Tayyipten önce başörtülü annelerin oğulları subay olamıyor muydu?
Gata mezuniyet töreninde mezun olan kardeşim için başörtülü babannemi de ankaraya götürdük, okul komutanı başörtülü babannemin elini öptü.
Ben kendi çevremden daha onlarca örnek veririm.
Neyin yalaklığını yapıyorsun şimdi?
Görsel 1 deki kadının oğlu türkiye cumhuriyeti kurulduğundan beri subay olabilmiş, yemin törenine gidebilmiş, orduevlerine girebilmiştir.
Görsel 2 deki kadınlar ise siyasal simge olan bir şekilde örtündükleri için kısıtlamaya maruz kalmışlardır.
Neticede insan inancı gereği örtünüyorsa 2 numaralı görseldeki kadın 1 numaralı görseldeki kadın gibi örtünüp başörtüsünü kuzu kulağı modeli ile bağlamış olsa sorun kalmıyordu.
Bu ülkede gerçekten başını örten 1 nolu görseldeki kadınlara hiçbir zaman kimse karışmamıştır.
Ama 2 nolu görseldeki örtünme şekli kurallara aykırıdır.
Bilip bilmeden mağduriyet kasmayın burda.
Sizin "başörtüsü" dediğiniz şeyin adı türbandır.
Başörtüsü 1 numaralı görseldeki örtüdür. Başörtüsü diyerek işi basitlestirip türban ile aynı potada eritmeye kalkmayın ben yemem.
Siyasal islamınız batsın.
Daha önceki başörtülü anaların subay çocuklarını ergenekon, balyoz diye içeri atmıştınız. Şimdi diyorsunuz ki Başörtülü analarında artık çocukları subay olabiliyor bilmem ne...
Adisiniz, iki yüzlüsünüz, fetöcününüz. Kıvırmayın şimdi.
güzel bir bakıştır. hem teyzeme hem kardeşime helal olsun..
yalnız şöyle bir durum var ; ben askerliğimi 18 ay boyunca er eğitim alayında yaptım. ilk 3 ay kendi acemiliğim ve onbaşı eğitiminde geçti. 1 yemin törenine * kendim acemi olarak katıldım ve yemin ettim. 4 celbin yemin töreninde ise çavuş olarak bulundum. eğittiğimiz askerlerin yemin törenleri yani. bu 5 törenin tamamında baş örtülü annelerde vardı. hem de o ergenekon davasında din düşmanı diye hayatı karartılan dursun çiçek in alay komutanı olduğu deniz er eğitim alayında. velhasılı artık bazı yalanları bırakmanın zamanıdır sanki. baş örtüsüne en büyük zararı bu baş örtüsünü savunduğunu iddia eden cibilliyetsizler veriyor. çok eskilerde yaşanmış şeyleri ısıtıp ısıtıp yeni yemekmiş gibi sunarak hiçbir şey elde edilemez..
geçmişi kaşıyarak intikam almak isteyen bir insanın gündeme taşıdığı bakıştır. türban meselesinin üstünden yıllar geçti. artık bu konu siyasetin gündeminde değil, bu konudaki mağduriyetler giderildi ama hala ısıtılıp ısıtılıp önümüze getiriliyor.
bu bir siyasi malzeme olarak kullanılmıştır. ancak ülkede geçmiş subayların anneleri arasında başı açık zaten çok az kadın vardır. 'hepimizin annesi kapalı' edebiyatı değil yaptığım, bir subayın annesinin kapalı olmasının siyasi malzeme olarak kullanılmasının kurnazlığınadır lafım.
çomarların türlü yalan ve iftiralarında kullanmaya çalıştığı bakıştır. başörtülü bir anneye sahip olan subaylar yıllardır orduda vardı zaten. ne ilk ne de sondur. terbiyesizliğin lüzumu yok.