" Hakkı abi ben niye böyleyim ya? Niye beni kimse ciddiye almıyor? Biliyorum herkes aptalın teki olduğumu düşünüyor ama aptal filan değilim ben abi. Beni ciddiye almıyorlar, çünkü ben insanlarda merhamet uyandırıyorum. insanlar birine acıkdıkları zaman onu ciddiye almıyorlar. Saygı duyduklarını ciddiye alıyorlar. Korktuklarını ciddiye alıyorlar. Hatta sevdiklerini.. Ama kimse acıdığı birini ciddiye almıyor. Dilenciye para verirsin ama 'Nasılsın?' diye sormazsın, onun gibi bir şey. Ama hani bizim birbirimize karşı merhametli olmamız gerekiyordu Hakkı abi? Kim uydurdu bunu? Kimin yalanı bu abi? "
bu dizi tam da askere gitmeden önce başlamıştı. dizinin çekildiği yerleri de biliyorum bazısı yakın yerlerdeydi. diziye dair en sevdiğim şey şu küçük kız, melike idi.
diziyi izlerken de şu anda da böyle bir kızım olsun isterdim diye düşünüyorum. o kadar benimsemiştim. bir kız çocuğu hayalim vardı hep. tam da o hayalimdeki çocuğa uyuyordu o da.
13 bölümü de kaydettim, evirip, çevirip izliyorum.
13. Bölümü de ortasına kadar izliyorum ki hiç ölmesinler.
Orhan, aziz, sait, turgut, nazım ne güzelsiniz.
Finali izlediğimde çok küfür etmiştim. Bugun ise final bu şekilde olduğu için mutluyum. Hep mutlu yaşadılar vs diye bitse unutur giderdim. Onur ünlü bana mecazi bir tokat attı. Hayatta ölümden başka her şey yalan oğlum kendine gel dedi iyi de dedi.
baştan sona mükemmel olan fakat finali çok üzücü ve bir o kadar da basit olan dizi. onların hikayeleri böyle bitmemeliydi ya. yani bu kolaya kaçmak olmuş biraz. belki apar topar bitirilmesi gerektiği için öyle olmuştur ama gene de tatmin edici bir final olmamış. hem cananın suçu neydi? onu neden öldürdünüz?
onur ünlü'nün türkiye televizyonlarındaki dizilerin arasında kaybolup gitmesini istemediği ve her kesime hitap etmesi için * senaryosunu klasik dizilere biraz benzeterek yapmaya çalıştığı bir iştir. keşke bu işlere hiç bulaşmasaydı çünkü bazen dizi cennet mahallesi'ne dönüyordu. zaten belli bir süre sonra böyle gidemeyeceğini anlayıp çok basit bir şekilde bitirmiştir. ancak böyle olması dizinin bazı efsane replikler çıkarmasına engel olmadı tabii. *
mesela nazım'ın
'kötü olan birisi cebinde nazım hikmet taşır mı hiç?' sözü gibi...
türk dizi tarihinin en kaliteli 20 dizisi içinde yer alacak olan diziydi. ancak bu ülkede her güzel ve düzgün olan şey gibi bu da daha başında bitti. merak ediyorum bir toplum bu diziyi de beğenmiyorsa hangi diziyi beğenecek. (yabancı diziler hariç)
bir toplumu ve ülkeyi tanımak istiyorsan onun sinemasına bak derler ya işte gerçekten bu doğru. tutan filmlere ve dizilere bak ne kadar basit ve sıradan ama kaldırılanlara bak senaryosuyla oyuncusuyla sinematografisiyle dört dörtlük.
gerçekten bu toplumun sosyologlar tarafından incelenmesi gerekiyor.
Beş parmağın beşi bir olur mu? Olmaz. Bu beş kardeşin de biri, bir diğerine en ufak bir şekilde benzemiyor. Sait, Nazım, Turgut, Orhan ve Aziz. Bu şahsına münhasır beş kişiyi ayrılmaz biçimde bağlayan tek bir şey var: "Sarsılmaz bir aile" olmaları. Beş kardeşten müteşekkil bu aile, eski bir mahallede,dededen kalma ahşap birkonakta bir arada yaşıyorlar. Kardeşlerin en büyüğü, Sait, depremde anne ve babalarını kaybettiklerinden beri ailenin babası gibi. Tüm kardeşleri, her türlü zorluğa rağmen bir arada tutmayı başarmış. Mahalledeki balıkçısından kazandıklarıyla onları yedirmiş, içirmiş, okutmuş yıllardır. Her başları sıkıştığında yanlarında bitmiş, her tökezlediklerinde elini uzatmış, her adımlarında korumuş kollamış sahip çıkmış. Duygusal gazeteci Nazım, mahallenin imamı Turgut, şarkıcılık hayalleri kuran bodyguard Orhan, at yarışı tutkunu havai Aziz. Şimdi artık koca koca adamlar olsalar da, kaç yaşına gelirlerse gelsinler, hepsi Sait'in çocuğu gibi ve hiçbiri, Sait'ten veya birbirlerinden ayrı bir yaşam sürmeyi hayal bile etmiyor. Ta ki, Sait bir gün kendi adına bir kararla çıkagelene kadar. Bu koca adamlar büyürken kendi de yaşlanmakta olan Sait, artık bir yuva kurmayı düşünmeye başlar ve kardeşlere evleneceğini açıklar.
Sait'in “yuvadan uçup gitmesi” kardeşleri altüst edecekse de, Sait, kararından emin. Mahallede annesi ve abisiyle yaşayan, Sait'e derin duygularla bağlı, temiz, sakin, dürüst bir kadın olan Canan'la evlenecek. Kardeşler, bu beklenmedik kararı kabullenmeye çalışırken -hatta çoğu düpedüz reddederken- Sait'in hayatı, durulacağı yerde gittikçe karışacak. Çünkü şimdi, yıllar evvel mahalleden ayrılan, Sait'in büyük aşkı Fahriye geri dönüyor.Şimdi bir yanında, geçmişten gelen büyük bir aşk yarası Fahriye; bir yanında, bugün ona huzurlu ve mutlu bir yuva vaadeden Canan. Sait, ne kadar kaçmaya çalışsa, sürekli bir girdaba kapılarak, bir aşk üçgeninin ortasında kalacak. Sait iki kadın arasında savrulurken, kardeşler de kendi küçük hayatları içinde hiç beklemedikleri yollara girecekler.
Nazım, basit bir Adliye haberi gibi gözüken bir boşanma davasının peşinde, başını türlü belaya sokacak. Tarık, iman dolu dünyasında kendi halinde yaşayıp giderken, hayatında ilk defa aşkla tanışacak. Orhan, şarkıcılık hayalleri kurarak bodyguardlık yaparken, tavernanın kapısından sahnesine doğru yol almaya çalışacak. Aziz, at yarışlarından ibaret dünyasından çıkıp, yavaş yavaş karanlık dünyaya teslim olacak.
Beş kardeşin bir küçük mahallede geçen hayat gailesi; içinde aile değerlerinin, kardeşliğin, aşkın, arkadaşlığın ve hayatın acı-tatlı sürprizlerinin barındığı, herkesin içinden bir hikaye. *
Zor beğenir, bir işe çok zor çok iyi derim. Ama Ne zaman bir diziyi beğensem, izlesem yayından kalkıyor.
Cenabetlik bende mi acaba?!..*
Keşke hiç bitmeseydi dizisi.
türkiye'de son zamanlardaki kaliteli işlerin arasında ilk beşteydi dizi
bizim bu dizi sektörümüz vallahi acayip genel klişe yapmak istemiyorum ama nerde yengeci, ergen, kumpas, entrika dolu diziler var onlar seviliyor arkadaş. yaşlı teyzeler bunlarla hoşnut oluyor. kendi çocuğu yapsa kınar ama televizyonda görünce bayılıyor.
tabi bu durumu görünce bende kendimi şöyle kandırıyorum. genç kuşağın reklamlara takılmadan direk izlemek için dizileri bir iki gün sonra internetten izlemesi televizyon reytinglerini yaşlı teyzelerin hakimiyetine bırakıyor.
kardeşlerin yaşadığı olaylar, sait abinin onları toplaması gayet iyidi. senaryoda ara ara kopukluk oluyodu ama o kadar kusur kadı kızında bile olur.
onur ünlü'nün normalinin bile şu memleketin 30 - 40 katı üzerinde bir zekaya sahip olduğunu bize kanıtlamış dizidir. (bkz: hangimiz sevmedik çılgınlar gibi).
bu adamların yaptığı işleri anlayamayanlar yüzünden final yapmış bir dizidir bence. l&m'den beri takip ederim projelerini bence hakettikleri övgüyü alamıyolar.