bana çok olur.
mesela birisi toplum içinde öyle rezil,yer yarılsa da içine girsem duruma düşer ki,kişi utanmaz arlanmaz,ben kızarırım utanırım terlerim hep o kişilerin yerine...
anlayamadım ben de neden...
annem, ben, arkadaşım ve annesi sütyen almaya gitmiştik, annemle annesi poşetler karışmasın diye yolun ortasında hangisi senin, hangisi benim diye çıkarıp bakmışlardı! olsa olsa bu olabilir başkası yerine utanmak!**
başkasının yerine yaptıklarımızdan sadece bir tanesidir. başkalarının yerine biz yol veririz, başkalarının yerine biz çekmceleri kapatırız, başkalarının yerine biz ağlarız. hattâ başkalarının yerine düşünürüz. çevremizde ne kadar düşüncesiz insan varsa onların beyni oluruz. bu kadar duyarsızlarsa mecbur kalırız, onların yerine utanırız bir de.
bazen kişiye, o yerine utandığınız adam artık sussun, kendine bunu yapmasın diye ağzına ağzına vurmayı isteten duygu ve onun yoğunluğudur..
günlerden bugün.. vapurdayım, yanaşıyoruz yavaştan.. toplanmışız bir sürü çakal erken ineceğiz diye yanlara.. orada bir çift gördüm.. çiftten kastım, güzelce bir kız ve kendini biraz sonra imha edecek olan mal bir herif, sevgili değiller.. mal herif inceden yazıyor kıza ben öyle bir his edindim o dünyalar gibi gelen 120 saniyede.. e yazılan kızın yanında da sepet gibi gezilmez, atak olacaksın, ağzın laf yapacak, öyle gördük büyüklerimizden biz.. misal bana dedem, yemez içmez, sapı farketmeden kız nasıl kesilir onu gösterirdi.. anormal bir adamdı biraz..
diyalog şöyle gelişti.. noktasına dokunduysam namerd olayım:
kız/ dün de ıspanak yedim..
mal/ ıyyy ıspanak.. çok kötüymüş.. ıspanak ve fasülye.. fena yaaaa.. yiyemezsinki.. (burada bir saniyelik bir sessizlik var.. sessizlik kötü, konuşmaya devam etmek gerekir)sevilecek gibi değil yani (tamam olm anladık, kız bayılacak), dün de annem fasülya yapmış işte (demin fasülyeydi lan) yiyemedim kalıyor yaa.. fasülye yanında da pilav.. pilavla güzel olur ama, ben severim.. (yarım saniyelik sessizlik) kuşbaşı da yapsaymış keşke annem dün.. oha üç yemek de çıkamaz ama bir günde yav hehehe.. gerçi eskinde çıkardı.. çıkardı da kalıyordu sonra.. yine çıksın kalır herhalde yani.. fasülye güzel ya (paragrafın başındaki fikirden 180 derece döndü yavşak.. mal).. mesela işte dün annem yaptığında kaldı yemek.. ki dün iki çeşit çıkmıştı, dikkat edersen.. bir de üç çeşit çıksa ohooo.. ama kuşbaşı da güzeldir ama sebze de yemek gerekiyor işte arada.. bazen de yiyorum yiyorum doymuyorum, dışarıdan söylüyorum (lan bize ne!) ama işte evde kalmasın diye çıkartmaz üç çeşit yemek.. belli olmuyor yanii.. ıspanak kötü ama.. (başa döndü)
ah be evladım.. eninde sonunda tükettin bu saçma yemek tiradını.. ne geçti eline?.. kız yine susuyor.. susmayı bırak bir de senin eğitilebilir embesil olduğunu düşünüyor.. hak reva mıydı bu sana?.. evet!.. lan olm sen manyak mısın?.. etkilemeye çalıştığın kıza 8 dakika boyunca 'ıspanak, fasülye ve pilav: damakta bir macera' adlı oyunun monoloğu yapılır mı?.. sen konuştukça ben eridim senin yerine.. öyle bir raddeye getirdinki kızı, ''bir sus la'' diye kafana vursaydım kız benim olacaktı bence.. sen de halat atan herife kuşbaşının olaydaki rolünü anlatırdın artık..
zor iş kız etkilemek de, bu kadar da değil be anam.. bu kadar da değil..
bulunduğunuz ortamda iki kişinin diyaloğuna tanık olursunuz. biri ötekini haksız yere şuçlar, üzerine gider, gururunu kırar.
gözleriniz evvela gururu incinmiş kişinin yüzüne kayar, acının o yüzde nasıl yürüdüğüne şahit olunur, kaşların ve kirpiklerinin titremesi ve bir anda donuvermesi. belki o da dönüp; sen de duydun mu? dercesine size bakar. o, bir ölüm haberi almış gibi çöker kalır, siz oturduğunuz yerde küçüldükçe küçülürsünüz. o' nun adına üzülürsünüz.
sonra öteki kişiye bakarsınız, birinin ruhunu tarumar etmiş, umurunda değil. hiçbir şey olmamış gibi işine gücüne devam eder. yüzünde haddini bilmeyenlere, bildirmişlerin gülünç gururu. o' nun adına utanırsınız.
bir düğünde kötü şekilde oynayan dikkat çekmeye çalışan birini görünce yaşanabilecek durumdur. ya da tiyatro oyuncusu rolünü unutunca onun adına utanılır.
arkadaşlarla cafeden çıkıyorduk bir tanesi telefonundan mesaj yazıyordu, hesabı ödedik tam oturduğumuz masanın yanından tekrar geçerken "telefonunu masada unutmuşsun dedim" döndü baktı ve " hani lan yok dedi" herkes koptu. o anda onun adına utandım sözlük, böyle bir arkadaşım var diye kendimde utandım ve tekrardan onun adına utandım.