıplara, evlilik cüzdanlarındaki imzalara, boktan duygusal modlarda verilen sözlere indirgeyen aptalların anlayamayacağı bir kısıtlamadır bu.
zira, insan denen canlı sevişmek için yaratılmıştır. öpmek için. dokunmak için. iki bedenin çırılçıplak bir şekilde bir olması için. tüm bu eylemler sevgi kapsamında yapılmaz mı? yapılır. hem de şahane olur.
ama ya sevmek? kim kimi sevebiliyor ki lan artık? bir kereliğine özünüze dönün. ve yüzleşin ilk fırsatta sizden tüm özgürlüğünüzü almaya çalışan eşlerinizle, sevgililerinizle ya da ailenizden her hangi biriyle yaşadığınız kalp kırmalarla. tartışmalarla. yüzleşin.
işte o vakit o görünmez eşiği geçip tadını çıkaracaksınız cinselliğin. sevginin. saygının. karşınızdaki beden sizin malınız değil. siz de onun malı değilsiniz. bu durum karşılıklı bir paylaşım.
ruh ölür... ruhsuz beden neye yarar ? zaten bedeni geride bırakıp gitmeyecek miyiz ? bedenimiz bizde belki 10 belki 50 belki de en fazla 100 yıl kalacak ama ruh sonsuza dek " benliğimiz " olarak kalacak... platon'un nasıl ki iki evren anlayışı varsa biz insanların da iki ana maddesi var... idealar dünyası ve duyular alemi. beden de bizim için duyulardan ibaret gerçekte olan ruhtur, beden sadece görüntüdür... dolayısıyla ruhsuzsa bedenin; çık dışarı..!
