artık literatürden tamamen kalkacak olan zırvadır.
ve bunu istemeyenler sike sike kabullenecek.
olayları bu noktaya getirenler yine jakoben faşistler, mütedeyyin kesim bu konuda haklıdır.
edit: baş örtüsüne ayrı, türbana ayrı anlam yükleyenlere dokunmayın, sadece acıyın.
başörtüsüne türban diyerek güya türbanın illegal birşey olduğu havası estirmeye çalışan hiçbi boktan anlamayan kemalist tayfanın savunduğu ahlaksız namussuz yasaktır.
oğlunu ölüme gönderdiği zaman bu başörtülüler-pardon türbanlılar- el üstünde tutulur nedense ? ama iş meşru hakları kullanmaya geldiğinde böyle öcü muamelesi görmekte insaftan vicdandan uzak kişilerce.
"var olduğunu iddia ettiği cennette senin gibi yobazlar olacaksa, etrafta füze rampası gibi kafalarıyla beynini kullanmayı unutturduğunuz kadınlar olacaksa kalsın o cennet size, beni almayacağınızı söylüyorsunuz ya geleni s*ksinler" diyerek söyleme öfke kusanlardan ötürü yorgan yakılmaya sebep olan söz. *
öyle bir girer ki değil sen, senin atan gelse karışamaz. 2 metrelik kumaş olan türk bayrağı için ne kanlar döküldü ise, allah ın farz kıldığı o bez parçası için gerekirse akla gelen herşey yapılır.
bir askerin yasaklamasıdır.
arap kıçı yalayıp bunu bir marifet sayanların kendinden gayrı kalanlarında birilerini yalamak zorunda olduğunu sandığının göstergesidir. kafatasının içine hava girse yanıldığını anlaması çok zaman almayacaktır. sıcakta türemiş ve hayli kanlanmış bitleriniz size kalsın.
biz karanlığa ışık tutup sizin inlerinizde kilitli kalmalarınızı izlemeyi çok seviyoruz.
inancını siyasete bayrak yapmamış her insanın önünde saygı ile eğilmekle beraber kimliğini, benliğini ve insanlığını kendinden gayrılara satmayı sanat sananların, kendi gibi insan olanlara tapmayı din sananların ilaçlanmayı bekleyen böceklerden hiçbir farkı yoktur.
tanım: yakın zamana kadar resmi olan neredeyse her yerde olan uygulamaydı. gelelim asıl yazmak istediklerime; başörtüsünü dinle bağdaştırmayan siyasi simge olarak gören arkadaşlar bunu neye dayanarak söylüyor merak ediyorum siyasete alet edilmiştir doğru bunu da bazı insanların dini duygularından faydalanmak için yapmışlardır yani tamamen dini temellendirmeyle yapılmış bir istismardır ve yanlıştır ama nasıl oluyor da başını örten herkesin siyasi nedenlerle başını örttüğünü söyleyebiliyorsunuz bunu başörtülü ve siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan, siyasetten hoşlanmayan birisi olarak merak ediyorum.
tarih öncesi çağlardan kalma gibi görünendir. hâlâ insanların kafasının dışıyla ilgileniyoruz amk. ne zaman öğrenecez önemli olanın içte olduğunu. tırnak kadar değeri yoktur benim adıma o 'birkaç metre bez parçası'nın, ancak ona değer verip kullanan insanın bu hakkını elinden alma gayreti içine girmek çok başka bir şey. bildiğin faşizmdir. bir şeyi beğenmemek ve bunu ifade etmekle, beğenilmeyen şeyin varlığına son vermek ve o şeyi beğenenleri engellemek arasında dağlar kadar fark vardır. yıllarca taşra üniversitelerinde uygulanan gayriresmi topsakal yasağı vardı. hala var mı bilmem. o dönemin mağdurlarından biri olarak bı tip uygulamaların resmi makamlarca uygulanmasını destekleyen insanların iq ve eq düzeylerini merak ederim hep. son olarak, saçı göstermeme amacıyla kullanılan örtünün(sen ister türban de ister baş örtüsü) belirli bir dinin gereği olduğunu iddia etmekse, en az az önceki gerizekalık kadardır. hiçbir ayette başınızı örtün emri yoktur. islamın şartları içinde yer almaz. imanın şartları içinde yer almaz. kuranda geçen kelime hmr(hımar)dır ve bu kelime 'örtü' demektir. baş örtüsü olsa idi kasıt hımar-i ras(okunduğu gibi yazılmıştır) olarak kullanılırdı. baş örtüsü tamamen coğrafya, iklim, kültür vs gibi etkenlerin ortaya çıkardığı bir davranıştır. misal ibrani toplumunda baş örtüsü 'fahişe'lerin kullanmak zorunda olduğu bir giysi idi. ortadoğuda ise iklimin yarattığı etki dolayısıyla kullanılmış ve bir süre sonra gelenek halini almıştır. din ile kültür birbiriyle iç içe olduğundan mütevellit, bu davranış dini bir uygulama imiş gibi yerleşmiştir toplumun bilincine. ramazan davulu gibi düşünebiliriz. tamamen gelenek dinidir. kitap dini değildir. zira kitabın hiçbir yerinde yoktur. ancak ne olursa olsun başını(saçını) kapatmak isteyen birine 'hayır açacaksın' demek birebir faşizmdir. haliyle bu örtüyü kullanıp kullanmamak sadece kadının bileceği iştir. ince-hilal-pos bıyıklı adamlara da bok yemek düşer. bıyıksızlar için de durum aynıdır.
son dönem ordu da yaşanan istifalar, ortaya çıkan çeteler insanın aklına bazı sorular getiriyor. acaba 28 şubat yeni bir versiyon ile meşru hükümete karşı tekrar mı tezgahlanıyor? bunun göstergesi olabilecek durum.
2011 yılına kadar üniversitelerimizde olan yasak... Çok laflar işitilmiştir; ucubeye mi bezetilmemiştir, canavar mı denmemiştir, profesör(!) tarafından annesinin ölümünden sonra başın sağolsun demek yerine iğrençsin diye sınıfta rezil mi edilmemiştir? Yine de; içlerinde hiç tamamlayamadığı bir boşluğu bu yasaklarla dolduracağını zanneden zavallıların bir istemidir. içsel bir çelişkinin sonucudur.
Aynı zamanda başörtüsünü sonuna kadar "anlamsız" bulan, ancak öğrencilerinin kendilerine ait kimliklerine sahip çıkmalarını isteyen hatta onlar için gözleri dolan şahsına münhasır hocalar da olmuştur.
iş bu başlık bir özgüven eksikliğinin, insana saygısızlığın göstergesidir.
(bkz: hacettepe üniversitesi)