beat kusagi

    1.
  1. bir edebiyat akımını ve uç bir yaşamı temsil eden kuşaktır.
    Kısaca öyküsü:
    Beat Kuşağı Amerikan Tarihi'nde 1950'li yıllarda ortaya çıkmıştır. Amerikan toplumu 1950'li yıllarda konformist bir hayat yaşıyordu. Gençlerin yaşamları üniversiteye gitmek,cinsellikte fazla ileri gitmemek, iyi bir iş, ev, araba edinmek ve çocuk sahibi olmaktı. Beat Kuşağı bütün bu değerlere karşıydı. Varoluşçuluktan etkilendiler. Tutucu değillerdi. Sürekli otostop yaparak, ordan oraya giderek göçebe hayatı yaşarlardı. Başka insanların hayatına karışmazlardı. Onlara göre herkes kendi kurallarına göre yaşamalıydı. Uyuşturucu maddelere ve caz müziğine düşkündüler.Beat ilk olarak ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra caz müzisyenleri tarafından kullanılmıştır. Beat Kuşağına göre caz bir yaşam tarzıdır. Onlar cazda bir isyan duymaktadır ve bu müzikten çok daha fazla bir şeydir.

    (bkz: allen ginsberg)
    (bkz: Jack Kerouac)
    (bkz: yolda)
    6 ...
  2. 11.
  3. en büyük gücünü eleştiri den almış olan kuşaktır. toplumu aksaklıkları kendilerini ve sistemi hunharca eleştirmişlerdir.
    2 ...
  4. 2.
  5. 4.
  6. ellili yıllarda abd de ortaya çıkan ve altmıslı yıllarda avrupa ya kadar yayılan kültürel, edebi ve toplumsal hareket.
    1 ...
  7. 7.
  8. 12.
  9. akımın diğer temsilcilerinden farklı olarak metinlerinde mantıksal çözümlemelere ve sistem eleştirisine önem veren william seward burroughs'un yeri ayrıdır.
    0 ...
  10. 13.
  11. nedir bu beat kuşağı edebiyatı? nerede, ne zaman ve hangi şartlarda ortaya çıkmıştır?

    önce 1929’a bir gidelim. bu sırada amerika, tarihinin en büyük ekonomik bunalımıyla karşı karşıyaydı. (bkz: büyük buhran) 4000’e yakın banka iflas etmiş, her dört kişiden üçü işsiz kalmış ve piyasada para kalmadığı için insanlar alışverişlerini yeniden takas yöntemiyle yapmaya başlamıştı.

    on sene böyle geçtikten sonra ise 2. dünya savaşı başladı. 1945’te amerika üçer gün arayla hiroşima ve nagazaki’ye atom bombası atmış ve bir anda yüzbinlerce kişinin ölümüne sebep olmuştu.

    işte böyle bir dönemin içinde doğdu beat kuşağı. amerikan rüyasının çöktüğünü gören gençler aile-ev-araba gibi hayallerin değil de maceranın, gerçek yaşamın peşinden gitmek istemişti. önce 1956’da allen ginsberg’den ‘uluma’ (howl) adında uzun ve çarpıcı bir şiir geldi. bu şiir beat kuşağı’nın manifestosu sayıldı.

    bir sene sonra ise, “özgürlüğünüzde ısrar ediyorum!” diyen jack kerouac’ın ‘yolda’ (on the road) isimli romanı basıldı. ve işte o zaman bu beat kuşağı denen akım duyulmaya ve gelişmeye başladı. gerçek bir yaşamöyküsüne dayanan ‘yolda’ romanında bir grup gencin tüm amerika’yı baştan aşağıya gezmesi anlatılıyor. ki zaten genelde beat kuşağı yazarları eserlerini yollarda üretip yazmıştır.

    jack kerouac, allen ginsberg, william burroughs ya da richard brautigan gibi yazarlar, kendi hallerinde oradan oraya sürüklenirken serserilik ve boşvermişlikle eleştiriliyordu, ancak aslında kitaplarında ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği ya da sınıf ayrımcılığı gibi toplumsal sorunlarla da ilgileniyorlardı. öyle büyük laflar edip, acayip edebi cümleler kurmazlardı, sokak diliyle yazar ve sokak çocukları gibi yaşarlardı.

    özlerinde yatan felsefi akım varoluşçuluktu. hani rasyoneller, “düşünüyorum, öyleyse varım” derken, romantikler “hissediyorum, öyleyse varım!” der ya, işte beat kuşağı yazarlarında böyle bir anlam arayışı ve melankoliyle karışık bir yaşam coşkusu vardı.

    ben mesela profesyonel insanlara acıyorum. ağlamazlar, gülmezler. ilişkileri sevgi değil çıkar üstünedir. işleri yolunda gider, ancak tutkuları yoktur. herkesin dikkatini çeker, gözüne girerler, ancak aslında ölü doğmuşlardır. beat kuşağı da işte bu profesyonelliğe ve tekdüze yaşamlara karşı bir alternatif olarak ortaya çıktı.

    ertesi yıllarda, 1965’de amerika’nın vietnam işgali başlarken, beat kuşağı’nın etkisiyle hippiler (çiçek çocuklar) ortaya çıkmış, 60’ların sonuna doğru on binlerce genç akın akın hindistan’a doğru yola çıkmaya başlamıştı. çünkü sıkılmışlardı batı’nın sınırlarından ve doğu felsefesine, budizm’e yönelmeye başlamışlardı.

    sadece edebiyatta değil, müzikte de ciddi yansımaları oldu bu akımın. mesela o yıllarda ortaya çıkan jim morrison, janis joplin, bob dylan, jimi hendrix ya da john lennon gibi müzisyenler her fırsatta bu akımdan ne kadar etkilendiklerini belirtiyordu.

    (kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=HVUkYAgfIfI )
    0 ...
  12. 10.
  13. (bkz: Jack Kerouac) ın uzun yıllar sonra siren yayınları tarafından yayınlanmış olan oyunudur.
    0 ...
  14. 5.
  15. bant dergisinin haziran ayı(2007) sayısında kendileri hakkında bir yazı bulabileceğimiz kuşak.
    0 ...
  16. 6.
  17. osman çakmakçı konu hakkında iyi bir inceleme yazısı kaleme almış:
    http://www.radikal.com.tr...p?ek=ktp&haberno=6704
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük