ama artık anlamını yitirmiş görevini ve misyonunu tamamlamıştır. kültür bakanlığı tarafından verilen bandrol izninin de kaldırılması gerekir.
nedir efendim? sözde bir vatandaş savaşıyormuş da, o sırada başı kılıç darbesiyle kopmuşmuş, o hala kelle koltukta devam etmiş kılıç sallamaya...ne lan bu? cüneyt arkın filmi mi?
bu modern çağda böyle hikayelerle çocuklara aşılanmaya çalışılan şey, şehit kelimesi üzerinden şeriat çığırtkanlığı yaparak, vatan için ölme hususndan faşizan nemalanmalar sağlamak mıdır? çocuklarımız köhneleşmiş bir imparatorluğun siyah külleri arasından, bir başak gibi, gururlu ve aydınlık türkiye'nin laik ve sosyal demokrat aydınları olma yolunda bu kilometre taşlarıyla mı ilerleyecekler?
bırakın efendim...başını vermeyen şehidin, diğer binlerce şehitten ne farkı var? daha mı üstün ki; herkesler bu şehidi tanır *. diğer şehitlerin hatası; kopan ellerini ve bacaklarını, dağılan kafataslarını mazeret göstererek yan gelip yatmaları ve ölmeleri midir?
sosyal demokrasi, hak ve özgürlükler, adalet ve eşitlik kavramlarının içerisinde bulunan kişiler, başını vermeyen şehit ile diğerleri arasında celebrity olma açısından gittikçe açılmakta olan derin uçuruma her durumda ve her şartta muhalefet etmemeli midir?
örnek ile olayı somutlaştırarak satırlara son vermek icap etmektedir...zira diğer yazarlarında yazacakları olabilir ben başlığı fazla meşgul etmeyeyim.
bugün diyarbakır'da üç askerimiz daha şehit olmuştur. sözlük gerekli tavrı koymuş ve sikma tatli canini oksa patlicanini başlığını sol frame'de yüceltirken, şehit haberleri başlığına fazla entry girmeyerek, ölen askerlerin ruhlarının daha fazla taciz olmasını engellemiş, onların isimsiz birer kahraman olarak sözlüğün veri tabanında yaşatmaya azimli görünmüşlerdir.
aynı tavrı başını vermeyen şehit için de gösterilmesi, ve artık bu şehidin daha fazla okullarda okutulup anlatılarak ruhunun rahatsız edilmemesi gerektiğini düşünmekteyim.
sadet; ya tüm şehitlere gereken değer verilsin, ya da başını vermeyen şehit de okullarda yasaklansın...allah cümlemize uzun ve sağlıklı yaşam nasip etsin...amin.
sinop'ta mezarı olan seyit bilal için de benzer bir mit anlatılır. savaşta kopan başını koltukaltına alıp yürüdüğü söylenir. şimdi pek etkileyici gelmese de çocukken bunu duyup günlerce uyuyamadığımı biliyorum, keçi ayaklı bilmemkim gibi batı mitlerine oranla islami mitler daha kurgusal ve etkileyicidir.
yeni nesile anlatılırken bir hayli değiştirilmesi gereken zamanında tüyleri diken diken eden hikaye. şimdilerde "biyolojik silahı yedikten sonra yeşil deve dönen şehit" ya da "atom bombası yedikten sonra örümcek adam olan şehit" hikayeleri revaçtadır
gerçek bir hikayedir. zaten bilim adamları insanın başı kesildikten sonra bilmem kaç saniye yaşadığını kanıtladılar.
öyle olmasa bile bir sürü doğa üstü olaya inanıyoruz. bu neden olmasın?
mantıksız gibi gelen bir hikayedir. düşman senin kelleni alıp ne yapacak ki ? pardon bu hikaye çocuklar içindi değil mi ?
bu hikayelerin modern versiyonları tv lerde sır perdesi , hoca efendi kehanetleri adlı programlarla yutturuluyor insanlara.
yutuyoruz efendim.
türk devleti nin etrafındaki ateş çemberi nden kafayı yemeden veya sömürge olmadan hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan totaliter milliyetçi yapısının sağlanması için kullanılan yüzlerce mitten biridir.ha burası isveç olsa ne bileyim hollanda olsa ben de gereksiz bulurum böyle mitleri ama ortadoğu nun göbeğindeki bir ülkeye muhallebi çocuğu olma zevkini pek yaşatmıyorlar.