tokat atmakla oy aldığı halkını temsil ettiğini düşünenlerle, devlet görevlisine kalkan o elinin bi taraflarına sokulması gerektiğini düşünenleri gördüğümüz harekettir. bu kadardır bizim memlekette demokratik duruş.
öncelikle tokat atmak gibi provokatif eylemlerin savunulacak bir tarafı olmadığını belirtmek gerekir. amasız, fakatsız bunu dile getirmek gerekir.
meseleyi türk -kürt çatışmasına çekmek de doğru değildir. hatırlatmakta fayda vardır. samsun da bulunan ahmet türk'e yumruklu saldırı düzenlenmesi sonrasında pkk bunun intikamını birkaç askeri şehit ederek almıştı.
temel hak ve hürriyetlerin anayasal güvence altına alındığı bir düzenin her iki tarafa da fayda sağlayacağını öncelikle gençlere öğretmek belkide ilk kural olmalıdır. ancak biz malesef provokatif eylemleri seven ve bununla gaza gelerek yaşayan milletiz. en son 29 ekim kutlamaları buna örnektir.
hudut taburundaki askerlerin koğuşunda bir gece geçirmesini akşamlar yüzüsuyu hürmetine yüce rabbimden niyaz eylediğim kadındır. *
başka türlü aklı başına gelecek gibi değil zira.
provokasyonlar amaçlanan seviyede başarılı olamadı ki, "bir de bu yolu deneyelim de, polisi-türkiye cumhuriyetini dünyaya kötü lanse edelim" düşüncesinin artık çığırından çıkmış halidir.
bir milletvekili(!) tüm çirkefliğini takınıp, uyarılarda bulunduktan sonra işini yaparak olay çıkaranlara müdahale eden başkomisere böyle bir davranışta bulunuyorsa, burada ilk olarak sorgulanması gereken o şahsın orada ne işi olduğudur. gerçi, milletvekilleri kendisini seçen halkı temsil ettiği göz önünde bulundurulacak olursa, sıkılan tazyikli su da azdır, atılan biber gazları da...
konuyla ilgili olarak başkomiser adli makamlara şikayetini ve soruşturma devamında neler olacağını göreceğiz. bir yandan kürt açılımı derken götünü bile açmak zorunda kalanlar için oldukça zor bir süreç ama neler olacağı milletvekilinin dokunulmazlığı ortadan kalktığı zaman belli olacak...
destur!
evvela madem başlıktan tokat atanın "kadın" vekil olduğu belirtilmiş, biz de girizgâhımızı ordan yapalım.
olası dertler;
"polisimize tokat attılaar"
"üstelik bunu yapan bir kadın"
"hatta, hatta kürt kadını"
kadın erkek farketmez, geçiniz.
kaldı ki bu türden bir vakayı dahi cinsiyetle bağdaştırmadan ifade edemeyen zihniyet de, o tokattan payına düşeni almıştır.
üstelik ortada tokat da yok, en zalım ifadeyle hafif bir dürtme denebilir.
gelelim olaya;
o tokadın birçok kişinin yüreğinin yağlarını erittiği aşikar.
polis "kadın" vekilin kalçasını kırdı geçenlerde.
polis hamile bir "kadın"ı tekmeleyip bebeğini katletti, o da geçenlerde, çok eski değil yani.
polis şiddete maruz kalmış ve kendisine sığınmış "kadın"ı tekrar celladına teslim edip ölmesine sebep oldu. o da hafızalarda.
ee, problem ne?
polisin çocukların kafasını dipçikle ezmesi, çocukların kolunu kırması, ve dahi öldürmesi neydi peki?
eşcinselleri, travestileri hortumla dövmesini hatırlayanlar da vardır illa ki.
polis diye elimizde tuttuğumuz malzeme bu.
ne olmuş? tokat yemiş!
az bence.
haa, bunu yapan "kadın" ya, alenen küfürler de başlamış.
"o elini alıp kıçına sokmalı" falanlar.
evvela kıçınızdaki copu çıkarın siz, sonra belki klavye tıkırdatmaya mecaliniz kalır.
halkının vekilidir, halkının arasındadır ve halkının duygularına tercüman olmuştur.
bir cizre newroz'unda 57 kişiyi öldürenlere küçük bir fiske atmıştır.
helal olsun!
peşin not: yazdıklarımın şiddet savunuculuğu gibi algılanması muhtemel. nihayetinde liselilerin domine ettiği bir platformda yazıyoruz.
gidin bir psikologa danışın, olmadı hıncal'a sorun.
refleksle atılmış bir tokat, şiddet veya dayak kapsamına girmez.
reflekstir, ayrıca halkın gazını almış bir tokat olmasından mütevellit polisin ve sistem savunucularının duasını almış bir tokat olduğu kanaatindeyim.
son olarak da münferitçi bebeler için gelsin.
münferittir lan!
büyütmeyin.
çok kötü bir oyunculuk sergilemiştir. ayrıca allah günah yazmasın ama bakıyorumda bu bölücü, hain, terörist taifesinin hiçbirinin suratında meymenet yok acaip çirkinler, ruhlarının pisliği suretlerine yansımış olmalı.
velhasıl kelam olan yine garibanlara olcak. öbür beyinsizler umrumda değil ama, hiçbirşeyden haberi olmayan kendi halinde yaşayan insanlara üzülüyorum.
Kürt vatandaşların temsilcisi olma iddiasında olan ama kürt vatandaşların hakkını hukukunu koruma kisvesi altında terör örgütüyle aynı gırnatayı çalan bir partinin milletvekilinin yaptığı edepsizliktir. Biraz da kadın olmanın verdiği cesaretle terbiyesizliği tokat atma zirvesine ulaştırmıştır. Zira yerinde bir erkek milletvekili olsa, karşısındaki komiser refleks olarak karşılık verebilirdi ki, bu durumda olay hiç istenmeyen noktalara taşınabilirdi.
bdpli vekillerin çapsızlıklarını ortaya koyan bir belge daha. kriz yönetimi sıfır, akıllı davranma sıfır, mantığı ön planda tutma sıfır, olaylara doğru ve soğuk kanlı bakış açısı sıfır, entellektüel duruş sıfır, kültür sıfır, sorun çözme yeteneği sıfır, derdini anlatabilme sıfır, karşıdakini ikna edebilme sıfır, otur devletine kindar vekil, kocaman bir sıfır!
ideolojik bir sebebi yok, kürt de değilim ama içimin yağları eridi izleyince. eline bir kitap dahi almamış bu kazmalar, istedikleri zaman ve yerde herkesi tokatlayabilsinler; bir milletvekili, hele kadın bir milletvekili etkiye tepki olarak cellat kılıklı bir polisi tokatlayınca, 'dokunulmazlık nelere kadir!'miş. sırf bdp'li diye! bazıları ancak götlerine cop girince, şiddetin ve devlet eliyle ya da kişisel faşizmin kötülüğünü kavrayabilecekler herhalde. yuh!
asıl niyeti olay çıkartmak, daha sonra allaya pullaya "eziliyoruz" diye ortalıkta reklam yapmak isteyen millet vekilidir. söz konusu başkomiserin herhangi bir şekilde karşılık vermemesine sevindim. bu olayı kim bilir nerelerde ne şekillerde kullanacaklardı.
hükümetin ortaya koyduğu demokratik açılımın zarar görmemesi için terör örgütü destekçilerine anlayış ve hoşgörülü yaklaşımının doğal sonucudur. bu durumdan utanması gereken siyasi iradedir.
1.pkklıları dağdan indirip meclise sokup birde dokunulmazlık zırhına bürümesiyle gerçekleşen ve hiç şaşırılmaması gereken durumdur ki bu ve bunun türevleri bir sonra ki akp hükümeti dönemlerinde sık sık görülecektir.
başkomiser yerinde olsam kesinlikle bir tokat da ben yapıştırırım. belki o da benim gibi düşündü ama kendine engel olmak zorunda kaldı. çünkü milletvekili dokunulmazlığının ve kimliğinin arkasına sığınan kadınla başa çıkamayacağını biliyordu. ertesi gün kendini anadolunun başka bir ücra köşesinde bulması ve ve yahut görevden el çektirilmesi zor değildi. belki bunu bile göze aldı çünkü insanlarının önünde görevini yaparken onuru kırılmış ve adi, pislik gibi ithamlara maruz kalmıştı. bir de milletvekiline tokat attı diye meslekten ihraç edilebilirdi. bugüne kadar bir yere gelmek için olan tüm çabaları boşa gidebilirdi. çünkü bu ülkede görülmeyen şey değildi. belki bunu bile umursamazdı ama evde babasının gelmesini akşama kadar pencere önünde sabırsızlıkla bekleyen mini minnnacık çocuğunun kursağına bir lokma ekmek götürememek, eşine ve çocuklarına bakamamak korkusu vazgeçirdi onu. annesinin üzülmesini istemezdi eminim hiç. çünkü bu ülkede çocuklarına bir lokma ekmek götürememekten intihar eden babalar var. ama yine de siz milletvekili olarak millete tokat attığınız diyerek bence en doğru cevabı verdi. önemli olan gücünü paradan, makam ve mevkiden değil, haklılığından alan bir sisteme sahip olmaktır. ama gün gelecek devran dönecek, arkasına sığındığınız dokunulmazlık da bitecek, gücünüz de. o zaman haksızlığa uğrayanlar sizden bir bir hesap soracak.