bdsm sex sanatıdır. alt kültür cinsel yaklaşımı diye niteleyebiliriz.
tabi ki bunlar aslında bir felsefeden yola çıkarak üretildi. adı kondu yani..
kürklü venüs- leopold von sacher-masoch(ayrıntı yayınları)
bu kitap mazoşisme adını veren adamın baş yapıtı. zaten mazoşist edebiyatının baş yapıtı diye de geçer.
yatak odasında felsefe-marquis de sade (ayrıntı yayınları)
bu da adından anlaşılacağı üzere sadizmin kurucusu. başkasının üzülmesinden ( sad- den geliyor) ve acı çekmesinden zevk alan insanların benimsediği haz markası diyebiliriz. ve bu acıyı kendileri veriyorsa durum bambaşka bir boyuta geliyor. tavsiyemdir
zaten bu tip adamlar liberten oldukları için çoğu zaman ensest ilişkiyi hoş görürler. herhangi bir ahlak oluşumunu yıkmak ve yerine 'kötü dünya' denen yer de ' kötü ahlak' esastır anlayışını getirmek amaçlarıdır.
bsdm boku çıkarsa iğrençlikten başka bir şey değildir. tamam bağlama falan fantezidir, güzel olur da memeye mandal takmak, analdan yumruk sokmak, taşakları bağlamak ve sıkmak gibi şeyler aşırı. her şeyin fazlası zarardır. öyle tadında güzel, basit olursa sıkıntı yok. zaten herkesin içinde vardır o biraz.
her seksin aynı tatmini sağlamadığını fark ettiğim anda merceğime takıldı bu. erkek olmak da içgüdülerle, kendinle başa çıkmayı, onları öğrenmeyi, ustalıkla kullanmayı gerektiriyor.
ne kadar ilkelse; o kadar güzel, o kadar kaba, acımasız, bencilce ve doyurucu.
birleşme esnasında kadının gözlerindeki tamamlanmışlığı izlemek bile tek başına doyurucu. mümkün olsaydı o anı sonsuza dek yeniden yaşatmak isterdim.
gerçekten bunu bilen ve azınlıkta olan insanlar birbirlerini tanıyabilseler geri kalanlara acımaktan, zevklerinin tadına doyasıya varmaktan günlük hayatlarını yaşayamazlardı.