mağdur edebiyatıyla avantaj sağlamaya, her fırsatta gözyaşlarıyla propaganda yapmaya bayılan sömürgenlerin balıklama atladığı olay. ayrımcılığın her türlüsüne karşı çıkmak yerine sadece kendilerine ayrımcılık yapıldığında zırlayan kesimin ve hayatlarında camiye adım atmış olmalarına rağmen onların yalakası olanlar tarafından ülkeyi ayağa kaldıran olay.
hayır arkadaş tepki gösterin göstermesine de her ayrımcılığa gösterseniz de sahtekar ve ikiyüzlü olmaktan kurtulsanız gül gibi geçinip gidecez ama nerdeeeee?
--spoiler--
aynı programda test amaçlı tanıtılması için sayın merve sena kılıç'ın bizzat kendisine sadece son 8 ayda 2 farklı model bmw ve 2 farklı model mini marka olmak üzere toplam 4 otomobil tahsis edilmiştir.
--spoiler--
borusan sikip atmış, konu kilit dağılıyoruz. bir daha da her duyulana sazan gibi atlamak yok e mi güzel yavrucuklarım benim tombiş kolormatik gözlüklülerim, abilerim, ablalarım. öptm by...
bir pazarlama çalışmasıdır... dincilerin bmw alacak paraları olmadığı varsayımı altında kendi müşteri segmentine şirin görünmek için yaptığı çıkıştır..
(bkz: gerilla pazarlama)
Klasik modernleşmeyi batılılaşmak, batılılaşmayı da soyunmak olarak gören insan modelidir. onların anaları bacıları soyunduğunda kendilerini mutlu hissediyorlarsa bence sorun yok ne diyeyim ki buna.
Bunun şakirtlikle ilgisi yoktur. Bahsi geçen Merve Sena Kılıç Ekim ayından beri otomobil sevdası isimli programda köşe hazırlamaktadır ve Borusan'dan gelen açıklamada "Merve hanıma bizzat 8 ayda 7 araç verilmiştir test için" denmektedir. Yalanları buradan ortaya çıkmaktadır. Pardon kadın bir buçuk aydır bu programda siz neyin testine araç verdiniz?
bunlar parayı halktan kazanıyorlar ama halka sırtlarını dönüyor. borusanın imajımızı bozuyor dediği vatandaşlarımızın borusana iyi bir ders vermelidir.
hayatımda her siki yapacağımı düşünürdüm de borusan'ı savunacağımı düşünmezdim. neyse avuktaları yokmuş hesap numaramı verdim "ayarla bi şeyler" dediler tamam abi dedim siz raad olun dedim.
--spoiler--
kadın bir buçuk aydır bu programda
--spoiler--
ortada "bir programın yayına başladığı tarih ile çekime başladığı tarihin aynı olması" gibi yanlış bir düşünce vardır. oysa bir programın çekimlere başlaması ile yayına girmesi arasında "belki de" aylar alan bir süreç söz konusu olabilir. burada müşteki borusan aş. zıttırı vıttırı tarihinde yayınlanan ve zıttırı vıttırı tarihinde çekimlerine başlanan program hakkında "8 ay" gibi bir tarih vermesi gayet yerinde ve yanlış olmayan bir ifadedir. amına kodumun borusan'ının düşünemediğini düşünen benim gibi avukatlığa soyunan arkadaşlara duyurulur. amin.
sonuna kadar haklıdırlar efendim. bu bir imaj işidir.
türban muhafazakar bir yaşam tarzını simgeler. zaten muhafazakar yaşam tarzını benimsemiş birinin mini cooper gibi lüks bir araçla işi olmaması gerekir mantık olarak. dolayısıyla mantık olarak zaten borusan haklı. kaldı ki bu bir imaj meselesidir ve marka istediği yüzü seçebilir.
ama şimdi bazı bebeler özgürlük diyecek zaten bunlar bir tek türban konusunda özgürlük derler yoksa sözlüğe dava açılması, yazarların içeride olması, karikatürlerin yasaklanması başka bir kelimenin kapsamında değerlendirilmelidir. özgürlük sadece türbanlılar içindir bu ülkede.
neyse özgürlük diyenlere de cevabı başta verdim; bu bir imaj meselesidir. beckham' a milyonlorca dolar vererek onu reklam yüzü yapan bir firma beckham hacı sakalı bıraksa devam eder mi sizce ona o paraları vermeye? ama başta da dediğim gibi örümcek kafalara anlatamazsın bunlara. onlar sadece kendi doğrularına inanırlar ve tek doğruları türbandır. onun dışında bir doğru olması mümkün değildir çünkü dogmatik olan din bunu emreder. bu konuda haklılar din dogmatiktir ama bunu özgürlükle savunmak saçmadır. dürüst ol dininin emrettiği gibi dürüst ol ve özgürlükle değil dogma ile açıkla durumu.
marka müdürlerinin yaptığı hata nedeniyle özür dilemiş firma. borusan ceo'su tarafından yapılan basın toplantısında olayın gerçekten var olduğu kanıtlanmış oldu. özür dilemeleri ise olumlu bir davranış. bu arada olaya sebep olan marka müdürleri istifa etmiş.
