- Baba askerlik zor mu?
- Çok zor oğlum.30 bin lira istedilerdi de, babam aha bu tarlayı sattıydı.
- Ne alaka?
- işte diyom ya, bedelli yaptımdı, para verdim askerlik etmedim. Askerken seni ettim.
- Ha?
- Ananın koynunda askerlik ettim diyom!
"bir gün bedelli askerlikten faydalanmak için bankaya bedeli ödemeye gittik, bizim yozgat'lı bi devre vardı, tam sıra ona geldi o esnada banka görevlisi "beyfendi sıra numarası aldınız mı?" diye sorunca arkadaş numarayı almadığını fark etti,ha haha ne günlerdi be." tarzında anlatılacak anılar olacaktır.
baba - evet o günü hiç unutmam... parayı bankaya yatırmaya gittim sıra bana geldi bi de baktım?
çocuk- ne oldu baba?
baba - banka öğle tatiline girmiş...
çocuk - oo çok kötüüüü...
baba - tam bir saat o bankanın önünde nasıl bekledim bir bilsen.
çocuk - nasıldı baba?
baba - acayip yağmur yağıyodu sırılsıklam oldum yav. sonra zatüre oldum bi hafta hastanede yattım
çocuk - benim babam kahraman beee *
çocuk - baba askerliğini nerde yaptıydın sen?
baba - beylikdüzü ziraat bankasında evladım...
çocuk - ooo baba uzak değil mi yaa?
baba - tabi uzak 3 vesayet değiştirmiştim amk.
- gel evladım, otur şöyle yanıma da sana askerlik anılarımı anlatayım.
- yehuuu, aslan dedem benim!
- evet yavrum, 2010'larda bir başbakanımız vardı, adı tayyip... çok babayiğit, boylu-poslu bir başbakandı. ne yalan söyliyim memleket onun gibi başbakan ne gördü ne de görecek.
- vaaayyy. çok mu güçlü bi amcaydı mıydı tayyip amca? (bilerek böyle yazdım, küçük çocuk hesabı).
- çok güçlüydü yaa. o zamanlar sandıklar vardı...
(çocuk araya girerek dedesinin sözünü keser) - ne! hazine sandığımı yoksa dede!
- dur oğlum dur anlatıyorum işte... neyse aslında doğru dedin yavrum, onlar da bi nevi hazine sandığı gibi bir şeydi, içinden hazine çıkardı ama adı hazine sandığı değil oy sandığıydı. içine oy atıp bizi yönetecek kişileri seçerdik, seçilenler de ceplerini doldurup hazineye konardı keh keh keh phöööö (acı acı öksürür)...
- eee dede, askerlik anılarını anlat hadi amaaa.
- tamam yavrum, daha şu tayyip'i bitirmedim. neyse, tayyip son seçimden önce askerlik vatan borcudur, parası olanın yapmayıp garibanın yapacağı şey değildir, zenginler askerlik yapmayıp fakirler ölürse bu olmaz dediydi. seçildikten sonraysa bedelli askerlik diye bir şey çıkardılardı. işte bizim de o zaman hamdolsun paramız pulumuz çoktu. ben de yeni yeni çalışmaya başlamıştım, onca uğraş-didin derken askere gitsem işler bozulacaktı ben de bastırdım parayı bedelli askerlik yaptım.
- bedelli mi? nası oluyor o dede?
- dedim ya yavrum, paran yoksa 12 ay askerlik yapıyorsun, paran varsa 1 ayda bitti gitti ehe ehe.
- dedecim ben de mi öyle askerlik yapacam?
- yok yavrum, artık öyle katakulli işler yapmaya çalışırsan viki seni yakalatır hapse girersin alimallah. allah şu yapayzekayı bulandan razı olsun, ne takiyye kaldı ne dolandırıcılık. hamiyeet, kız hamiyeet, oğlan uyudu kaldı burda al yatağına götür hadi bakıyim.
bak oğlum sana ne anlatacağım.
buyur baba.
paran varsa durma git askere yoksa bekle bekleyebildiğin kadar. nasıl olsa bedelli çıkar. paranla yaparsın hemde profesyonel olursun.
sana anı olarak anlatabileceğim onlarca çılgın şeyin parasını bedelliye verdim ben. yıllardır gece gündüz çalışıyorum amk. bir de sana hikaye mi anlatacağım. siktir git oyna sokakta. yorgunum ben.
askerlik anısı hayatta hiç birşey olmamamış insanın konuşacabileği nadir konulardan biridir. Dolayısıyla da askerlik anısı anlatamıyor olmak birşey olmuş insan için önemli bir eksiklik değildir.
hem askerlik anısı anlartana milyon tane eleştiri başlığı açılıyordu şimdi kiymetli mi oldu askerlik anıları?