lise yeni bitmişti. o zamanlar mektuplaşırdık sevdiğimiz insanlarla. taaa diyarbakırdan ilkokul arkadaşımla yazıyoruz birbirimize. dinlemeyi çok sevdiğim bir adam var çıkardığı kasedi (albüm değil) bir yenisi çıkana kadar aralıksız dinliyorum. çifter çifter alıyorum kasetleri biri dinlemelik diğeri saklamalık. paparazilerin birinde yeni sevgilisiyle görüntülenmiş...gözlerim dolu dolu...malum nikahlı kocam tabi dokundu biraz.
arkadaşıma mektup yazarken inşallah düşer ama kalıcı bir yarası olmaz dizi sakatlansın mesela karı kız peşinde koşamasın yazmışım. aradan bir hafta sonra sahnedeki monitöre basıp düşmüş dizi sarılı tekerlekli sandalyeyle sahneye çıkmış haberlerini izledim. ben yazdığım şeyi unuttuğum için arkadaşım 15 gün sonra yolladığı mektupta bir sürü rencide edici sözler sarfetmiş üstüne bir de mektubumu geri yollayıp yazdığım nitelikli bedduanın altını da çizmişti. al bak yaptığından utan der gibi. utandım mı? tabiki utandım, dehşete kapıldım hatta. o son ah edişim oldu.
bu yüzden eltisine büyük geçmiş olsunlar dilediğim bir başlıkta bulunmaktayım.