başkent in göle dönmesi

entry13 galeri0
    ?.
  1. ne kadar mükemmel bir altyapımız olduğunu göstermektedir. hadi istanbul'u geçtim, çarpık kentleşme...vs derken bi nebze anlayabiliyorsun ama ankara da böyle bir şey olması ne demektir yahu. burası senin başkentin.
    1 ...
  2. 1.
  3. Melih Gökçek in Ankara ya deniz getirdim ifadesiyle seçimlerde kullanacağı olaydır. Ahan da buraya yazıyorum. Gene seçilir.
    26 ...
  4. 2.
  5. içine melih gökçek düşse de, allah nasıl biliyorsa öyle yapsa düşmüş sonunu denen hadisedir.
    1 ...
  6. 3.
  7. kısaca iki dakika haziran yağmuru yağınca koca şehri .ok götürmesidir.

    dütdürü: parti amigoluğu yapacağım diye yağmuru da görmeyen çıktı ya. ne deyim ben sana aziz memleket?
    1 ...
  8. 3.
  9. ardından bir hafta boyunca basılan kaldırım taşlarının altından gayzer çıkar.
    3 ...
  10. 4.
  11. Denize hasret ankaralı vatandaşların
    bir gün bile olsa hasretlerini gidermesi.

    Aslında Ankarada yapılan havuzlar ve şelaleler ile amortide olsa sulu mutluluk mevcut.
    0 ...
  12. 5.
  13. bir de her yeri kazmışlar. sırf göl olsa iyi sözlük. bildiğin bataklık ayol. hiç öyle olmadığım halde bugün çok atletik atlayışlara imzamı attım. *
    0 ...
  14. 6.
  15. ankaranın göle dönmesinden sonra o göl suyunu melih gökçek in ağzına boşaltıp o pis gülüşünü görmek istediğim durumdur.
    0 ...
  16. 7.
  17. bir de o gökküsagı denen zırtapoz yerdede trafik bildigin felç olmuştu durumudur. otobüsle 20 dkda aldık 20 metreyi. ve otobus o kadar havasızdı ki ayakta durmaya dayanamayıp genelkurmayın önünde indim sözlük. sonra giden otobüsün arkasından baktım ki o bölgede trafik akıyormus. bosuna 15dkda yürüyerek aldım o kısa yolu. böyle sacma bir gündü iste.
    1 ...
  18. 8.
  19. belediyenin işlevsizliğini gördüğümüz, aslında rezilliklere yol açan bi durumdur. ancak ben ve benim gibi yağmurda ıslanmayı sevenler için eşsiz günlerden biriydi. untimely ve diğer can arkadaşla, sokakta çığlık çığlığa yağmur altında hoplayıp zıplayarak, göletlerden geçmek inanılmaz zevkliydi. çoraplarımızın sırılsıklam olması bile bizi durduramadı. hayattan keyif almak lazım. her anın değerini bilmek lazım. belki de ankaradaki bu son günlerimiz ve bugünlerin de tadını çıkarmak lazım. yaşamak herşeye rağmen güzel bea.
    2 ...
  20. 8.
  21. bugün dikimevi'nin oradaki duraktan 339 numaralı otobüse bindik, binmemizle birlikte gök yere inmeye başladı. derken 10 dakika içinde beşevlerdeki ana kampüse vardık, ama yağmur olabildiğince yağıyordu. ilk önce otobüsten hiç inmemeyi düşündük. sonra aklıma otobüsü tam sabancının yanındaki alt geçitte durdurmak geldi. tam köprü altına geldik ki, köprü altı göle dönmüştü çoktan ve önümüzdeki polo suda kaldı. bizde indik ve kendimizi alt geçite attık. artık bizim için heyecanlı saatler başlamıştı. polo'nun içindekiler su seviyesi yüksek olduğu için çıkmıyordu. araçlar artık köprü altına giremiyordu. sadece otobüsler geçiyordu. köprünün kaldırım bölümünde de biz yaklaşık 50-60 kişi göle girmeye cesaret edemiyordu. karşı tarafta ise arabalar kaldırımdan geçiyordu. sonra polo'nun sahibi çıktı içinden zorla itti, olmadı. sonra ego'nun biri arkasına yanaştı, adam otobüsten destek alarak itti. o arada birkaç gönüllü genç suyun içine atladı ve adama yardım ettiler. derken bir transporter hızla girdi ama çıkamadı sudan. onun içindekiler de indi mecburen, su seviyesi iyice yükseldi bu arada ve arabanın içine su doldu. bu böyle yaklaşık 25 dakika devam etti ve hayatımızda bunu görmüş olduk.

    (bkz: öyküleyici anlatım)
    0 ...
  22. 9.
  23. 30 yıl önce ile 30 yıl sonranın bir farkı yok. başkentte sokağa 1 bardak su dök, yağmur kanalları tıkanır, trafik çile olur. eskiden de böyleydi. çok takmayın.
    0 ...
  24. 10.
  25. çankaya'dan aydınlıkevler'e 45 dakikalık yolu üç buçuk saatte gelmektir buna ek olarak 40 dakka otobüs beklemektir

    halk otobüsü gelmeyince 'kart varmıydıki lan' telaşına düşüp belediyeye binmektir,

    100 kişilik otobüse 1500 kişi binmektir, otobüste kavga etmek, melih'e saydıranları dinlemek

    ve ^yine de başkan olucak, yine de oy vereceksiniz lan' diye düşünüp kendi kendini yemektir,

    otobüstekilerle kavga etmek, zırlayan bebelerin ağzını yüzünü yumrukladığını hayal etmek

    ardından anlamsız bir pişmanlığa bürünmekir. ayakların kaskatı kesilmesi

    bilinen bütün küfürlerin sarfedilmesidir.

    ankara'nın göle dönmesi

    melih' e ne kadar sövsem de az geldirendir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük