orhan veli üstadımızın pek güzel şiiri. kimi zaman; onun arabasına, şunun evine bakmayıp, sahip olduğumuz değerleri hatırlamak için kulak vermemiz gereken bir başyapıt.
bedava yaşıyoruz, bedava
hava bedava, bulut bedava
dere tepe bedava
yağmur çamur bedava
otomobillerin dışı
sinemaların kapısı
camekanlar bedava
peynir ekmek değil ama
acı su bedava
kelle fiyatına hürriyet
esirlik bedava
bedava yaşıyoruz, bedava
ankaralı namığın arabada beş evde on beş şarkısında geçen bir kelimedir kelime şarkı ile anlam kazanmaktadır o yüzden şarkının dinlenmesini şiddetle tavsiye ederim
istemli bir şekilde hiç bir caba ve enerji harcamadan sahip olunan maddelerin tümüne bedava denir...
-selam nasılsin bercan
-ii kankicim sen nasılsın
-iyi be berkecan ne olsun partim var gelirmisin(amaç bileti 10 ytl ye satmaktır)
-morukcum cok fena gıtlakoldum ama sen dersenki bana alkol sana bedava giriş bedava gelirim
-ya se. se. ya da si. si. tabi buyur gelde gorusemıyebiliriz .
-olsun ben zaten kafama gore takılırım...
-sen daha cok takılırsın..
bunlarada (bkz: bedavacı) diyoruz...
her şeyi geçip, "kelle fiyatına hürriyet esirlik bedava" dizesine takılıp kalınan orhan veli üstadın bir hoş güzel şiiri. ben henüz bu kısmını aşamadım bu şiirin.
seneler once * esat-dortyolda acilmis giyim esyasi satan magaza. kapandiktan sonra yerine tac magazasi acilmisti ama o da kisa bir sure sonra, esatta daha genis bir yer bulup tasinmisti ordan.
ne zaman promosyonlu bir üründen bedava çıksa strese giriyorum. bazen uzak bir marketten aldığımdan çıkıyor, yakınımdaki marketlerden istemeye utanıyorum. "nerden aldıysan oraya ver." diyolar. ipneler. elimde olsa gelir miyim size? inatla o kadar yolu tepip aldığım markete gidiyorum, bu sefer de cebinden veriyormuş gibi ters ters bakıyor. beleş çıkmasın daha iyi kardeşim. ruh sağlığım bozuluyor.
farsça rüzgar, hava anlamına gelen bad kelimesiyle arapça heva kelimelerinin birleşmesinden oluşan kelime. hava rüzgarı, havadan gelen rüzgar gibi bir anlamı olmuş oluyor.
etimolojik olarak "bâd û hevâ" terkibinden gelmiştir.
Ben, bî-dava'dan geldiğini savunuyordum. Hayati Develi'ye sordum, "bâd-ı heva'dan getiriyoruz, ama doğru mu yanlış mı belli değil" dedi.
Sevan Nişanyan'a sordum. Noktayı o koydu: doğru cevap ne bad-ı heva, ne de bî-dava; doğru cevap: bad u heva.
millet olarak bayıldığımız şeydir. kelime anlamı olarak; emek harcamadan, ücret ödemeden sahip olunan şeyler için kullanılan sıfattır. şimdi gelelim millet olarak neden bayıldığımıza, neden daha çok ilgi çektiğine.
efendim herhangi bir ürün satışı yaparken yapılan reklam, ürünün hem satılma miktarını arttırmak hem de reklamı görenlerin o ürünle alakalı hiçbir fikri dahi olmasa da ilgisini çekebilmektir. sırf bu yüzdendir ki mağazalar reklam anlayışında ürünü satışa sunarken şu iki yolu izlerler.(özellikle kampanya dönemlerinde)
1) "aldığınız 2 üründen birisinin fiyatını ödeyin"
2) "1 ürün alana 1 ürün bedava"
şimdi işbu 2 reklam sloganında kullanılan cümleler farklı olsa da anlamlar tamamı ile aynı. ancak ürünün pazarlanmasında 2. reklam seçeneği %75 gibi bir oranla daha fazla tercih ediliyor. bu da bize gösteriyor ki bedava kelimesi ne olursa olsun kullanıcı için çok daha cazip, kulağa hoş geliyor.
market reklamlarında sıkça duyulan müşteri çekme nidasıdır. fakat cumartesi gunu saat 11.30a kadar 50tl üzeri alış verişlerde ve stoklarla sınırlıkavramlarıyla kasada karşılaşılıp 'e hani bedavaydı?' sorusunu sorduran yalan dolaniçerikli kelime.
şarkı yardımıyla yerin dibine sokulan vasıf. bedava olmanın da bir adabı, şerefi vardır. "hava bedava, su bedava, bulut bedava, dere tepe bedava, yağmur çamur bedava" ama onlar olmadan yaşanılmaz.
(bkz: bedava mı sandın para verip aldım)