uefa lig statüsüne geçtiğinden beri her sene katılıp, her sene bir üst tura geçemeyen tek takım. ama taraftarı bu takımı ölümüne seviyordur ve desteklemeye devam edecektir.
aklımda bir tek sen
fikrimde bir tek sen
ne fark eder kartal
sen her gün yenilsen
uğrunda her şeyden
bile vazgeçmişken
nasıl vazgeçeyim
beşiktaş'ım senden
ne yazık ki tüm kalbiyle, aşkıyla kendisine bağlı olan taraftarına yıllarca işkence çektiren, son yıllarda kazandığı hemen her maçı stresle, oflata puflata kazanan, insanı artık futboldan soğutan takım.
Osmanli imparatorlugu'nun çöküs dönemiydi artik. Koca dev yavas yavas eriyor, bitiyordu sanki. Ve devir Abdülhamit devriydi.
Iste böyle bir ortamda Türkiye'nin ilk spor kulübü olan Besiktas Bereket Jimnastik Kulübü kurulur. Kulüp, sayilari 26'yi bulan bir genç grup tarafindan Serencebey semtinde, 1903 yilinin Mart ayinda, sporun bir suç, bir kabahat olarak kabul edildigi bir zamanda, her türlü risk göz önüne alinarak Medine-i Münevvere Muhafizi Seyhülharem Osman Pasa'nin konaginda kurulur.
Kulübün kuruculari: Hüseyin Bereket, Mehmet Samil (Sapli), Ahmet Fetgeri (soldaki resimde görünen), Mehmet Ali Fetgeri, Nazim Nazif (Ander), Tayyareci Fethi Bey, Behçet Bey, Haydar Bey, Sevket Cenani Bey, Mahmut Naci Bey, Cami Baykurt ve Serafettin Bey.
Ilk idare heyeti:
Baskan (Reis): Samil Osman Bey
Genel Sekreter (Umumi Kâtip): Hüseyin Bereket Bey
Spor Hocalari: Mehmet Ali Fetgeri, Ahmet Fetgeri Bey, Nazim Nazif Bey.
Gösterilen faaliyetler Osmanli sarayinda kusku yaratiyordu. Saray ajanlari bos durmayip gencleri Abdülhamit'e bile sikayet etmislerdi. Bu jurnallemenin sonucunda bir gün, Ahmet Fetgeri ve arkadaslari yorucu bir antreman sonrasi Osmanpasa Konagi'ndan çiktiktan sonra zaptiyeler tarafindan tutuklanip Hasan Pasa Karaklu'na götürülmüslerdi. Kendilerinin zindanlara atilacagini düsünürken, saray çevrelerine olan yakinliklari sayesinde serbest birakilmislar, ama bir daha yaptiklari faaliyetleri tekrarlamamalari kendilerinden istenmisti.
Kurtulmuslardi ama bu ise köklü bir çözüm bulmalari gerekiyordu. Saray çevrelerindeki baglantilarini kullanarak fikir danismaya baslamislardi. Sonunda Abdülhamit'in yaveri Mehmet Bey soruna çözüm bulmustu. Besiktas Bereket Jimnastik Kulübü adi degistirilecekti. Zira jimnastik kulübü kurmak suçtu. Bu tavsiye üzerine hemen toplanildi ve kulübün adi Osmanli Besiktas Terbiye-i Bedeniye Mektebi olarak degistirildi.
Artik is Mehmet Bey'e ve Abdülhamit'in kusçubasisi Behçet Bey'e kalmisti. Onlar da Abdülhamit'e yeni kurulan mektebin sporlarin yapilacagi, insan sagligina yararli bir yer oldugunu söylediler. Abdülhamit en güvendigi iki adamina inandi. Ve böylece de Besiktas'li gençler çalismalarini daha rahat ve korkusuzca sürdürmeye basladilar. Zamanla Abdülhamit'in en yakinlari bile kulübe katilmaya basladilar.
Gösterilen faaliyetler Osmanli sarayinda kusku yaratiyordu. Saray ajanlari bos durmayip gencleri Abdülhamit'e bile sikayet etmislerdi. Bu jurnallemenin sonucunda bir gün, Ahmet Fetgeri ve arkadaslari yorucu bir antreman sonrasi Osmanpasa Konagi'ndan çiktiktan sonra zaptiyeler tarafindan tutuklanip Hasan Pasa Karaklu'na götürülmüslerdi. Kendilerinin zindanlara atilacagini düsünürken, saray çevrelerine olan yakinliklari sayesinde serbest birakilmislar, ama bir daha yaptiklari faaliyetleri tekrarlamamalari kendilerinden istenmisti.
Kurtulmuslardi ama bu ise köklü bir çözüm bulmalari gerekiyordu. Saray çevrelerindeki baglantilarini kullanarak fikir danismaya baslamislardi. Sonunda Abdülhamit'in yaveri Mehmet Bey soruna çözüm bulmustu. Besiktas Bereket Jimnastik Kulübü adi degistirilecekti. Zira jimnastik kulübü kurmak suçtu. Bu tavsiye üzerine hemen toplanildi ve kulübün adi Osmanli Besiktas Terbiye-i Bedeniye Mektebi olarak degistirildi.
Artik is Mehmet Bey'e ve Abdülhamit'in kusçubasisi Behçet Bey'e kalmisti. Onlar da Abdülhamit'e yeni kurulan mektebin sporlarin yapilacagi, insan sagligina yararli bir yer oldugunu söylediler. Abdülhamit en güvendigi iki adamina inandi. Ve böylece de Besiktas'li gençler çalismalarini daha rahat ve korkusuzca sürdürmeye basladilar. Zamanla Abdülhamit'in en yakinlari bile kulübe katilmaya basladilar.
Besiktas'in kulüp armasi kurulus tarihini simgelemektedir.
Armadaki ilk beyaz çubuk biri (1), üç siyah çubuk üçü (3), ikinci beyaz çubuk da ikinci biri (1) ifade etmektedir. Armanin tümü dokuz parçadan olusmaktadir ki bu dört rakam yan yana geldigi zaman Hicri takvimdeki 1319'u meydana getirir. Bu rakamin Rumi yil karsiligi ise Besiktas Kulübü'nün kurulus yili olan 1903'dür.
Balkan savasindan Osmanli imparatorlugu yenik cikmisti. Koskoca Balkan topraklari artik yoktu. Ülkede bu durum büyük üzüntü yaratti. Özellikle gençler savasin sonucunu uzun süre kabullenemediler. Bu ortamda, adi daha sonra Besiktas Osmanli Jimnastik Kulübü olarak degistirilen kulübün üyeleri Balkan savaslarinda verilen kayiplarin anisina renkleri içinde bulunan kirmiziyi siyaha çevirmeye ve Balkan topraklari geri alinincaya kadar spor alanlarinda siyah-beyaz renklerle mücadele vermeye karar verirler.
Ama ondan sonraki yillarda Balkan topraklari geri alinamadigindan Besiktas'in renkleri kirmizi-beyaz'a döndürülmeden siyah-beyaz olarak kalir.
"Her bir devrin ileri gelenlerinin çocuklari olan pasazadeler, idman mahalli olan Osman Pasa Konagi'na gidip gelirken Dolmabahçe Saray arabalarindan istifade etmeye baslamislardi. Her hareketin goze battigi ve dedikodu mevzugu oldugu o günlerde yapilan bu seyahatler, halkin arkadaslarimiza "Saray arabalariyla gezen gençler", "Saray arabalilar" ve "ARABALILAR" seklinde isimler takmalarina sebep olmustur. O zamanlar samimi ve sicak bir ifadenin mahsulü olan bu tabirler, her halde zaman geçtikçe rakip taraftarlarca istismar edilerek "ARABACILAR" olarak degismis olacak
Kimisine göre sadece bir takım tutmakdır yapılan,kimisine göre enayilik. Ama bizlerin -beşiktaşlıların- bildiği bir şey var ki ne futbol sadece futbol,ne de başka sporlar sadece spor. Eğer ki içinde beşiktaş varsa orada herşey çizgisinden çıkmakta içimize akan sıcacık duygular ortaya çıkmakta. çok kişi demogoji olarak baksa dahi bunu sadece beşiktaşlılar anlar. başkaları güler. olsun yahu bizler mutluyuz ya.
15 senelik şampiyonluk hasretinin ortalarında başlayan sevda çokca mağlubiyette,rezalette, kavgada,sürtüşmede,acıda bitmedi de neyle bitecektir ki?
varsın çok kişi acısın bize,hatta dayanamayıp gülsün,alay etsin. altına çamur sürsen altın değerini kaybeder mi?
(bkz: 28 ocak 2007 besiktas v manisaspor maci) ile taraftarini ikinci yarida inönüde selamlayacak takimdir.. Her zaman ki gibi büyük bir coskuyla karsilanacak takimdir.. Sevgimizi haykirmak icin saatleri geriye saydigimiz takimdir..
Ama ayni zamanda büyük bir üzüntüyle belirtiyorum ki dönem tatili nedeniyle yarin yaninda olamayip, destegimi veremeyecegim takimimdir..