türban da türban, tesettür de tesettür diye zırıldanan çakallardaki ;
başörtüsü dönüşümüne dikkat çekelim...
neden adı değişiverdi bu örtünün son 3 yılda?
çünkü en sonunda gerçekten kur'an okumuş insanların 20 yıldır anlatmaya çalıştığı "türban ve tesettür bırakın emri, farzı, kur'an-ı kerim'de kelime olarak dahi geçmemektedir" meselesine kamuoyu uyanmaya başladı. bunun üzerine şekli, şemali belli kurallara tabi siyasi bir simge olan türbanın adını anneannelerimizin taktığı "başörtüsü" ile karıştırmak için cambazlığa başladılar.
bir şii icadı olan türbanın mazisi yenidir. 1960lı yıllara dayanır. türk kadınlarının adetten öte iklimsel bir zorunluluk olarak kullandıkları yazma'nın da, yemeninin de ,tülbentin de türban denen garabetle uzak yakın ilişkisi yoktur. o başkasının namusuna yan gözle bakmayacak türk evladının bacısı olduğu için yada içini böyle bozacak köpeğin defteri dürüleceği için kendini tabiattan sakınmak için başına yazma takar ve bağlanmasını bir ritüel haline getirmez.aynı şekilde yemeni de iş yapan kadının saçının iş yapmasına mani olmamak için bağlanır sair zamanda fular gibi boyunda durur. ama namus, ar bilmeyen kabile köpekleri toplumsal hayasızlıklarını, ahlaksızlıklarını bayrak haline getirip, kadının başına zorla geçirdiler yetmedi kur'an'da olmayan şeyi islamidir diye çarpıttılar.
kur'an ayetlerini çevirirken sarınma anlamına gelen fiili örtünme, bizdeki "yazma" denen ve yerine göre şal yerine göre masa örtüsü yada çıkın olabilen örtünün arapçası olan hımar'ı da kur'an'da asla ve kat'a o şekilde yazılmamış olmasına rağmen hımarürres gibi (başa örtülen) şeklinde çeviriyorlar.
allahın kitabındaki ayetleri değiştiriyorlar yani...
o yüzden başında türban denen o garabetle gezinen ya kandırılmıştır yada din tacirliği peşinde koşan gizli yahudilerdendir...
kur'an-ı kerim'de başörtmek diye bir emir yoktur...
Dinci olanların ve olmayanların ortak sanrısıdır.
Ulan başını kapamışsın ama kalçaların önümde değirmen taşı gibi hareket ederken başının örtüsünü kim düşünür. Çıkmaz aklımdan turlu fanteziler.
