tamamen gerçek dışı bir açıklama. belki pavyoncular tercih etmiyor olabilir. ona da saygı duymak lazım. hiç bir müşteri yanına tesettürlü bir konsomatris otursun istemez. herhalde.
Yürürken kulak misafiri olduğum, gayet uzun boylu sırık iki yeni yetmeden biri diğerine "imamlıkta da ne var, Allahü Ekber Allahü Ekber" diye devam etti. Dayanamayıp lafa atladım: Bi' ezanla hemen hoca oluverdin birader, diyerek... Laf lafı kovaladı ve yol boyunca fikirlerimizi ortaya döktük. Neredeyse aynı şeyleri düşündüğümüz gün gibi açıktı. Reşit olup olmadıkları bile şüpheli iki evladımız dahi din konusunda ülkemizi bu kadar örselenmiş hissediyor ise; hiç kimse kusura bakmasın, en büyük zararı umudumuz gençlerimiz almış demektir. Geriye kalan yok ekonomi imiş yok bilmem ne imiş... düzeltilebilir. Ya taze dimağların gördüğü zarar...
Bunlar da biliyor neyin ne olduğunu; ama hâlâ kandırabilecekleri kitleleri ampul gibi duruyor daha. Mağdurum da mağdurum... Bunun kocası Recep Bey'in damadı olmasa; o kadar arka çıkılır da iha-siha yapabilir miydi? Hiç zannetmiyorum.
karnım aç ama başımda başörtüm var. sabah kahvaltıda onu yerim artık. şu akpden birtanede mantıklı laf çıksa oy verecem ama yok. hem başörtülü bacı senin çalışmayla iş bulmayla ne işin var? senin erkeğin yok mu? siye. daha inandığı dinin temel emrini yerine getirmiyor, hemde iş verecem ben sana, oldu.
kendisi de malum "baş örtüsü" yüzünden burada üniversiteye alınmayıp yurt dışında okumak zorunda kalmış bir mağdurdur.
yalanın sonu yok nasıl olsa açık hava salla salla gitsin. babişkosu böyle ( baş örtüsü yüzünden üniversiteye alınmadı ) demişti sonradan ortaya çıktı ki burada barajı bile zar zor geçmiş sınavda. iktidara gelip artık para sıkıntıları olmadığından tüm çocukları gittiler amerikada okudular..
Erdoğan'ın en küçük kızı Sümeyye Erdoğan yaşı itibariyle katsayı uygulamasına denk geldi. Ancak Sümeyye Erdoğan 2002'de girdiği ÖSS sınavında 134,5 puan aldı. Yani 120 olan dört yıllık üniversite tercih barajı düşünülürse Sümeyye Erdoğan'ın bu puanla Türkiye'de dört yıllık bir üniversiteye girmesi mümkün değildi. Üstelik ortaöğretim başarı puanı (80-20 aralığında veriliyor) 42,6 idi. Okul başarısını gösteren bu puan Sümeyye Erdoğan'ın ortalamanın altında (ortalama 50 idi) bir öğrenci olduğunu gösteriyor.
Yani Sümeyye Erdoğan türban ya da katsayı engeli nedeniyle değil hem aldığı puanın hem okul başarısının düşük olması nedeniyle Türkiye'de bir üniversiteye giremedi.
daha da kötüsü ramsey in sahibi okutmuş çocuklarını yurtdışında. normal bir demokraside böyle bir şeyi kimse kabul etmez, ama neyse ki bizimkine demokrasi denmiyor çok uzun zamandır.
Zamaninda bu gibi olaylar çok olmuştu. Zaten akp o yüzden 20 yıldır iktidar. O yüzden kılıçdaroğlu il il gezip özür diliyor , bir daha olmayacak diyor. Birileri o başörtünün ekmeğini yemiş olabilir. Temeline gelirsek sen bana saygi duy , ben sana saygi duyayım. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edersek sorun kalmayacaktır.
Başörtüsü diye diye insanlara artık birbirinden soğuttular ülke genelinde hat safhada zaten bir işsizlik söz konusu Tam aksine bazı Parti üyeleri sadece başörtülü olduğu için işe alınırken birçok insan işsiz kaldılar artık bu başörtüsü muhabbetinden vazgeçin buradan ekmek çıkmaz.
arkadaş ne mağduriyetmiş, yatlar,katlar,arabalar aldılar, hala bunların mağduriyeti bitmedi. ayrıca ülkede böyle bir şey yokken bunu durduk yere alevlendirip, malum kesimin duyar kasmasını sağlayan kılıçtaroğlu'na da ayrı teşekkür etmek lazım.
ne yazik ki; yine seçimler yaklaşıyor ve yine kadın kıyafeti üzerinden siyasete başlandı.
yazık bu ülkeye ve bu ülke halkına. yıllardır hep aynı konu. AKP öncesinde de aynıydı AKP sonrasında da aynı.
Türkiye'de başörtüsü (annelerimizin nenelerimizin taktiği dane, eşarp değil) siyasi bir simge oldu.
Aynı şekilde başörtüsü takmamak da siyasi bir simge gibi lanse ediliyor.
Madem anayasal bir güvence haline getirilecek; o zaman genelleme yapilarak "kadınların giyimlerini ve kuşamlarını eleştirmek suçtur ve bu sebeple iş başvurularını reddetmek cezalandırılır." diye madde eklensin.
Böylelikle tutucu olan bir firma açık giyimli bir kadının veya sözde ilerici bir firma da kapalı bir kadının isbasvurusunu rededemez.
bir de şu açık kapalı kadın mevzusu komple kökünden çözülmüş olur.
Kadınlar,
siz kendiniz biz erkeklere müdahale etmemize müsaade ettikçe, hakkınızda karar vermeye de devam ederiz.
Siz kendi özgürlüğünüz için kendiniz savasmalısınız.
Kendi giyimize kendiniz karar vermek istiyorsanız, kendi ayaklarınız üzerinizde durun ve biz erkeklere "dur!" deyin.
Normal bir durum. Kamuya açık işlerde dini sembollerle çalışamazsın, başörtüsü, kipa, haç taşıyamazsın. Nokta !!
Bi kaptan pilot, cüppe ve sarıkla uçağa binemez, buna suudi arabistan havayolları falan da dahildir bu arada...ama benim dinim böyle dersen, sen o dinini al götüne sok, derler!! O kadar!
Bi fabrikaya işçi olarak gireceksindir, o zaman tak başörtüsü...ama o şirketin "halkla ilişkiler müdürü" ben budistim diye, dalailama gibi bi kılıkla işe gelemez mesela! Buna siemens de dahildir, lufthansa da, heyhat dini gerçekten budizm olan hindistan havayolları air india'nın çalışanları, japan airlines, air china, say sayabildiğin kadar...olmaz yani.
çıplaklar kampı veya sauna masaj salonu çalıştırıyor olsam ve ban da başvuran olsa "yok kardeşim ya, olmaz. sen manyak mısın?" diye geri çevirsem kesinlikle beni şikayet ederler mahkemeye verirler. ayrımcılık aşağılama din düşmanlığı vs seç beğen al suçlamasıyla mahkemelerde dert anlatırım, sosyal medyada linç edilirim.
