Bedava; aslında “rüzgârın getirdiği” demek. Farsça bād “rüzgâr” ve āvardan “getirmek” sözcüklerinden oluşuyor. Karşılıksız bir şeyi vurgulamak için çok güçlü bir benzetme.
Karşılıksız olanı önemsemeli miyiz, ya rüzgar getirdiği gibi götürürse?
gezegenimiz için ütopik olan bir kavramdır. lakin nedense pek bir kanar insanlar bu kavrama? şunu alırsan şu bedava filan. şunu yaparsan bu bedava? salak mısınız amk? bedava olan şeyi almanız için bir şey vermeniz gerekiyor. bedava diye bir şey hiç olmadı. açgözlü insanlar için ihalelikten üretilen bir kavram.
şarkı yardımıyla yerin dibine sokulan vasıf. bedava olmanın da bir adabı, şerefi vardır. "hava bedava, su bedava, bulut bedava, dere tepe bedava, yağmur çamur bedava" ama onlar olmadan yaşanılmaz.
(bkz: bedava mı sandın para verip aldım)
market reklamlarında sıkça duyulan müşteri çekme nidasıdır. fakat cumartesi gunu saat 11.30a kadar 50tl üzeri alış verişlerde ve stoklarla sınırlıkavramlarıyla kasada karşılaşılıp 'e hani bedavaydı?' sorusunu sorduran yalan dolaniçerikli kelime.
millet olarak bayıldığımız şeydir. kelime anlamı olarak; emek harcamadan, ücret ödemeden sahip olunan şeyler için kullanılan sıfattır. şimdi gelelim millet olarak neden bayıldığımıza, neden daha çok ilgi çektiğine.
efendim herhangi bir ürün satışı yaparken yapılan reklam, ürünün hem satılma miktarını arttırmak hem de reklamı görenlerin o ürünle alakalı hiçbir fikri dahi olmasa da ilgisini çekebilmektir. sırf bu yüzdendir ki mağazalar reklam anlayışında ürünü satışa sunarken şu iki yolu izlerler.(özellikle kampanya dönemlerinde)
1) "aldığınız 2 üründen birisinin fiyatını ödeyin"
2) "1 ürün alana 1 ürün bedava"
şimdi işbu 2 reklam sloganında kullanılan cümleler farklı olsa da anlamlar tamamı ile aynı. ancak ürünün pazarlanmasında 2. reklam seçeneği %75 gibi bir oranla daha fazla tercih ediliyor. bu da bize gösteriyor ki bedava kelimesi ne olursa olsun kullanıcı için çok daha cazip, kulağa hoş geliyor.
etimolojik olarak "bâd û hevâ" terkibinden gelmiştir.
Ben, bî-dava'dan geldiğini savunuyordum. Hayati Develi'ye sordum, "bâd-ı heva'dan getiriyoruz, ama doğru mu yanlış mı belli değil" dedi.
Sevan Nişanyan'a sordum. Noktayı o koydu: doğru cevap ne bad-ı heva, ne de bî-dava; doğru cevap: bad u heva.
farsça rüzgar, hava anlamına gelen bad kelimesiyle arapça heva kelimelerinin birleşmesinden oluşan kelime. hava rüzgarı, havadan gelen rüzgar gibi bir anlamı olmuş oluyor.
ne zaman promosyonlu bir üründen bedava çıksa strese giriyorum. bazen uzak bir marketten aldığımdan çıkıyor, yakınımdaki marketlerden istemeye utanıyorum. "nerden aldıysan oraya ver." diyolar. ipneler. elimde olsa gelir miyim size? inatla o kadar yolu tepip aldığım markete gidiyorum, bu sefer de cebinden veriyormuş gibi ters ters bakıyor. beleş çıkmasın daha iyi kardeşim. ruh sağlığım bozuluyor.
seneler once * esat-dortyolda acilmis giyim esyasi satan magaza. kapandiktan sonra yerine tac magazasi acilmisti ama o da kisa bir sure sonra, esatta daha genis bir yer bulup tasinmisti ordan.
her şeyi geçip, "kelle fiyatına hürriyet esirlik bedava" dizesine takılıp kalınan orhan veli üstadın bir hoş güzel şiiri. ben henüz bu kısmını aşamadım bu şiirin.
istemli bir şekilde hiç bir caba ve enerji harcamadan sahip olunan maddelerin tümüne bedava denir...
-selam nasılsin bercan
-ii kankicim sen nasılsın
-iyi be berkecan ne olsun partim var gelirmisin(amaç bileti 10 ytl ye satmaktır)
-morukcum cok fena gıtlakoldum ama sen dersenki bana alkol sana bedava giriş bedava gelirim
-ya se. se. ya da si. si. tabi buyur gelde gorusemıyebiliriz .
-olsun ben zaten kafama gore takılırım...
-sen daha cok takılırsın..
bunlarada (bkz: bedavacı) diyoruz...