umutsuzluk üzerine bir kitap. kaybetmek üzerine. ama büyük bir ihtişamla, kumarda, büyük bir içsel ileri sürüşle kaybetmek. her şeyi, hiçbir şeyi... ya da kısaca hayatı kaybetmek. onun için / sevdiklerin için savaşırken.
cohen, der ki,
"
bir insanın doğasındaki en özgün şey genellikle en umutsuz olandır.
bu yüzden yeni sistemler yaşamın acısına katlanamayan kişilerce zorla yerleştirilir dünyaya
"
...
gerçekten, ne zaman yaratıcı oluruz?
kendimizi bir şeylere adarız?
bu bir ihtiyaçsa, tam olarak dinamikleri nelerdir?
umutsuzluk... acı, üzüntü... ne derseniz deyin.
zorluklar ve imkansızlıklar sayesinde olgunlaşan bir varlık insan. bu kimi zaten imkansız aşklar oluyor, kimi zaman ulaşılamaz mutluluk.
ama sürekli bir arayış "zorluktan kaçış" arayışı.. hatta bazen doğrudan "zorluğun" arayışı.
ya da umudun kovalayışıdır bu. içinde umuttan çok, umutsuzluk barındıran bir arayış.
suede solist'i brett anderson'a sorulduğunda
`kitaba hayran kaldığım söylenemez,
ismi çok güzel o yüzden kullandım` dediği (bkz: halt etmişsin sen)
hayatlara mal olan kitap..
--spoiler--
F. ile anılarım, yoldaşlık geceleri, tırmandığımız merdivenler ve basit insan yapısının mutlu görüntüleri; ne kadar hızlı gelip geçiyor. (sf.16)
--spoiler--
Yıkımın kitabı. Buldukları her türlü kapıyı aonuna dek zorlayan hiçbir kalına sığmayan bu taşkınlıkta sükunet bulamayan bir devrin özgürlük anlayışını yansıtan leonard cohen romanı.
Okunması çok zor, kaybolmadan bitirebilmek çaba gerektiriyor. Yine de kapalı anlatımlar arkasında dünyayla ve kendiyle büyük derdi olan l. Cohen var.