başın öne eğilmesin

entry14 galeri0
    1.
  1. Hıfzı Topuz'un, Sabahattin Ali'nin yaşamöyküsünü gerçekleri hiç bozmadan, mektupları konuşmaya dönüştürerek kurmacayla anlattığı romanı.
    1 ...
  2. 2.
  3. "..
    Başın öne eğilmesin
    Aldırma gönül aldırma
    Ağladığın duyulmasın
    Aldırma gönül aldırma
    .."
    1 ...
  4. 3.
  5. beşiktaş versiyonu ise:

    Başın Öne Eğilmesin Aldırma Kartal Aldırma,
    En Büyük Sen Değil misin Aldırma Kartal Aldırma,
    Dışarda Yüzbin Taraftar Bir Gün Ağlar Bir Gün Coşar,
    Seni Bu Sesler Oyalar Aldırma Kartal Aldırma
    2 ...
  6. 4.
  7. "aldirma gonul aldirma" diye devam eden sarki sozleri.
    0 ...
  8. 5.
  9. bekir coşkun'un cumhuriyet kadınlarına armağan ettiği kitabının adıdır.
    2 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. devamında aldırma gönül aldırma yakarışlarının bulunduğu şarkıdır aynı zamanda.
    1 ...
  13. 8.
  14. An itibariyle okumaya başladığım, bekir çoşkunun anılarından bir derlemedir. yazarın, yumuşak uslubuyla yazdığı okunası kitaptır.
    1 ...
  15. 9.
  16. --spoiler--

    yaşlı bir teyze söylemiştir ona. Çok da doğru söylemiştir. " Başın Öne Eğilmesin "

    --spoiler--
    0 ...
  17. 10.
  18. Linki alıp buraya koyabilirdim ama tıklamayacağınızı bildiğim üzere tuttum bu şekilde paylaşıyorum.. Cüneyt özdemir'in bir yazısıdır.

    Söz sende cüneyt buyur.

    Yalnızlığın duyulmasın, kimsesizliğin bilinmesin, mutsuzluğun görülmesin!
    Dünyanın en güzel lokantasında hayatınızda en cok sevdiğiniz insanlarla oturmuşsunuz. Kimsenin 15 dakikadan fazla birlikte sohbet etmeye konsantrasyonu kalmamış durumda. Once masadan birinin eli caktırmadan telefonuna gidiyor. Instagram hesabını acıp sizi dinlerken goz ucu ile telefonun ekranına bakmaya sağ parmak ile diğer hesaplarda gezmeye başlıyor. Ara sıra dayanamayıp tıkır tıkır masanın altından bir fotoğrafa yorum yazıyor. Siz son derece ciddi bir şey anlatırken karşınızdaki Instagram yorumuna gelen hic tanımadığı birinin yorumu karşısında kıkır kıkır gulumsuyor! işin tuhafı kimseye artık bu durum tuhaf, ayıp ve abartılı gelmiyor. Tam tersi tum sohbetlerde her yarım saatte bir akıllı telefon arası veriliyor. Herkesin gozü telefonlarında, aklı hic tanımadığı ve tanımayacağı insanların kendileri hakkındaki sanal dunya yorumlarında ne dediklerinde.

    Aileler evlerinde eskiden televizyon karşısında mum olurdu, şimdi bir de ikinci ekranlar cıktı. Gozler televizyonda eller ikinci ekranın tuşlarında. Ekranda gorulen komik sahneler sosyal medyaya yazılıyor, Twitterda geyik muhabbetleri dondürüluyor.

    Mesela yıllardır gorüşmediğiniz bir arkadaşınızla karşılaşmışsınız, ayaküstü sohbet ediyorsunuz, birkac dakika sonra hop eli cebine gidiyor. Sizi dinleyip hı hı diye başını sallarken cebinden telefonunu &cıkartıp sağ başparmağı ile sosyal medyayı yoklamaya başlıyor. içnizden okkalı bir tokat yapıştırıp arkanızı donüp gitmek geçiyor. Duruyorsunuz. Normal karşılıyorsunuz.

    Yemeğe giden aileler &cocuklarını susturmak için ellerine bir tableti tutuşturuyorlar. Tam bir aile mutluluğu tablosu! Masada annelerin babaların gözleri cep telefonlarında, cocuklar tablet dünyasında. Kaybolup gitmişler.

    Kafalar bir dünya...

    Bu satırları sizlere sosyal medyanın en aktif kullanıcılarından biri olarak yazıyorum. inanın ben bile bunaldım. Bıktım.
    Mutluluğumu, aile ilişkilerimi, oğlumla geleceğimizi, dostluklarımızın içeriğini son derece olumsuz etkileyen, zehirleyen bir felakete doğru sürüklendiğimizi düşünmeye başladım. Dönüşü olmayan, çıkışı bulunmayan bir yola girdik, freni patlamış bir sosyalleşme kamyonunun damperinde yokuş aşağı gidiyoruz.

    işin en kötü yanı küresel bir salgınla karşı karşıyayız. Bu anlattıklarımın hiçbiri Türkiyeye özgü değil. Geçen günlerde dünyanın ote yakasında cennetten farksız bir ulkeye gittim. Şahane bir günbatımını izlemek için yüzlerce turist bir kayalığın tepesine toplanmıştı. Ortam bir ayini andırıyordu. Gelin görün ki bu ayin sadece birkaç dakika sürdü.günbatımına yakın herkesin başı önünde biraz once yükledikleri fotoğrafa gelen like ları sayıp uzaktan tanıdığı hatta hiç hatırlamadığı ilkokul arkadaşlarının mesajlarına cevap yetiştirmekle meşguldu.

    Futuristik bir film ya da gelecekte geçen bir bilimkurgu romanının kahramanı gibi hissediyorum. Adeta küresel bir salgın başlamış ve tüm insanlığı esir almış gibi gözüküyor. insanlığı felakete sürükleyen distopya filmlerinin bir benzeri ile karşı karşıyayız. Ben bu duruma 'Zombi Sohbetler' diyorum.

    Karşınızdaki vücut olarak orada ama kafa olarak bambaşka bir dünyada..

    Bu bir hastalık. Tüm hayatlarımızı ele geçiriliyor. Yıkıcı. Sosyal yapıyı, aileyi, arkadaşlıkları bugüne kadar kurulan bütün insani ilişkileri darmaduman edecek noktaya doğru ilerliyor.

    insanlık yep yeni bir aşamada.

    Zehirleniyoruz.

    Zombileşiyoruz.

    Teşekkürler cüneyt.
    2 ...
  19. 11.
  20. ömer coşkun adlı şifalı bitkiler pazarlayan adamcağızın kanal 7 gibi muhafazakar olduğunu savunan bir kanalda, cinsel performans sağladığını iddia ettiği bir bitki karışımının tanıtımını yaparken " bunu kullan başın öne eğlmesin" dediğine ve he he he diye sırttığına bizzat şahit olduk.
    0 ...
  21. 12.
  22. Aldırma kartalım. kötü günde de yanındayız. Tüm iyi gün taraftarına inat , inadına beşiktaş ulan.
    2 ...
  23. 13.
  24. 14.
© 2025 uludağ sözlük