daha ilkokuldan başlatılıyor dayatılmaya. yarış atından farkın yok. okumayı öğrenip öğrenmediğin önemli değil, ilk öğrenen takıyor kurdalyeyi. veya soruyu ilk çözen alıyor sözlü notunu. 20 30 saniye geç çözen hiç çözemeyenle aynı. veya bildiklerin çok da önemli değil, ne kadar hızlı bildiğin önemli.
sonra üniversite sınavı geliyor. kazanman yine başkalarına bağlı. başkaları kazanamayacak ki sen kazanasın. senin kaç soru çözdüğün önemli değil, önemli olan diğerlerinin kaç soru çözemediği. her sene oynuyor puanlar, halbuki giren öğrencinin bilgisi de değişiyor her sene. ama olsun kontenjan dolu. senin kaç soru çözdüğün yine önemli değil. seneye boş kalmasın diye senden düşük alanlar girecek. yani yine sana bağlı olmayacak hiçbir şey.
üniversiteye geliyorsun arkadaşından not istiyorsun vermiyor. çünkü verirse onun notu düşecek. sebep? çan yükseldi. almanya yenilince bu sefer sen yenmiş sayılıyorsun yani. sorular aynı sınıf başka, senden düşük notla senden yüksek alınıyor. kendinin yüksek, başkalarının düşük almasını istemeye mecbursun. geçen sene kaldığın nottan daha düşük bir notla bu sene geçebilirsin.
sonra bekle ki insanlar bencil olmasın. sonra bekle ki insanlar diğerlerini de düşünsün, herkesin iyiliğini istesin. senin maaşının yüksek olup olmadığı yanındaki çalışana bağlı. onun ki düşükse seninki yüksektir. senin maaşın ondan düşükse maaşın sana az gelir. veya yanındaki ne kadar mutsuzsa sen o kadar mutlusun.
bir referans noktası seçiyorsun, kendin onun üstüne çıkamayınca referansı aşağı çekiyorsun.