yani insan hiç mi düşünmez biz nasıl böyle yaşayabiliyoruz nasıl özgür devlet olabildik * kim döktü o kadar kanı kim verdi canını bu ülke bu topraklar için hiç mi düşünmedin a gerzek insan hiç mi düşünmezsin? *
deli ederler adamı.
(bkz: iran hava yolları)
taraflı bir programda fatih altaylı'nın özellikle bulup programa çıkardığı başörtülü bir kadının sarfettiği cümle. fatih altaylı bu başörtülü kadınların başına eşcinselleri musallat etmeye çalışmış, sorularıyla küçümsemeye çalışmış, köşeye sıkıştırmaya çalışmıştır. ama en sonunda bu sözleri kopararak planını gerçekleştirmiştir.
çok talihsiz bir sözdü. türkiye vatandaşlarının çoğunluğunu oluşturan müslümanları bir şekilde kurumların karşısına oturtup kıstırmaya çalışan çevrelerin bunda atatürk'ü kullanmaları ve başarmalarının göstergesi olmuştur.
atatürk ü bir partiye hayranlık duyar gibi sevmenin mantığı olmayacağı için sevsen ne sevmesen ne denecek saçmalıktır. sevgi diye içinde tuttuğun kişilerle aynı yürekte barınamayacak kadar uludur atatürk denilesi. zavallı beyin özürlü serseri bi defol git acem memleketine gör ... her neyse.
dün gece bir televizyon programında söylenmiş laf. aslında gerçek bomba bundan sonra geliyor: ingiliz mandasını tercih ederim demiş. özgürlük için bunu savunmuş. işte asıl sorun burada. kimsenin atatürk'ü sevme zorunluluğu olmadığı açık. kemalistlerin şekilde kalan muhalefeti gene tek bir sözde takılı kalıyor ama asıl sorun bu adamların, dinci gericiliğin, emperyalizmle olan ilişkisidir. yeri geldiğinde "vatan, millet, sakarya" edebiyatının dibine vuran, şovenizmin doruklarında gezinen dinci gericilik aslen işbirlikçi bir karaktere sahiptir, emperyalizmin siyasal uşaklığıdır.
hiç özgürlüklere girmeyelim, hepimiz biliyoruz ki maddi bir eşitliğin olmadığı yerde, insan aklının özgür olmadığı ve iktidarı gökyüzünde tanımladığı yerde özgürlük olmaz. türkiye cumhuriyeti'nin sınıfsal seçimleri bu ikisini de gerçekleştiremedi ama siyasal açıdan bir alan açtı. şimdi o alan işbirlikçi karakter yüzünden kapandı ve yüzeysel bir özgürlük tartışması başladı. keşke her şey bu kadar basit olsa, keşke özgürlükler bu kadar yüzeysel bir biçimde çözülse, fakat gerçek o kadar basit değil. sömürünün olduğu, insan aklının esaret altına alındığı yerde özgürlüğe dair bir laf söylenemez. bunun dışında kalanlar da özgürlüğe dair bir laf edemez. olsa olsa bu iki yüzlü bir özgürlükçülüğün donuk yüzü olabilir, hepsi o kadar.
bünyesinde ayetullah humeyni hayranlığı barındıran kişinin söylemi. devamında ise böyle bir ifade de bulunmuş, şaşırmadım. zira ayetullah humeyni ve mustafa kemal ? bu mümkün değil, evet. en azından tutarlılık var, bu da bir şeydir.
şimdi bir kere mustafa kemal'in ne denli iyi bir lider olduğuna dair satırları yazdığımı farzedin. zira yaz yaz nereye kadar, devamında ise şöyle diyorum;
yapmayınız, etmeyiniz. bak bugün genç bir bayan olarak televizyonlardasın. ifade özgürlüğün var. konuşuyor, anlatıyorsun. kimdir senin dinine olan özgürlüğünü elinden alan ? mustafa kemal midir ? işte asıl tam bu noktada ona hayran olunmalıdır ki dini siyasetten ayırdı, sömürü denen hadiseden ayıkladı. sırf böylesine mühim bir kavramın, yani inancın içinin boşaltılmasının önünü almak için falan filan. bahsi geçen muazzam adam için söylenebilecek her daim bir sürü söz mevcuttur. bunu geçelim ve işin asıl vahim tarafına gelelim hele. aynı hanım kızımız devamında şöyle diyor;
"ingilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı vs.. "
yazık, gerçekten çok yazık...
böyle bir ifade ancak tarihini zerre bilmemeyi gerektirir. bu resmen şu günün rahatlığı adına geçirilmiş onca savaşa, kana ve emeğe yapılan saygısızlıktır.
yazık...
edit: ve evet, şimdi buyurunuz eksileyebilirsiniz.
izlediğimde tüylerimi diken diken eden sahne." padişahım sen çok yaşa" deme özgürlüğü elinden alınmış birey değil ümmet olmak için saçmalayan zavallı ...
öncelikle bu genç arkadaşımızın konuşmasında birşeyler çıkarıyoruz;
*eğer bir kişi müslümansa* sev, ne olursa olsun sev. müslüman değilse 2 kez düşün.
üzücü, hemd e çok üzücü. o kadar okumuş hanım kızımız. ama ben diyeyim ki 5 üniversite daha okusa o kafadan birşeyler çıkmaz. kendisi yasakçı zihniyete karşı olduğunu göstermek istiyor, "özgürüm" diyor sürekli, ancak kendi kafasındaki düşünceler bile özgürlükle çelişiyor. oluşturduğu kalıpların dışına çıkmıyor. halbuki kendisi şunu bilmeli ki televizyona çıkıp da rahatça "ben atatürk'ü sevmiyorum" demesi bile bu ülkede hala özgürlüğün var olduğunu, insanların belli noktalarda, belli anlarda özgürlüklerini ifade edebildikleri anlamına geliyor.
gerçekten de hanım kızımız sürekli olarak "siz-biz, onlar- biz" olarak bahsediyor konuşmasında ki iç burkucu. bu ülke nerden baksanız 40 yıldır bir kürt-türk ayrımı ile uğraşıyor. insanlar, böyle ayrım olmadığından, herkesin kardeşçe yaşaması gerektiğinden bahsediyor. bu ülkenin en son acı .ekmesi gereken nokta, müslüman-gayrimüslüman ayrımıdır. zira kaldıramaz. insanların fizyolojisini bozar.
irana molla rejimini getirmiş, insanların özgürlüklerini bilimum salaklılarla kısıtlayıp resmen amlarına koymuş bir adam için eğer birisi bir saniye bile düşünmeden "ben bu adamı seviyorum. zaten müslüman!!" diyorsa, bunun yanında bu ülkeye bilim, irfan, teknoloji, yenilik getirmiş, en önemlisi sana bağımsızlığını vericek savaşı örgütlemiş, başlatmış bir adam için "sevmiyorum" diyorsan o zaman tehlike cidden de kapıdadır.
görünüyor ki okumakla da adam olunmuyor.
hanım kızımız çıktığı programda sürekli olarak "biz özgürce yaşayamıyoruz, burda çok kısıtlama var" diyor. ben anlamıyorum bu kadınlar ne istiyor.. ciddi bir biçimde anlamıyorum. şerai rejim, erkeklerin yaşamlarını çok fazla kısıtlamayan* ancak kadınların tüm haklarını ellerinden alan bir rejim. mollalaşıp iran'a gitse daha mı özgür olacağını zannediyor? bir insanın özgürlük anlayışı nasıl başı kapalı istediği heryere girmek olabilir benim aklım bunu almıyor. "bir insanın üzerinde ideolojik bir kurgu oluşturulduğu için sevmiyorum" diyor ki bu kemalizmi bilmemesinden kaynaklanıyor.** "benim ideolojimi savunacak bir parti bu ülkede yoktur" diyor. yoktur evet. olamaz da. türkiye özgür olabilir ancak o kadar da özgür değil.
şimdi efendime söyleyeyim bu ülkede resmi din islamiyettir. inanırsın, inanmazsın beni ilgilendirmez. kağıt üzerinde %99.8 lik oran müslümandır. normalde ben bu rakamın %80 olduğunu düşünüyorum. insanların sizin dininizle, müslümanlıkla hiçbir dertleri yok. ha bazı uç noktacılar olur. kimi "türban takmayın, bu gericilik!" diyip kafandaki bez parçasına saldırır. kimisi cidden insanın dinini yaşatıcak özgürlükleri elinden alır. ancak eğer ki bu ülkenin başbakanı "türban siyasi bir simge olabilir. olsa nolur ki?" diyorsa bırakın da korkalım. bırakın da gerilelim. "şöyle olsa böyle olsa birşey olmaz. bırakın şuraya buraya türbanlılar girsin" dersiniz ama halkın bir kısmı bunu kabul etmez. insanların önünde kocaman bir örnek var. senin o sevdiğin, 1 saniye bile düşünmeden hayranlığını gösterdiğin adamın ülkesi var göz önünde.
türkiye'nin gerçekten öyle olmasını isteyebilirsiniz. ancak burda da bir kesim var buna karşı. ve sizin ideolojilerinizin bu ülkeye gelmemesi için elinden gelen herşeyi yapcıak bir kesim.
varsın sevmeyin. zaten adam demiş, "beni sevmeyin" diye. "benim düşüncelerimi sevin" diye.
demokratik rejimi anayasa mahkemesinin bu kararı ile fesh edilmiş bir ülkenin medyası, her zaman oldugu gibi, bu kararı tartışmak yerine, michael rubinlerin harp akademilerinde ne bok yedigini, yeni darbe senaryolarını tartuışmak yerine, utanmadan sıkılmadan karşısına aldıgı iki genç kızdan, koca anayasa mahkemesinin aldıgı karara haklılık pay çıkaratacak iki kelime almaya çalışıyor, ama bunlar atatürk ü sevmiyor. unutmayın beyler, atatürk ü koruma kanunu siz çıkarmadınız, o genc kızın dedesinin oyu ile gelmiş olan menderes, sizin asıl atanız olan inönü den atatürk ü korumak için çıkarttı o kanunu, o inönü o hareketinin bedelinin canı ile ödetti o menderes e, sizin burdan çemkirmeleriniz ama sevmiyorum dedi, ama humeyniyi seviyorum dedi gibi küçümsemeleriniz yetmez artık mızraklarınız kanatmaya başladı sizi.
x- atatürk'ü seviyor musun?
y- başıma bir iş gelmeyecekse sevmiyorum.
x- atatürk olduğu için başına bir iş gelmediğini düşündün mü hiç?
y- atatürk olmasaydı başıma gelenleri memnuniyetle karşılayacağım aklına geliyor mu hiç?
x- aklıma geliyor gelmesine ama aklım almıyor desem anlar mısın?
y- anlayacağımı sanmıyorum.
x- bende öyle düşünmüştüm...
ulusalcıyım, atatürk ü seviyorum ama, harp akademilerinde michael rubin i onur pardon sizin anlayacagınız lisan da, honour konugu yapıyor, patriot lugu genc subaylara rubin e anlattırıyorum, üstelik bu adamın patronu 12 eylül darbesini planlayan kimse.
not: bu manzara acıdır, ülkenin kurucusu kişiyi, bir genc kıza sevdiremeyen sistem, onu şagılayan, okulundan tekme tokat atan, polisine başörtüsünü açtıran sisteme degilde o kıza laf söyleyen, kıçı basenli şişme, kokana, tercüme hayat yasayana tipler, sizin haliniz daha acı.
tıpkı hikmet sami türk ün dün trt 1 de düştügü hal gibi acıklı haliniz, ben senden mi ögrencem,
insan haklarından sorumlu bakanlık yaptım ben diye bagırabilen ama zavallı bir şekilde demokrasisi anayasa mahkemesi tarafından lagvedilmiş bir kararı savunmak zorunda, bu kişi, insan haklarından sorumlu bakanlık yapmış, tam bir zavallı.
okumakla cahilligin gitmediginin canli kaniti olan soylemdir. bunu yumurtlayan bunyeye, "kapa o kafani sık iyicene bas git o bayildigin liderlerin ulkesine o zaman" denmesinin cok buyuk sevabi vardir. zaten ingiliz himayesinde yasamaya ozenen birisi bu ulkenin* vatandasligini hak etmemektedir. zira bu soylem devaminda gelen diger soylemlerle ve bunlarin arkasindaki dusunce yapisi ile beraber dusunuldugunde ozgurluk istegi falan degil dupeduz vatan hainligi icermektedir.
ortamın bu kadar gergin olduğu zaman diliminde provakasyonun yeni bir örneğini görmekteyiz. fadime şahin olayı, merve kavakçı olayı gibi bir provakosyon. fatih altaylı nın gereksiz bir iş yaptığını görüyoruz. bu ülkeye yazık ediyoruz, böyle saçma sapan gündemlerle ülkeyi gereksiz geriyor, dış güçlerin oyunlarına geliyoruz. bu açıklamayı yapan arkadaşları kınıyorum, yanlış bir şey peşine düşmüşlerdir.
Liberaller adına programa katılan 3h hareketi üyesi cigdem yasemin ozkan'ın, programda her iki tarafa ** da verdiği özgürlük ayarlarını gölgede bırakan abudik cümle..