yakın bir arkadaşınız size içten bir şekilde söylediği zaman içinizdeki yağların eridiği, böyle dünyayı umursamayan bir insan modeli haline geleceğiniz sihirli bir sözcüktür sanki...
ayrılığın ardından geçmişe özlem duyulan bir anda dinlendiğinde psikolojiyi iyice bozabilecek, sitemlere yöneltecek burak kut şarkısı.
ayrılığı sorgularsınız şarkıya birlikte.. o der "sen sevdiğimdin bebeğimdin neden ayrıldık" falan.. kafanı işgal eder tüm bu sorular, gelmişe geçmişe saydırır adamı yok yere..
dünya kupasının oynandığı sıralarda brezilyanın her galibiyeti üzerine bebeto'ya evrimlenerek, o küçüklükte bana ilk kavram kargaşalarımı yaşatan kelime kurusu.
emre aydın ın insanı alıp götüren şarkılarındandır.
ve uğraşmak anlamsız yüzündeki yabancı
her geçen saniye bana daha yabancı
ve böyle olmasın bildiğim gibi kalsan
her geçen saniye daha da zorlaşmasın
ve gülümse şimdi ... bebeğim. *
emre aydın'ın gül kokulu parcası.erkeğin içindeki sahiplenme duygusunun nedenini ortaya koyan parça...biz sevgimizi elimizle hazırlayıp sevgilimize sunarız ağzı yanmasın diye sıcaklığını ilk biz tadarız...*
bir dönemin reyting rekorları kıran ve halkı cevabı zor, can alıcı bir soruyla kendine çekme furyası başlatmış dizidir. dolunay soysert ve özgü namal vardı sanırım başrolde de.
bir pamela spence sarkısı. hafif rap yapmaya calısmıs, birazcık eline bulasmıs, kendi tarzımı da korumalıyım, icinde cinsellikte olsun demiş, böylece ortaya karısık bu sarkı cıkmıs.
bebeğim, bebeğim, bebeğim benim, benim.
sen üstüme bakarken ben altını seveyim!
kendime soru sormaktan hızla kaçarken,
hep seni sorgulayıp aşkımı hızla tüketeyim!!
kim olduğuma dair zaten fazla fikrim yok,
insanlık denen kurum zaten değil ki bir b..k!!
tümümüz, tümünüze karşı yaşıyor
sende olanı benim çalmama herkes sistem diyor!
ahlağıma, geleniğime çok düşkünüm.
buna karşın; cep telefonumla ben özgürüm
hayatım hep kırdığım kalplerden ibaret,
başım derde girince derim ben: "tanrım affet"!
la, la
eşimizi, eşinizi kıskanırız, gidip tutucu partilere hep oy atarız
tiyatrocu, müzisyen, gazeteci, yazar,
niçin hep başkasının karasuyuna demir atar?
herkes, her şeyi, herkesten daha iyi biliyor da,
bilinmeyeni bilenin canı çıkıyor da,
"hanım senin oğlanın fizik temeli yok"
"çok daha iyi yaşıyor böyle insan daha çok, çok, çok"
kelimeler çoğu kez yetersiz kalıyor da,
yeterli kılanları da kimseler sevmiyor da,
varlığım, varlığına karşı yaşıyor.
beni gücüyle deviremeyen, "aşk"ı deniyor!
la, la
90 larda arz ı endam* eden, güzel bir adet burak kut parçalarından birisidir; arada gidip gelen sağlam bas partisyonları bulundurur. geceleri iki gram dinlenildi mi, içkiyle daha iyi damara karı$ır.
