genellikle kişinin hoşuna gitmeyen, sinir katsayısını arttıran bir durumdur.
başkası ile kıyas meselesi kişinin çocukluğuna hatta bebeklik dönemine dayanır. siz fark etmeden başlar bu mesele, siz farkına vardıktan sonra da bir ömür boyu sürer.
*erken yürümeyi, konuşmayı öğrenemezsiniz ebeveynler tarafından hemen konuşulmaya başlar. "falancıların kızı/oğlu yürüdü bizimki neden yüreyemedi daha?" diye giriş yapar hayatınıza.
*ilkokula gidersiniz, "falancının kızı/oğlu'nun karnesinin hep 5, senin karnende neden 4 var?" diye devam eder. o zamanlar tabi küçüklük çok fazla takmazsınız bu durumu. bir kulağınızdan girer diğerinden uçup gider ancak ergenlik dönemi ve sonrasında hayatınızda büyük bir sorun işgal etmeye başlar işte kıyas meselesi.
*liseye gidersiniz -üniversite döneminde özellikle- "falancının kızı/oğlu bak günde kaç saat çalışıyor, senin gibi bu kadar televizyon izlemiyor, dışarlarda gezmiyor" lafı ile birlikte tüm keyfiniz kaçar, nefret duygusu içten içe kafanızda yer edinmeye başlar. anlatmaya çalışırsınız ancak ebeveynlerin çoğunda empati denilen olgu fazla yerleşememiş olduğundan ötürü bir türlü anlaşılamadığınız fikri yer edinir kafanızda.
*üniversiteye gidersiniz "falancının oğlu/kızı okulu 4 yılda bitirdi, niye bitmiyor senin bu okul" soruları ile karşı karşıya kalırsınız. sorular günden güne artar, "falancının kızı/oğlu yazın memleketine gidiyor, falancının kızı/oğlu gelirken hep hediye alıyor, senden daha bir şey göremedik" diye devam eder durur. okul bir şekilde biter ancak sorular bitmez.
*işe başlarsınız, "falancının kızı/oğlu evlendi, çoluk çocuğa karıştı sen niye evlenmiyorsun bir türlü" diye sorular gelmeye başlar bu sefer de. bitmez bu soruların devamı, "ya anne/baba beni başkaları ile kıyaslama" derseniz, bu sefer de "zoruna gitti tabi değil mi" sorusu gelir iyice delirirsiniz.
olur da evlenirseniz bir gün, çoluk çocuğa karışırsanız, oğlunuz/kızınız erken yürümeyi öğrenemezse ne olur onu başkalarının kızı/oğlu ile kıyaslamayınız. bu yeni nesil adına ufak bir ricamdır. çünkü görünen o ki o büyük sorunun kaynağı bu ufak soru. rica ediyorum.
kıyaslamayınız, kıyaslananlara izin vermeyiniz. koskoca bir nesil bu yüzden yalan oldu gitti, geri kalanlar da hala sürünüyor...
karne zamanı gelindiğinde tembel öğrencini kabusu olan durumdur.
- kadirlerin oğlu yusuf ziya takdir almış bak bizim mala zayıf getirmiş.
- baba hoca bana taktı .
- ben sana bi takıcam şimdi boğazına kadar hissedicen.
- boğazına kadar derken.
- bu biraz ensest oldu siktir et .