genellikle öğrenci tipi aşklardır. Bittiğinde cepte kalan telefon giderleri, otobüs bileti harcamaları, hediye masrafları gibi ekonomik artıları, biten ilişkinin teselli ikramiyesi olacaktır.
mesajın özelliğini, beklentisinin mutluluğunu ortadan kaldıran bedava sms ile biten aşkların, aynı zamanda bedava sms ile başlaması da oldukça ironiktir.
teknolojik gelişimin insanlara konuşmayı unutturduğu gerçeğinin kanıtıdır. Mesaj bedava olmasada bitecektir aşk. Mimiklerle, ses tonu ve hislerle karşılıklı konuşarak kendini ifade edemeyeceğin bir ortamda aşkın devam etmeside oluşan durum gibi sanallıktan ileriye gidemez.
gerçekten yerinde bir tespittir, şu smsler yokken, konuşma süreleri yokken insanlar nasıl yapıyormuş. abimden biliyorum da 4 yıl diyarbakırda okurken yengem manisada idi. cep telefonu yoktu o zaman daha abimde. mektuplaşırlardı, haftada bir de abim ankesörden yengemi arardı. o aşk tam 4 yıl sürdü. okulu bitti abimin öğretmen oldu, tam evleneceklerken iki ailenin arası bozuldu, kız tarafı nişanı attı, ardından da yengemi başkasına nişanladılar, ama yine de vazgeçmedi ikisi de. şimdi ise 8 yıl oldu abim ve yengem evleneli, 7 yaşına girmek üzere olan bir kerata var.
şimdi kendime bakıyorum da tam ergen olduğum 16 yaşında telefon sahibi oldum ne heveslerle, şu zamana kadar ömrümde en ayrı yere sahip olan insanla en büyük tartışmalar hep bu telefon ve de mesajlar yüzünden çıktı, mesajlarda yazılmıyan cicili hitaplar, kullanılan ünlemler başa dert oldu, konuşulan sürenin 20 dakikadan az olması memleket meselesi halini aldı, keşke diyorum bazen barış mançoyu izlemiş, kara şimşek'i az buz hatırlayan biri olarak keşke 80'lerin sonu değil de abim gibi tam 80 lerin başında doğmuş olsaydım.