Flort doneminde her sey cok guzeldir , iki taraf da birbirine guzel sozler soyler , ufak sakalar yapilir ama bunun dozaji cok onemlidir . Eger isin bokunu cikarip karsi cinsi sikarsaniz o hem vazgecilmez oldugu dusuncesine kapilir hem de aslinda sizin kafasindaki siz kadar harika olmadiginizi dusunur ve siz bu durumun ne ara gelisip ne ara kafanizi yemedigini dusunurken o iliski baslamadan biter , evet ve siz bunun farkina yavas yabas aci ceke ceke vararsiniz. o aslinda daha onceden gitmistir ama siz bunu sonradan farkedersiniz , iste o an , o iliski bitmistir.
bok gibi bir histir. ikiniz için de doğru olanı seçmişsinizdir fakat bunu karşı taraf anlamaz, sizi kötü hatırlayacaktır hep. " belki" diye ümit beslersiniz daha sonra; "belki karşılaşırız birgün, olamaz mı, olabilir" .
Yarım kalmışlık. Zaten yarım bir hayat yaşıyorsanız, bu daha fazla da koyar, hele ki sizi tek mutlu eden şey aşksa. Aşka inancınız da kalmamışsa ugrunda ölünecek bir şey kalmamıştır, hayatın anlamı da. Joan baez (bkz: diamond and rust) şarkısında ne güzel de anlatır " o" adamı.
işin içinde 3. şahısta vardır. kız başkasını seviyordur yani, yada erkek. 3. kişi genelde sonradan öğrenilir. kaleci gibidir.
(bkz: 90a giden topu çıkartan kaleci)
Başlayıp biten ilişkiye göre daha fazla can yakar bence.
Siz hayaller kurarsınız, yeni yeni birlikte zaman geçiriyorsunuzdur, daha yaşanacak bissürü şey var dersiniz, gülümsersiniz ama daha saf ve temizken bitiverir. O hayaller, yaşanacak onca güzel şeyler yok olur ve mutluluk kursağınızda kalır..
O kadar olacak gibiydi ki. Olmayacağını gördüm ama kalbime söz geçiremiyorum illa somut bir kanıt istiyor, illa pek de hoş olmayan şeyler yaşayıp üzüntüden kıçımı yırtmam gerekiyor. Unutmak lazım unutmak. Zamanın dalgaları bunu da alıp götürsün benden uzak bir yerlere. Huzurlu bi hayatım vardı benim, aşık değildim en azından. Ve bunu gören hayat dur buna bu kadar mutluluk fazla şunun sirazesini kaydirayim bi demiş olmalı. Neyse ne, yasandigi süre boyunca güzeldi en azından.