şimdi; siz içeriyi doldurmuşsunuzdur, iki kırığınız vardır. rakip ise altı kapısını kapatmış bir dışında her yeri doldurmuştur ve birde açığı vardır. siz sadece bir kırığınızı bir atarak içeri sokarsınız. onun zar hakkı yoktur siz devamlı atarsınız ama bir türlü bir gelmez... onsekizde bir ihtimal olmasına karşılık siz 108 kere de atsanız gelmez o bir...
yapacak bir şey yok, oyuna başlanmıştır bir kere... bırakılmaz...
her ne kadar sıksa da, devam edilir... belki bir gelir de kalınan yerden devam edilir diye...
ha bir gelir gelmesine de, sonra devam edebilmek için yine karşı tarafın oyuna girmesi beklenir... siz açık vereceksiniz ki içeriden, o girebilsin... birkaç kırık daha verirsiniz!
sonuç mu? kalbini koltuğunun altına sıkıştırırsın... oradan oyun almayı düşünmedin değil mi?
önemli olan oynamaktı...
--spoiler--
uğruna dertlere düştüğüm sevgili,
bir başkasına tutulmuş; o da dertli...
derdimin dermanı kendi derdinde,
hekim hasta olunca kime gitmeli? *
--spoiler--
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun ..
Dizilerde her zaman kizin sevdigini öldürmeye kalkarlar ve ya erkege komplo kurarlar.
Gercek hayat'da ise buna platonik ask diyebilir, seversin sevmez gel dersin gelmez olayi, ne kadar sevsen de vermis o kalbini baska asklara sana bir sey kalmaz, bosuna kendini paralamis olursun.
bir yandan mutlu olmasını istemek, bir yandan da onu mutlu eden kişinin başkası olduğu fikrine alışamamak. ne yapacağını bilemeden kıvranıp durmak... işte öyle bir şey.
Sen onu düşünürken ,o başkasını düşünür. Bir türlü aklından atamazsın bütün gece resmine bakarsın. Sana onu nasıl sevdiğini hala unutumadığını anlatırken hayata kaderine şansına milyonlarca kez küfredersin. Ama nafiledir seninki umutsuz aşktır ne çaresi vardır ne de sonu...
atilla ilhan'ın üçüncü şahsın şiiri'nde çok güzel anlattığı durumdur.
üçüncü şahsın şiiri
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım.