tüm kemalistler hakkında genellemeyi kabul etmeyen ama başörtüsünü ideolojik bir simge olarak niteleyebilen zavallı zihniyetin savunduğu mahlukattır.
bakın ne diycem dostlar: başörtüsü Allah ın müslüman kadına emridir, ister kabul edersin ister inkar eder islam dininden çıkar istediğin yere kadar gidersin.(örtmemek ve inanmamak çok farklı şeylerdir) islamiyet hakkında ki kıt bilgilerinizle başörtüsü hakkında fetva vermeniz aynen şu laikçi model teyzenin kemalizm faşizmini hırlayarak savunmasına benzıyor.herkes kendı bılgısı dahılınde savunma yaparsa cok daha akıllıca olur. laikçi lakabımıza gelince elbette kısıler laik olmaz sayın basbakan bunu her fırsatta sız laıklere de ızah edıyor.ama bazılarınız hala kendıne laıkcıyım hebele hubele yasasın cumhurıyet kahrolsun arap zıhnıyet dıye anlatınca bızler ıster ıstemez sıze en yakısan bu ıfadeyle hıtab edıyoruz.
laikçisiniz ve laikçi kalacaksınız.
akpli savunması ile cevaplayacak olursak: münferit olaydır. saldıran kadın sarhoştur denip geçilebilir.
ama vicdanımızla cevap verecek olursak asla ama asla onaylanabilecek bir davranış değildir. daha önce de yazdığım gibi; cumhuriyet öncesi ruh ile cumhuriyet sonrası elitist ruhun savaşıdır. ancak ikisinin de aynı yerden ve aynı amaçla geldiğini unutmayalım. kazanan türbanlı kız olmuştur çünkü ne olursa olsun bu tarz saçmalığa ve zorbalığa her zaman dur demek gerekir.
Bir çember sakal arkasına, yavru ördek misali, 4 er 4er dizilmeyi sorun etmeyenler, ramazanlarda anadoluda bırakın ickilisini, açık bir tane lokanta bulunmamasini, yemek yiyenin üste bir de dayak yemesini, ıstanbul'un bazı semt ve ilçelerinde türbansız carsafsiz dolaşmanın neredeyse yasak olmasını, el kadar kız çocuğunu türbana murbana dolanmasina...
Ses çıkarmayan sıkmabaşlarin, olayı bahane edip atatürk'e ve kemalizme cemkirmesidir. ..
(bkz: başörtülüsün sen anlamazsın) cümlesinin sahibi bilge şahsiyet. o kadar bilge ki başörütüsünün başa değil beyine takıldığını zannetmektedir hanımefendi. hala kafatascı bir zihniyetle anlamadan kavramadan başörtülü, dinini yaşayan insanlara hakaret edilerek laiklik düşüncesinin savunulduğunu düşünmektedir kendileri.
--spoiler--
Kilisenin toplum hayatından dışlanması (Laisizm):
Her yeni fikir ve teknolojik buluşa haklı ve bilimsel gerekçesi olmadan karşı çıkan,
aydınları engizisyon mahkemelerinde yargılayarak işkence eden hatta cadı diye yakan kiliseyi
dönemin devlet adamları halkın baskısı ile devlet ve toplum hayatından dışlamış ve bunun
için laisizm görüşünü geliştirmiştir. Böylelikle daha özgür bir fikir ve düşünce ortamı
yaratılmış bunun sonucunda da yenilikçi yaklaşımlar ve teknolojik buluşlar engellenmeden
başarıya ulaşmıştır.
--spoiler--
laiklik veya laisizm akımının kilisenin zulmüne veya insanları nedenli nedensiz afaroz etmesine karşılık toplumun kiliseyi sosyal hayattan çıkarmasıyla oluşması çok manadar olmalı.hatta birazda ironik. Atatürk ne kadar yönetime dini olguların karışmaması istemediği için laikliği getirdiyse de hala kendisinin rönesans döneminde yaşadığını zanneden, düşünmekten aciz beyinlerin olması bizim toplulumuzun bir cilvesi olsa gerek.