şu saatte nerden aklıma geldin be filozof abicim. *
05 Melih e kaybetmiştin finalde. piçlik, yakışıklılık kazanmıştı yine her zamanki gibi.
sen ise Gönüllerimizi çalmıştın bilgeliğin ile..
ya şu herifi hatırlayan liseli değildir. net. Hatta üniversiteli bile değildir. ahah.
acaba şu an ne yapıyordur diye düşündüğüm insanlardan biridir. arada sırada böyle bazı insanlar gelir aklıma ve düşünürüm. medyum keto, yılan hikayesindeki kürşat, bbg eray falan. kendisi ne kadar işe yaramaz şey varsa okurdu. gelir beyannamesi kitabından kürk mantolu madonna'ya kadar giden bir yelpazesi vardı. kimileri için tam bir kıl iken kimileri için bir filozof idi.
-kapıyı çarpma, aç! (melih'le salonda tuvalet kağıdı meselesi yüzünden tartışırkene.)
-murat abinize gösterdiğiniz saygıyı bana da göstermenizi istiyorum! (bahçede, masada berra, melike, sinan, zeki, hülya ve melih'e. alayına gider.)
-sende özgüven problemi mi var? sürekli spor yapıyorsun da. eve de dambıl getirmişsin? (civciv kılıklı, kısa saçlı hale'ye. evden ilk sepetlenen güleç kıza.)
bir gün bbg evinin bahçesinde yerde bulduğu bir solucan ile ilgili diyaloğu dikkatimi celbetmişti. yanındaki arkadaşına ''bu solucanı tam ortadan ikiye bölersek acaba hangi yarısı acı çeker?'' diye sormuştu. eleman bu soruyu duyar duymaz bir müddet tepkisiz kalmış sonra mutfağa doğru cızlamı çekmişti. birkaç gün sonra yine bir bölümde kediye lazer tutup ışığı yakalatmaya çalışmıştı. yine birkaç bölüm sonra eve konulan müzik aleti (orgtu hatıladığım kadarıyla) toccata and fug' ü çalınca artık anormal olmadığına dair hiçbir şüphem kalmadı.
kendisinden hatırladığım bazı inciler:
-yaptığım iş, bana aş olarak dönmedi.
-toplumsal düşünüp bireysel hareket ederim (sonraları bunu kampanyasına da motto yapmıştı)
-az önce bahsi geçen lazer ışığını yakalamaya çalışan kedi için: ''tam hayvanmış bu da!''
-tabaktaki son çörekleri yerken: ''ben ziyan olmasıncıyım''