ankaralılık belirtisi. zira ben ankarada doğdum büyüdüm. bir gün muğlada bir arkadaşıma başımdan geçen bir hikayeyi anlatırken 'bebenin teki geldi böyle böyle dedi, sonra kavga ettik' gibi cümleler kurarken arkadaşımın bana şok olmuş gözlerle baktığını görüp durdum. niye öyle bakıyosun dedim. o da 'el kadar bebe nasıl gelip de girişir?' dedi. bebe lafından anladığı küçük minik bir çocukmuş. ha konuştuğum arkadaşım saf biri mi evet saf biri. ama bebe lafı da la lafıyla birlikte gittiğiniz yerde sizin ankaralı olduğunuzu gösterir. ha bu arada bir süre sonra tüm muğlaya yayıldı bu bebe ve la lafları. çünkü ankaralı doldu orası. (bkz: la bebe gel la buraya)
Valencialı, katalan latin / rock şarkıcısı, çok ünlü Malo şarkısı herkesin latin partilerinde mutlu mutlu dans ettiği bir şarkıdır fakat şarkı çok güçlü ve zalimce birşeyi anlatır: kadına yönelik aile içi şiddet..
'bey bizim bebe okuldan gelecek anahtarı bırak.'
'bizim bebe unıversiteyi bu sene kazandı.'
'ayse nın ortanca bebe var ya o evlenıyor'...
hanı bize normalde bebenın bu kullanımını ilk defa duyanların ıtıkadı sarsılıyordur kesın
revolvio adlı çok hoş bir şarkısı, ayrıca çok hoş ve bence farklı bir ses tonu olan ispanyol şarkıcı. ayrıca como los olivos şarkısındaki performansı kendine hayran bıraktırıyor.
ankaralıların çok sık kullandığı hitap.
üniversiteyi yeni kazandığımda, yeni tanıştığım bir üniversiteli arkadaşımla muhabbet ediyorduk. bir kavga hadisesini anlatıyordu.
"la o bebe ordan bir şey aldı, şu bebe şöyle yaptı la, bu bebe şöyle dedi" şeklinde anlatıyordu.
en sonunda dayanamadım:
- ya hu bebek kimin bebeği, ne işi var orda bebeğin diye sorasım geldi.
o an anladım bebenin ne olduğunu. *